Yeni bir hayata başlamayı başarmıştım. Yeni bir sayfa açmıştım kendime. Açmıştık aslında. İlk ilk haftamızı geride bırakmıştık bile. Fakat çok eğleniyorduk.
Yalnız olmama rağmen bizimkilerin yanında mutluydum da.
Haftaiçi genellikle erken kalkıyordum. Güneş doğmadan hava aydınlanırken plaja inip belli saatlerde müzik dinleyerek koşuyordum. Eve dönmeden önce denize girip biraz yüzdükten sonra eve dönüp duş alıyordum. Kızlar yeni uyanmış oluyorlardı. Birlikte kahvaltı hazırlayıp yiyorduk. Bazen de Taylan ve Poyrazla dışarı çıkıp dışarda kahvaltı ediyorduk.
Kahvaltıdan sonra genellikle kızlar denize gidiyorlardı. Bense sabah erkenden denize girdiğim odama çıkıp ya film izliyor ya da kitap okuyordum.
Öğleden sonra ben de plaja gidiyor, biraz yüzdükten sonra güneşleniyordum.
Plajdan sonra eve geçip duşlarımızı alıp hazırlandıktan sonra dışarı çıkıp yemek yiyorduk. Ve ya evde hep birlikte hazırlayıp yemeğimizi havuz kenarında yiyorduk. O gece çok yorgun değilsek dışarı çıkıp herhangi bir mekânda eğleniyorduk. Oradan çıkınca arabayla son ses müziğimizi açıp güzel bir sahil turu attıktan sonra kendimizi eve zor atoyorduk.
Fakat eğer yemekten sonra yorgunsak ve dışarı çıkamıyorsak mısır patlatıp film izliyorduk. Bazen de sessiz sinema, tabu vb oyunlar oynayıp eğleniyorduk. Hata bazen kendimize kahve yapıp birbirimizin falına bakıyorduk. Ki genellikle uyduruyorduk.
Taylan ve Poyraz o gece bizdeyse okey, tavla ya da kağıt oyunlarında planlarımıza dahil olabiliyorlardı.
Genellikle akşam sahilde bisiklet sürmeye çıksakta bunu bazen gündüzleri de yapıyorduk. Kızlarla bisikletlerimizi alıp bu güzelim kasabayı keşfe çıkıyorduk.
Bir defa ormanda kayıp bile olmuştuk...
Haftasonları sabah kadar eğlenip, içtiğimiz için sabah o kadar erken kalkmıyorduk. 12-1 gibi uyandıktan sonra ya yüzüyor ya da bisiklet sürüyorduk. Bütün gün evde olduğumuzda odalarımıza çekiliyorduk. (Genelde kızlar sevgilileriyle oluyorlar...)
Ben de bu sürede yine film, dizi ya da kitaplarla vakit geçiriyordum. Akşamları da güzelce hazırlanıp çıkıp dışarda yemek yiyorduk. Sonrasındaysa Orçun'un mekânına gidiyorduk. Haftasonu geceleri sahnede oluyor, şarkı söylüyordum.
Bunun yanı sıra haftaiçi veya haftasonu, haftada 3 gece plajda yakılan ateşe gidiyorduk. Orada da yeni insanlarla tanışmıştık. Sohbet ediyor, birlikte şarkı söylüyorduk ateşin etrafında. Gitar çalan bir arkadaş hepimizi eğlendiriyordu zaten.
Günlerimiz hızlı ve keyifli geçiyordu. Kendime Toprak'ı düşünecek fırsatı tanımıyordum ve doyasıya eğlencenin tadını çıkarıyordum. Taylan ve Poyrazla da o kadar iyi anlaşıyorduk ki, kızlar yanımızda değilken bile onlarla eğlenebiliyordum. Kardeş gibi benimsemiştim ikisinide. Kızlar, onlarla çok mutlulardı. Hepimiz mutluyduk. Bana sürekli birilerini ayarlamaya çalışmalarını saymazsam her şey yolunda gidiyordu.
Ta ki o geceye kadar...
Yemeğimizi evde yemiştik. Bu gece Taylan ve Yaren, Poyraz ve İzel baş başa çıkacaklardı. Onlar hazırlanıp çıktıktan sonra ben de masayı toplayıp bulaşık makinesine bulaşıkları tıktım. Salona geçtim ve televizyonu karıştırmaya başladım. Bir müzik kanalında durdum. Telefonum çaldı. Orçun arıyordu. Açtım.
"Güzellik"
"Oo selam"
"Naber?"
"İyidir. Senden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN KIRIKLARI
RomanceHer kalbin vardır alınması gereken kırıkları fakat kesmeye kıyamadığı...