Ben şarkımı söylerken gözlerimin içine bakıyordu. Kadehini hep bana kaldırıyordu. Benden gözünü ayırdığını hiç görmemiştim. Şarkı bittikten sonra araya girdik. 10 dakikalık mola vermiştik. Sahneden indim ve Toprak'ın yanına koştum. Kollarımı boynuna doladım, kollarını belime doladı ve öptü.
"Sıkılmıyorsun demi?"
"Hayır, çok sıkılıyorum.."
"Yaa!!"
"Saçmalama. Seni izlerken nasıl sıkılabilirim? Hem ortam da gayet güzel. İçecekler güzel. Şarkılar güzel. Söyleyeni güzel.."
Güldüm. "Mutluysan sıkıntı yok!"
"Sen mutluysan mutsuz olma ihtimalim yok." dedi ve göz kırptı. "Ne zaman bitecek?"
"Hani sıkılmamıştın?"
"Kızım sıkıldığımı nereden çıkardın? Merak ettim."
"Son sahne. Birkaç şarkı sonra program bitiyor."
"Sonra napıyoruz?"
"Bizimkilerin yanına geçelim mi?"
"Bakarız"
"Bakarız deme ya!! Bak ne güzel anlaştınız. Taylan da Poyraz da çok sevdi seni."
"Bakarız hayatım. Neyse bir şeyler içecek misin sen?"
"Yok, program bitsin sonra alırım bir şeyler."
~~
Toprak'ı, Taylan ve Poyraz'la tanıştırmıştım. Gayet iyi anlaşmışlardı. Bazen 6 kişi olarak takılıyorduk. Bazen de Toprakla başbaşa vakit geçiriyorduk.
Sabah kahvaltıyı bazen birlikte hazırlıyor bazen hep birlikte dışarda yiyorduk. Denize gidiyorduk. Bisiklete biniyorduk. El ele yürüyorduk. Sabahları spor yapıyorduk. Birlikte film izliyor, yemek yapıyorduk. Toprak'a bir türlü kitap okutamamıştım ama onu yanıma oturtup bazen kitaplarımı sesli okuyordum. Akşamları evden geçirdiğimiz zamanlar ya odamda baş başa oluyorduk ya da 6lı tayfayla eğleniyorduk. Bazen de dışarı çıkıyorduk. Cumartesi pazar gecelerimiz de Barbaros'ta geçiyordu. Bir haftayı bu şekilde bitirmiştik bile. Tatilimizden geriye yalnızca iki gün kalmıştı.
~~
Son şarkı da bittikten sonra kulisten çantamı aldım ve Toprak'ın yanına gittim.
"Nereye gidiyoruz?" dedim Toprak'ın elini tutup.
"Nereye gidelim?"
"Nereye gidelim?" dedim onu tekrar ederek ve güldüm.
"Çocukların yanına gitmek istersen gidelim?"
Gülüp yanağına uzandım ve onu öptüm. "Seni çok seviyorum ben ya"
"Hııım, öyle mi?" dedi kapıdan çıkarken.
Çantamı düzeltirken "Özgee" sesini duyunca kafamı kaldırdım. Orçun Barbaros'un kapısında duruyordu.
"Orçuun" dedim ve yanına gittim. Orçun'a sarıldım. Bir an Toprak'ın arkamda olduğunu hatırlayıp geri çekildim. Orçun'u bileğinden tutup Toprak'ın yanına getirdim.
"Orçun, Toprak. Toprak, Orçun."
"Toprak?" dedi Orçun bana bakarak.
Gözlerimi 'sıkıntı yok' anlamında açıp kapadım ve "Evet, Toprak. Meşhur Toprak." dedim gülerek.
"Ben Meşhur Toprak." dedi Toprak. Ama gülmüyordu.
Orçun elini uzattı. "Ben de sıradan Orçun." dedi ve güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN KIRIKLARI
RomanceHer kalbin vardır alınması gereken kırıkları fakat kesmeye kıyamadığı...