Ertesi sabah Paris gezisinin burslu öğrencilere indirimli olduğu duyurulmuştu. Yeni işim sayesinde elim oldukça iyi bir para da geçmişti zaten.
Okul çıkışı kafeye gittim. İzin için patronun odasına gittiğimde adam bana izin vermekle kalmamıştı bir de avans vermişti. Bu işte bir gariplik vardı ama Paris'i düşündüğümden kurcalamadan yurda gitmiştim.
Artık tüm parayı toplamış olmanın mutluluğunu yaşıyordum.
.........
Aradan birkaç gün geçti. Artık Paris gezisine gitmek için herkes hazırdı.
Havaalanına gitmek için herkes otobüslere doluştu. Bende uçak biletimin üstündeki oturacağım koltuk numarasını inceliyordum.
Aleyna yanıma oturdu. Hiç durmadan konuşuyordu. Onun bu hallerini Can'a benzetiyordu.
"Ay Nehir ne kadar da heyecanlı değil mi? Düşünsene 4 saat sonra Paris'deyiz. Of bir de Can da geliyor yaa! Merak etme Emr-"
"Aleyna'cım sus! Okul otobüsündeyiz. Tamam çok heyecanlısın ama burada bu konuyu konuşmasak daha iyi"
"Off iyi be!"
Havaalanına vardığımızda valizlerimizi yükledik ve uçağımıza ilerledik.
Koltuğum cam kenarıydı. Uçarken dışarıyı izlemeyi çok seviyordum.
Kulaklığımı taktım ve uçağın kalkmasını bekledim. Yanımdaki koltuk boştu.
Camdan dışarı uçan uçaklara bakarken gözüm yanıma kaydı sonra aynı yere bir daha baktım.
Emre yanımda oturuyordu. Ona garip garip bakarken kafasını "Ne bakıyorsun? Ayı mı oynatıyoruz?" der gibi salladı.
Kafamı çevirdim. Çok heyecanlanmıştım. Bildiğin Emre yanımda oturuyordu.
Kalkışa geçtiğimizde Emre'nin biraz gerildiğini hissetmiştim.
Tam uçak kalış sırasındayken Emre birden elini elimin üstüne koydu. Sıkı sıkı tutarken ne yaptığını anlayıp hemen elini çekti. Biraz terlemiş gibiydi.
Anlayışlı bir sesle "Uçuş korkun mu var? İstersen su isteyebilirim" dedim.
"Ne b-benim mi? Tabiki de yok sadece biraz gerildim de"
"Tabi Emre Yılmaz hiç birşeyden korkmaz" Nasıl kafiye ama.
Emre uçak kalktıktan sonra biraz rahatlamıştı.
"Ne dinliyorsun?" diye sordu. Kafasını dagitmak istediği açıktı. Fakat hala daha alnında küçük ter damlacıkları oluşuyordu.
Kulaklığın tekini uzatıp "Dinlemek ister misin?" diye sordum. O da alıp kendi kulağına taktı.
Yerden çok yüksekteydik. Türkiye'nin sınırlarını görmek çok hoşuma gidiyordu. Daha güneş batmadığından çok güzel görünüyordu.
Emre'ye döndüğümde Çok yakın olduğumuzu fark ettim. Bir anda ne diyeceğimi unuttum.
Emre konuşmaya başladı. "Ee Berke ile ne zaman çıkmayı düşünüyorsunuz?" sesi biraz sinirli ve boğuk çılmıştı.
Kaşlarımı çatıp "Çıkmak derken? Yok öyle birşey. Biz sadece arkadaşız. Bir dakika sen beni kıskanıyor musun?" dedim.
"Ne saçmalıyorsun? Bilmem hatırlıyor musun ama benim bir sevgilim var"
Gözlerimi ondan kaçırdım "Malesef" diye fısıldadım.
"Ne birşey mi dedin?"
"Şey dedim Esra'ydı değil mi?"
"Evet"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜPPE
ChickLitHayallerim... Hayatım boyunca hayallerimin peşinden koştum. Kimseye engel olmasına bile izin vermemişken bu da neydi? Kalbimi ağrıtan, gözlerimi dolduran bu şey... "Aşk" diyor uzaklardan bir ses. Kulaklarımı okşayan o ses. Yanıma yaklaşınca elim aya...