İLK GÜN

17.8K 596 34
                                        

Resim: Can

Annemden zarfı aldım ve açtım. Gözlerim faltaşı gibi açıldı. İnanamıyorum %100 burs ne? Nasıl?

Ben sevinçten ilginç hareketler yaparken annem bir köşeden bana garip bir şekilde bakıyordu.

Annem yanıma oturdu ve şaşkın bir tavırla ''N'oldu?'' dedi. Ben çekingen bir tavırla olanları anlatmaya başladım.

"Anne şimdi sen bana kızacaksın belki ama kendimi kanıtlamak için yaptım. Yetenek sınavlarına girdim. Aslında daha geç sanıyordum ama bu özel bir yetenek kursu, yetenekli ama eğitimsiz gençleri eğitip üniversiteye girmelerine yardım ediyorlar. Hem burada ses eğitiminin yanında bir çok enstrümanı çalmayı öğreneceğim, dans edebilmeyi öğreneceğim. Anne bu gelecegim için çok önemli. Başta gitmem diye düşünüyordum ama gitmek istiyorum!"

Annem kesin bir tavırla "Babanın müzisyenlik hakkındaki düşüncelerini biliyorsun! İmkanı yok! Baban buna asla müsade etmez. Hem nerede bu kurs? Ben neden duymadım adıni daha önce?"

"İzmir'de" işte geldik zurnanın zırt dediği yere.

"Ne! İmkanı yok Nehir! Unut sen orayı."

Bir süre için kafamı eğdim. Çaresizce "Anne lütfen ama bana bir şans tanıyın. Sonuçta bursu aldım, sesimi beğendiler. Hem biliyorsun bu benim hayalim. Lütfen izin verin. Birde senin o tatlı dilin olduğu sürece babamıda ikna edersin. Zaten İzmir dediğin 2 saatlik yol anne" dedim ve tatlı tatlı baktım.

Kararsız bir şekilde '' babanla konuşmayı deneyeceğim ama ümitlenme Nehir."

"Sen bir tanesin!"

Kahvaltı zamanı geldiğinde annem çekingen bir tavır ile babama sordu.

Babam ''Hayır olmaz'' dediğinde araya girdim. ''Baba lütfen'' dedim. Babam ''Nerede bu kurs?'' dedi. Bende çekingen bir tavır ile ''İzmir'' dedim. Babamınsa suratında kızgınlık gülümsemesi oluşmuştu...

..... .....

Bir kaç gün boyunca babamla bu konuyu konuştuk. En sonunda babam ''Tek bir hatanı göreyim...'' dediginde havalara uçacağim sandım.

''Ne yani şimdi sen izin verdin mi?''

Babamda işaret parmağını kaldırdı ve ''Evet ama bak en ufak bir hatanda bu kararımdan dönerim ona göre.'' dedi.

Mutluluktan havalara uçarken babamın boynuna sarıldım. Odama dans ederek giderken ayağımı burktum ve yere düştüm.

Babam bana bakarak güldü ve ''Oho sen daha düz yolda yürüyemiyorsun nasıl olacak bu?'' dedi. O sırada o kadar kötü bir bakış attım ki babama, sustu.

..... ....

Bir hafta sonra yola çıkacaktık. Valizlerimi hazırladım. Fazlasıyla heyecanlıydım. Babamı nasıl ikna ettiğime hala inanamıyodum. Üniversite sınavından yeterli puanı alamayınca bir dershaneye yazılmış ve sınava babamın istediği bölüme hazırlanmaya başlamıştım.

Aydın'da yaşadığımızdan üniversite eğitimi sınırlıydı. Babam bir tek İstanbul'a, teyzemin yanına gitmeme izin vermişti. Lakin nasıl İzmir'de konservatuvar hazırlık kursuna gönderdiğini hala anlayabilmiş değildim...

Bir hafta çabucak geçmişti. Babam valizlerimi bagaja yüklerken annemin bakışları içimi bir tuhaf yapmıştı. Kollarımı boynuna doladım ve dolan gözlerimle "Anne gözün arkada kalmasın çok iyi ve çok mutlu olacağım. Öyle ya da böyle büyüyeceğim."

"Sen insanı deli edersin deli kız! Kendine iyi bak oralarda. Üşütme sakın"

"Anne alt üstü iki saatlik yol baktım çok özledim atlar otobüse gelirim"

Babam "Hadi Nehir yola çıkıyoruz!" diye seslendiğinde hızla annemden ayrıldım ve yanağına öpücük kondurup arabaya bindim...

......

İzmire'e vardığımız gibi kayıt işlemlerimi halledip yurda valizlerimi taşıdık.

Oradan da eğitim alacağım kursa gittik. Bu kurstan eğitim görüp de ünlü olmayan sanatçı yok diye duymuştum. Burs kazanmasaydım böyle bir yeri anca rüyamda görürdüm herhalde.

Devasa büyüklükte bir bahçe. Her çeşit insan. Adeta bir üniversiteydi.

Babam durdu ve cebinden bir kutucuk çıkardı. Bana dönüp "Nehir kızım senin buraya gelmene neden izin verdim diye soracak olursan yanlış yaptığımı anladım. Sen ne istiyorsan onu okumak hakkın. Kabul etmeliyim böyle bir yerden burs alman beni gururlandırdı." dedi ve elindeki kutuyu bana uzattı.

Merakla kutuyu açtım. İçinden ince bir zincirin ucuna takılmış, kanatları parlak taşlı çok ama çok hoş bir kolye çıktı.

Sevgiyle, minnetle sarıldım babama o dünyada eşi benzeri bulunmayan tek insandı.

Babamla vedalaştıktan sonra kalacağım yurda girdim. Odaya henüz kızlar gelmemişti. Bir kaç saat dinlendikten sonra kalktım ve o korunç tipimi düzeltmek için lavoboya gittim. Ve en nihayetinde büyük çabalar harcadıktan sonra canavar olmaktan çıkmıştım.

Kursu turlamak için çıktım ve dolaşmaya başladım. O kadar büyük bir yerdi ki Türkiye'de başka böyle bir yer var mı bilmiyordum.

İçeri girdiğimde bir çok dans odasıyla karşılaştım sanırım yetenek bölümlerine ayrılmıştı.

İlk kat dans, ikinci kat müzik, üçüncü kat da resim.

Dans katında dolşırken bir dans odasında bir çocuğun dans ettiğini farkettim. Camdan bakmak için yaklaştım. İçerideki çocuk öyle güzel dans ediyordu ki gözlerim kamaşmıştı...

ZÜPPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin