Bölüm 43

49K 3.7K 915
                                    

1Yıl Önce

"Bunu yapmayacağım!" Attığım çığlık bulunduğum salonu inletirken tek taraflı camlardan izlendiğimi biliyordum. Bu duygu beni rahatsız etse de önceliğim camın arkasındakiler değil, bu yüzünde olan şeylerdi. Örneğin bileğime bağlı ipler her hareketimde derime sürtüp canımı yakıyordu.

Adam gibi ben de başımı cama çevirdim ve arkasını göremesem de oraya doğru, orda beni izleyen adama doğru konuştum. "Sana söyledim, bunu yapmayacağım!"

Karşımda duran adam, siyah ve parlak bir duvar gibi görünen ama diğer taraftakilerin bizi izlediği cama doğru başını sıkıntıyla salladı.

Ellerim ve ayaklarım beyaz metal bir plakaya bağlanmış, odanın ortasında dik bir şekilde duruyordum.

Köşedeki hoparlörde aşina olduğum o iğrenç ses yankılandı."4 saattir buradasın. Artık yapman gerekeni anlamış olman gerekirdi. Dışarı çıkmak istemiyor musun?"

"Dışarı çıksam nereye gideceğim?" Gülüşüm acı bir inlemeye dönüştüğünde kendimi toparlayıp devam ettim. "Bunun bir sonu yok. Her gün bana farklı şeyler yaptırmaya çalışıyorsunuz."

"Ve her gün direniyorsun. Oysa daha rahat bir hayatın olabilirdi."

Bakışlarımı camdan, karşımda sıkıntıyla duran adama ve en son önümdeki masanın üstünde demir bir kafeste duran alacalı kahverengi tavşana kaydı ve orada sabitlend. "Onu öldürmeyeceğim adi herif."

Karşımdaki adam söylediklerimi kendi üstüne almış gibi cevap verdi. "Bak, eğer kaçınılmaz sonu ertelemek yerine hemen yaparsan söz veriyorum yarın ara veririz. Tamam mı?"

Gözlerimi kapatıp düşüncelerimi sadece adamın düşüncelerine odakladım. "Gerçekten mi?" dedim beyninin içinde karşılaştığım şeylerin iğrençliğini yüzüne vurmak isteyen bir tonda. "Gerçekten şuan büyük boy pizza yerken izleyeceğin sübyan videolarını mı düşünüyorsun, nasıl?"

Gözlerimi açtığımda kendini, en çok da zihninde dönenleri benden korumak ister gibi kaşlarını çatmış ve bir ayağını geriye atmıştı.

"Korkmuyor musun?" diye devam ettim. "Şuan sana her şeyi yapabilirim. Benimle aynı odada olmaktan korkmuyor musun?" Yüzümde bir sırıtış belirirken, adamın korkudan kasılmış yüzünün değişmesine fırsat kalmadan karşımdaki duvara sırtını sertçe çarpıp yere düşmesini izledim. "Üzgünüm." dedim yapmacık bir tonda.

"Bugünkü eğitimin güzel geçtiğine inanıyorum." diye devam ettim siyah cama dönerek. Sonra bakışlarımı, kafesin içinde öylece bekleyen tavşana çevirdim. "Senin adın Toprak." diye fısıldadım kimsenin duymayacağı kadar alçak seste. "Alacalı kahve tüyleri olan tavşan beni duymuş gibi bana dönerek gözlerini gözlerime kitledi. "Seni koruyacağım, herkesten, her şeyden, en çok da kendimden..."

7 Ay Önce

Koluma enjekte edilen sıvıyla bilincim yaklaşık 2 saat kadar daha açık tutulmaya çalışıldığında zaten 53 saattir uyanıktım. Sınırlarımı zorlamam ve açığa çıkan güçlerimin gelişmesi için yapıyorlardı bunu bana.

Neredeyse direndiğim her gün olduğu gibi metal bir plakaya bağlanmış, dik pozisyonda duruyordum. Başım yana düşüyor, sonra vücudum bu hareketi kaldıramıyor ve yere yatmak, biraz olsun uyumak istiyordum.

Enjekte edilen sıvı her ne ise, kanıma karıştıkça işlevini görmeye başlıyor ve uykum gitgide açılıyordu. Tıpkı son dört enjeksiyonun başta yarattığı etki gibiydi bu da.

Bütün bu işlemler beni nasıl güçlendirecekti? Önümde duran kafesteki canlıya zarar vermemeye niyetliydim, en azından birkaç saat öncesine kadar bu konuda kesin kararlıydım. Artık düşüncelerim uyku ve kafes olarak ikiye ayrılmış, bir iç savaş başlatmışlardı.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin