Arden'den....
Baharın bana karşı aldığı cepheyi geri püskürtmem gerekiyordu.
Fakat bununla ilgili ne bir planım ne de elimde olan bir koz vardı.
Bir yandan polisliğe devam etmesini istemiyordum. Diğer yanı ise dün geceden sonra ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.
Bahar kafasına koyduğunu yapmak üzere kendini kurmuşken bende bu işten sıyrılmanın yollarını arıyordum.
Salondaki kanepe de bir sağa bir sola dönerken tam olarak düşündüğüm tek şey Bahar ve ilişkimizdi.
Aslına bakarsanız Kanepe ve Ardenin ilişkisi demek daha doğru olur. Üçüncü geceyi de burada geçiriyordum ki eminim kanepe de benden pek memnun değildi.
Bir kaç gece daha bu rahatsız yerde yatarsam bel ve boyun hastalıklarının tümünü yaşayacaktım.
Ben böyle tüm gece boyunca bunları düşünüp sabahı sabah ettim ama nafile. Ne bir koz ne de Baharı bu isteğinden çevirecek bir yol bulabildim.
Sabah olduğunda uyuyamadığım için erkenden kalkmış oldum. Bende madem kalktım bari kahvaltı hazır olsun mantığıyla mutfağa girdim.
Kendimce bir kahvaltı hazırladığım da Bahar da uyanıp mutfağa gelmişti.
Masaya bir şey demeden oturduğunda bende çektiklerimi anlasın diye oflaya puflaya oturdum.
Bana göz ucuyla bir bakış gönderdi ve çayına bir küp şekeri atıp karıştırmaya başladı.
Şeker eridiği halde on kere daha çay kaşığı bardağın içinde tur attığında o da bu sonuçsuz çabasını kenara bırakıp çay kaşığını bardaktan çıkardı.
Yaptığı her hareketi izlerken Bahar bana bakıp konuştu.
"Bir şey mi var suratımda."
Bahar kozlarını açık kullanıyordu. Alay vari sorusuna karşılık bende inadına cevap verdim.
"Evet gözünde kafam kadar çapak var."
Bu söylediğimle birlikte Bahar gözünü ovuşturunca kahkahayı bastım. Dalga geçtiğimi anlamış olacak ki hemen toparlanıp konuştu.
"Çok komiksin koca kafalı kocam."
Bu söylediğine ikinci bir kahkaha patlattım. Ve bir şey söylemeden önüme dönüp yemeği mi yemeye başladım.
Kahvaltı süresi boyunca kafamda onlarca tilki döndü durdu.
Baharı kozuyla vurmak gerekti ama nasıl olacaktı. Sabrımın son demlerini yaşarken ve Bahar'ın eğildikçe açılan yakası karşımda olduğu sürece bu pekte mümkün görünmüyordu.
Aniden çalan telefonumun sesiyle bütün düşüncelerim toz bulutu halinde savrulup gitti.
Telefonumu alıp bahçeye çıktım. Kısa görüşmenin ardından masaya döndüğümde kaldığım yerden kahvaltıya devam ettim.
Öylesine dalgındım ki Baharın öksürük sesiyle onu farkettim. Sorarcasına bana bakan iki iri göz dün geceden beri düşündüğüm kozu bana hediye etti.
Baharın bu ısrar vari bakışlarına karşılık arayan kişinin şirketten olduğu detayını atlayıp kısaca yanıtladım.
"Eski bir arkadaş."
Baharın aniden yüzü düşerken umursamaz bir şekilde konuşmaya çalıştı. Bakınız konuştu demiyorum konuşmaya çalıştı. Çünkü şu an morali yerle bir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Koruması 2
Chick-LitMelekler Nurdan, Şeytan Ateşten, Adem Topraktan, Havva ise Adem'in bir parçasından yaratıldı. Adem kimdi? İlk örtünen, ilk unutan, ilk hatayı yapan, ilk tövbe eden, ilk acıyı yaşayan kısacası o ilk insan ve bütün insanlığın atasıydı. Yaradılışımız g...