Bölüm 37

44.8K 3.8K 238
                                    

Toprak'ın beni yere tekrardan düşürmesiyle acıyan bileğimi tuttum. "Sessiz ol." dedi bir kolunu arkadan bana sararken. Kulağıma fısıldamıştı.

"Ne? Bir şey mi oldu?"

"Bir ses duydum gölge. Fark etmemiş gibi yapacağız. Az önceki gibi devam edelim, izleniyor olabiliriz."

"Tamam." diye mırıldandım. Sesim titremişti, tekrardan yakalanmak istemiyordum. Ama hayatımın geri kalanını da bir kaçak olarak geçiremezdim.

Toprak yerden aldığı bir dal parçasını, çalışıyormuş gibi görünmek için bana sallamaya başladı. Hamlelerinden kurtulmak için ekstra dikkat etmem gerekiyordu, aklım biraz önce söylediklerindeydi çünkü.

Onun da dikkatinin çok farklı bir yerde olduğunu fark edebiliyordum. Elindeki dal parçasını, arkasına dönüp hızlıca ağaçların olduğu tarafa doğru fırlattı.

Gözüme çarpan bir hareketlilik olmuştu. Dalın düştüğü noktada bir şey, belki de biri vardı.

Toprak, yerdeki bir taş parçasını gözünü ağaçlardan ayırmayarak aldı. "Kim var orada?" dedi beni bile korkutan bir sesle.

Ses yok.

Rüzgar dalları hışırdatacak şekilde estiğinde, belki soğuktan belki de korkudan titredim.

"Toprak." diye fısıldadım. Beni duymamış gibiydi. Dikkatli ve sessiz adımlarla yavaş bir şekilde ağaçların olduğu yere yürüyordu.

O önde, ben üç adım arkasında ilerliyorduk. Çok değil, en fazla on metre kalmıştı önümüzde. Yüzleşeceğimiz şeyle aramızda, en fazla on metre vardı.

Attığım her adımda, sanki üstüne bastığım zemin çökecekmiş de derinlere doğru düşecekmişim gibi hissediyordum. Belki de öyle olsa en azından daha rahat olurdum.

Birkaç adım kalmıştı. Nefesimi tutarak, elindeki taşı sertçe tutan Toprak'ın arkasındaydım. Bedeni kasılmıştı ve bütün dikkatini en ufacık bir ses duymaya harcıyor gibiydi.

Taşı tutan elini yavaşça yukarı kaldırdıktan sonra geniş ağacın tam arkasına hızlıca atıldı. Gördüğü şeyle afallarken bakışları tek bir noktada kitlenmişti. Ağacın arkasına saklanan kişi ise bu beklenmedik durum karşısında birkaç adım geri gitmiş ve yere kapaklanmıştı.

Onun kim olduğunu çok iyi biliyordum. Yine de daha fazla görebilmek için öne doğru yürüdüm ve Toprak'ın yanında durdum.

Titreyen sesimle konuştuğumda tırnaklarımı avuç içlerime batırmıştım. "Anne..."

Kısacık olsa da burada kesmem gerektiğini düşündüm. Art arda iki bölüm olarak paylaşıyorum. Devamı akşama gelecek. :)

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin