17. Bölüm

16.5K 1.8K 839
                                    

"Uzaylı Yaratık"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Uzaylı Yaratık"

Sabah koşusunda dün yaşadığım tüm duygusal çöküntülerden arınıyorum. Arda da kimmiş? Popimde bile değil o pislik. Ömer Ömçük? Hah, döner dolaşır bana gelir ne de olsa. Sevgilisinden kıskanacak halim yok ya canım. Görkem Uğursuz mu dediniz? Ya bırakın şu şerefsiz gopçuğu biz bize yeteriz.

Görkem sahile indiğinde benim çoktan koşmaya başladığımı görünce sanırım şoka girdi çünkü o geldikten sonra üç tur attım ve hala ayakta dikilmiş şaşkın bakışlarıyla beni takip ediyor.

Artık koşarken o kadar çabuk yorulmuyorum bu arada. Ve muhtemelen 3 kilo verdim. Vermediysem yetkililerin bu konuyla ilgilenmesini isteyeceğim. Bu kadar uğraşıp kilo veremeyeceksem niye uğraşıyorum kardeşim?

Diyetnaz Kancık olacak diyetisyenim bana komplo mu kurdu acaba? Verdiği diyet listesi aslında kilo mu aldırıyor? Düşünsenize yıllardır süre gelen bu düzen yalanmış. Aslında kilo aldıran şey haşlanmış brokoli ve salatalıkken kilo verdiren kısır ve dereotlu poğaçaymış.

Allah'ım yüzyıllardır kandırıldık mı yoksa? Yoksa ben haftalardır boşuna mı kısır yemiyorum? Turunculu hayat arkadaşım olmadan nasıl yaşadığımdan haberiniz var mı? Onun o ekşi tadını alamadan geçirdiğim her gün biraz daha öldüğümü biliyor musunuz mesela? Nereden bilebilirsiniz ki? Siz zayıf birer zavallısınız. Bu hayatın güzelliklerini nereden bileceksiniz! Kendimi çimlere atıp sırtüstü nefes nefese uzanıyorum. Galeyana gelip biraz hızlı koştum sanırım. Ayaklarım hala kıpırdıyormuş gibi geliyor. Boynumdan kolumun altına kadar ter damlaları akmış üstümden buharlar çıkıyor sanki.

"Yağmur, iyi misin?" Kafamı Görkibok'un sesine doğru çeviriyorum.

"İyiysem sivinicik misin üzilicik misin girizikalı?"

Gülerek yanıma oturup, "Anlaşılan iyisin," diyor. Elindeki soğuk su şişesini açıp sıcaktan neredeyse alev alacak kollarıma suyu döküyor. Dikkatlice alnıma ve yanaklarıma da su dökerken o kadar rahatlıyorum ki kızmak aklıma bile gelmiyor.

"Kafama da dök kafama," deyip kedi gibi kvrılarak kavamı şişenin ucuna getiriyorum. Buz gibi suyu kafama yavaşça döküp saçlarımın arasına girsin diye saçlarımı karıştırıyor.

Oooh terli kafamdan tiksin de bir daha bana yanaşama iinnşallah.

Şişenin dibini ellerine döküp avuçlarını ovduktan sonra pet şişeyi 2 metre ilerideki çöp kutusuna fırlatıyor.

Şimdi siz bu Görkibok'a pek bir düşkün olduğunuz için şişeyi çöpe attığına inanmış olabilirsiniz ama üzgünüm kızlar. Şişe çöpe girmedi. Yersiz artistliklerin sonu böyle olur işte.

"Ne oldu rengin soldu?" Ağzımı yaya yaya konuşunca Görkibok parmağıyla kafama vurup, "Sende ikimize yetecek kadar renk var dert etme," diyor.

Ben Bunları Yer Miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin