Kaç günlerdir neden bölüm yok diyenlere tek bir cevabım var: Hayat zor dostlarım.... Keyifli okumalar. Sevgiler, kapkek ablanız.
13. Bölüm
"Sevdalı Kız Yumuşaması"
Hello may tontiks! Bugün harika bir gün. Niçin biliyor musunuz? Çünkü bugün bir tontik bir biscolatayla sinemaya gidecek. Atcam biskoyu bir korku filmine, zombilerden korkuyom ayağına yapışcam çocuğa sonra benimle evlenmek zorunda kalacak. Nasıl plan? Bence mükemmel. Geçen gün bir yerlerde patates adında bir kızla popolak adında bir beyefendinin masalını okudum. O kız o beyi götürdüyse ben de Arda'yı çöğdürürüm diye düşünüyorum.
Yalnız bir sorunum var. Hatta iki. Halden anlamayan iki gerzek. Öyle bir plan yapmalıyım ki bu salaklar benim Arda'yla sinemaya gideceğimi bilmemeli. Ama nasıl? Arda'nın Ömer'e söylemesini engellemem yeterli olacak, ama işte nasıl?
Görkem malı Ömer bilmedikçe bilemez zaten. Sonuçta ben söylemeyeceğim. Arda zaten söylemez çünkü ne alaka yani. Etkisiz hale getirmem gereken kişi Ömer ama aç acına da plan yapılmıyor ki brütüs.
Bu arada... Dün pizza yedim. Zerre pişmansam topuklarıma sıksınlar lan! İnsanım ben insan! Bir dilim pizzayı yemeyeceksem niye yaşıyorum?
Tamam ya iki dilim yedim. Ne olmuş? Büyük boy pizzayı tek başıma gömebilirdim de. Biraz olumlu yönlerinden bakın. Bunun için üzülmekle dertlenmekle vakit kaybetmektense diyetime o pizzaları hiç yememişim gibi devam etmeye karar verdim o yüzden şimdi Görkem'in yanına gidiyorum. Saat sabah yedi. Bir saat erkene çekti sporu şerrefsiz gopçuk. Zevk alıyor benim bu bitik hallerimden. Ama Allah yukarıda aslanıım. Hesap günü gelecek. O gün yakana ilk yapışan ben olacağım...
"Günaydın!" Görkem birden bire koşar adımlarla yanımda bitince irkilerek yana kaçıyorum. Baş parmağımla damağımı çekerken salak çocuk sanki saat sabahın yedisi değilmiş gibi enerjik ve mutlu. Şimdi bu çocuğu sevmek nasıl mümkün bana bir deyin.
"Günaydınmış. Götüm," diye söyleniyorum ama dudaklarımın arasından giniydinmiş gitim gibi çıkıyor. Görkem kık kık gülünce iyice sinirleniyorum.
"Vallahi ağzına vurucam şimdi sabah sabah ne sırıtıyorsun?"
"Seni gördüm diye mutluyum Kocaman," diyor göz kırparak. Şimdi göz kırptı deyince siz bunu cool sanacaksınız. Valla değil. Ay nasıl sevimsiz. Nasıl sümüklü. Nasıl eğrelti otu bir tip böyle. Allah çocuğumu çoluğumu bunun sülalesinden korusun Rabiiim, amin.
"Görkem," diyorum en içten sırıtmamla. "O kadar çok oynuyor ki götün başın artık çözemiyorum neren götün neren başın. Bir sabit dur he aslanım. Bir uzak dur, bir geri bas. Bir adam ol dalağını deştiğim!"
Beni hiç duymamış gibi elleri cebinde yanımda yürümeye devam ederek konuşuyor. "Merak ettiğim bir şey var."
"Banane lan banane. Koşmaya başlıyorum gelme yanıma otur her zamanki gibi kıllık yap bir köşede!" Klasik sabah koşuma başlıyorum ama sözümü dinleyip geride kalmıyor bu it oğlu. Babasını da severim aslında ama kesin hastanede karışmış bu çocuk o yüzden it oğlu diyebiliriz bence.
"Boş zamanlarında internetten atarlı sözler mi aratıyorsun?"
"Sen boş zamanlarında internetten nasıl gavatlık yapılır diye arattığını kabul ediyorsan bende bunu kabul ederim sıkıntı yok," diyorum nefes nefese. Koşmak zaten zor bir de beni konuşturuyor Uğursuz embesil. Ölüp gidecem şimdi şurada ama istediğini elde etmesin diye direniyorum.