24. Bölüm

13.7K 1.9K 548
                                    

"Biz aklımızı alanları değil, aklımızda kalanları sevdik!" 

Biri kardeşim, biri aşkım, biri de nefretim olan 3 yakışıklı oğlanın arasına oturmuş bir erkekler gecesinin ortasına nasıl düştüğümü anlamaya çalışıyorum.

Sadece bir şaka yapmıştım ve annem beni öldürmeye çalıştı ve babam da iki ucu boklu değnek olan seçeneklerden başa çıkabileceğime inandığı boku seçti sanırım. Muhtemelen babacığım Arda'yı unutmuştur ve Görkem'in de burada olduğunu bilmiyordur.

Muhtemelen babacığım bunları öğrendiğinde beni vuracak.

Ebeveynlerim neden sürekli beni öldürmeye çalışıyor dersiniz?

Arda'yla Ömer birbirlerine küfrederek maç yaparlarken Görkem sakince onları izliyor. İkimiz aynı koltuğa oturmak zorunda kaldık çünkü diğer oğlanlar televizyonun karşısındaki koltuğu aldı ve kimse diğer taraftaki tekli koltuğa oturmadı. Görkem gelip yanıma oturdu ve ben de kalkıp karşıya geçmedim çünkü bu çok tuhaf olabilirdi ve bugün herkes beni öldürmeye meyilli olduğundan hareketlerime dikkat ediyorum.

Bir şekilde buradayım ve Görkem de yanımda oturuyor. Çenemi kapalı tutmakta çok zorlanıyorum. Görkem'i dürtüp bir şeyler söylemek için yanıp tutuşuyorum çünkü aşırı sıkıldım.

"Oğlanlar gecesine hep kızları davet eder misiniz yoksa sadece şişko kızların mı içeriye girme izni var?" diye soruyorum ortaya doğru. Ne yapayım? Konuşmayıp içimi mi yiyim ne yapayım?

"Sadece kötü cadıları davet ediyoruz. Ortamın bütün enerjisini çeksin de kimse eğlenip bela çıkarmasın diye."

"Böyle davranamazsın!" diyorum ona dönerek. Kollarını göğsünde birleştirmiş Ömer'le Arda'nın maçını izliyor gibi yapıyor.

"Neden? Kendin gibi biri olunca baş edemiyor musun?"

"İyi de sana göre ben her zaman iğrenç bir pisliktim. Ama sen sonradan oldun. Böyle yapınca üzülüyorum." Üzülüyor musun Yağmur? Bundan göbüşünün neden haber yok?

"Başkalarının üzülmesini önemsemiyorsun ama kimse seni üzmemeli öyle mi?" Yahu ben bu çocuğun evladını mı öldürdüm ne yaptım? Bu ne öfke bu ne celal kardeşim?

"Ben seni üzdüm mü?" diye soruyorum samimi bir şaşkınlıkla. "Yani biraz kaba davranmış olabilirim ama küseceğini düşünmemiştim."

"Bana seni takip etmememi, benden nefret ettiğini, peşinde dolanmayı kesmemi söyledin ve benim tek yaptığım sana yardım etmeye çalışmaktı. Kulağa kabalıktan daha fazlası gibi geliyor."

"E doğruları söylemişim," diyorum birden. Aa. İçimden söyleyecektim bunu.

"İyi! Ben de istediğini yapıyorum işte. Niye benimle konuşup duruyorsun?"

"Çünkü buradasın. Ne yapayım duvarlarla mı konuşayım? Ne kinci bir şey çıktın sen be." Öfkeyle bana dönüyor. Bu sefer de ben kollarımı göğsümde birleştiriyorum.

"Ben mi kinciyim? Daha çocukken seni ektim diye yıllarca benimle konuşmadın. Bir de insanlara kinci mi diyorsun?"

"Bunu o kadar basitleştiremezsin. Aylarca beklediğim filme, benimle izleyeceğine söz verdiğin filme gideceğimiz gün başka biriyle başka bir filme girdin. Pislik!"

"Beklediğin film Alacakaranlıktı yahu! Star Wars'ün tekrar gösterimi vardı. Senin filmine yetişirim diye düşündüm."

"Ne olmuş? Edward Cullen'a aşıktım. Benim için önemliydi."

Ben Bunları Yer Miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin