BÖLÜM-23

234 6 1
                                    

Pijamalarımı giymiş elimde telefonum yatağımın üzerine bağdaş kurmuş oturuyordum. Önümde Toprak Defteri'm duruyordu. Telefonum elimde Toprak'a mesaj atmakla atmamak arasındaki ince çizgide kalmıştım. Defterde canımı yakacak bir şeyler bulup reddetmek için sebep ararken, hayatıma girdiğinden beri her şeyin çok daha güzel olduğunu fark etmiştim. Daha dün Toprak defteri kapandı derken bugün mesaj atmamak için kendimi zor tutuyordum. Mesaj atmamak ve teklifini kabul etmemek için...

"Toprak" 

Dayanamamış, mesajı atmıştım. Çok zaman geçmeden cevap geldi.

"Efendim?"

Çevrimiçiydi. Hemen yazmak istemedim. Onu bekliyormuşum gibi gözüksün istemiyordum. Hoş öyleydi ama...

"Nasılsın?"

"Bişey mi oldu?"

"Mesaj atmam için bişey olması mı gerekiyor?"

"Sarılırken birden arkasını dönüp çekip gidip, beni orda sap gibi bırakıp ve bir daha arayıp sormayıp haber  vermeyip iki üç saat sonra 'nasılsın' diye sorman için bir şey olmuş olması gerekiyor, evet."

"Garip bir cümle oldu bu :D"

"Dil bilgisi kurallarını dikkate almadığım için kusura bakmayın küçük hanım"

"Sorun değil yaa"

"Dalga mı geçiyosun Özge? Ne diyeceksen de işim gücüm var."

"Dalga falan geçmiyorum. Ne zaman gelirsin?"

"?"

"Gelmeyecek misin bu akşam?"

"Özge bunun için mesaj atmazsın sen. Ne oldu dökül?"

"Ben şey dicektim."

"Ne dicektin?"

"Iıı şeey, baloyaa... Gelicem? Teklifin hala geçerliyse ve o salak kızlardan birini koluna takmadıysan.."

"Geçerli"

"Gidiyoruz yani?" 

"Evet"

"Haa tamam :D Gelecek misin bugün?"

"Gelmesem? Çok yorgunum?"

"Peki"

"Salaksın lan valla. Aç kapıyı :d"

"Ha?"

Son mesajı yazıp gönderdiğimde teras kapımın camı tıklatılmıştı. Gelmiş miydi??!! Kalkıp kapıyı açacakken defteri yatağın üzerinde unuttuğumu fark ettim. Geri dönüp kaldıracaktım ama sonra vaz geçtim. Ne olacaksa olmalıydı artık, sıkılmıştım bu oyundan. 

Kapıyı açtım. Odaya girerken gülüyordu.

"Hoşgeldin"

"Nasıl yedin ama"

"Öküz!"

Yatağıma kuruldu. 

"Elbise nerde?"

"Sende değil mi o?"

"Ha doğru bende"

Yanındaki deftere baktı. 

"Senin geçen şu benden sakladığın defter değil mi bu? Günlük mü tutuyosun sen?"

"Sayılır. Tam günlük değil"

Yatağıma birkaç adımla ulaşıp yanına oturduktan sonra defteri elime aldım.

"Özel dedim ya sana ben" dedim en piç gülümseyişimle beraber.

KALBİMİN KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin