BÖLÜM-42

146 5 1
                                    

Ahsen Abla'yla biraz daha sohbet ettikten sonra çıktım ve babamla buluştum. Beni 'yeni okuluma' götürecekti.

Güvenlikten sorunsuz geçmiştik. Babam arabasını park ederken şoförün olmaması dikkatimi çekmişti.

"Baba, şoför nerede?"

"Ayrıldı."

"Yeni bir tane?"

"Bakıyorum. Bugün yarın hallederiz. O zamana kadar ben idare edebilirim." dedi ve arabadan inerken bana göz kırptı.
Okula girdiğimizde siyah takım elbiseli bir adam bizi bekliyordu. Babamı gördüğü an gülümsedi.

"Hoşgeldiniz Haluk Bey."

"Hoşbulduk.. Kadir Bey?"

"Evet ben Kadir Pural. Okul müdürüyüm. Vedat Bey'in işi biraz uzadığı için yarım saat kadar gecikecek. O zamana kadar sizinle ben ilgileneceğim."

"Memnun oluruz tabi. Bu arada tanıştırayım. Kızım Özge. Özgecim yeni okul müdürün Kadir Bey."

"Merhaba küçük hanım"

Güler yüzlü adam elini uzatmıştı. İyi birine benziyordu. Elini sıktım. "Merhaba."

"İsterseniz okulu gezelim?"

"Olur. Bana uyar. Ne dersin hayatım?"

"Olur tabi.." dedim. Ben zaten etrafı inceliyordum çaktırmadan.

Oldukça hoş bir okuldu. Film ve dizilerden aşina olduğumuz özel okullardandı. Büyüktü. Temizdi. Lükstü.
Okulu yüzeysel olarak gezdik. Hoşuma gimişti. Sonunda Müdür Bey'in odasına geçip oturmuş, okulun eğitim sistemiyle ilgili tartışırken Müdür Bey gelen telefonla iznimizi isteyip odadan çıkmıştı.

"Nasıl güzelim, beğendin mi okulunu?"

"Yani tabiki. Boyanmış dört duvarı kim sevmez ki?"

"Nasıl yani?"

"Okulu sevebilmem için içindekiler önemli. Duvarları değil."

"Biliyorum. Elbette öyle. Demek istediğim eski okuluna kıyasla imkan ve konfor bakımından?"

"Burası özelse bırak da farkları olsun babacım."

Müdür içeri girdi. "Vedat Bey de geldi." Müdür içeri geçtiğinde arkasından uzun boylu, kır saçlı, yaşına rağmen oldukça yakışıklı bir beyefendi duruyordu.

"Merhabalar." dedi şen sesiyle.

Babam ayağa kalkıp tokalaştı. Bayağı samimi görünüyorlardı. Kısa süreli ayak üstü sohbetlerinin ardından adam renkli gözlerini benim üzerime çevirdi. Gülümsedim.

"Merhaba hanımefendi."

"Merhaba"

"İsminiz?"

"Özge."

"Ah. Vedat ben de. Tanıştığıma memnun oldum. Nasıl, beğendiniz mi okulumuzu?"

"Yani. Şimdilik."

"Şimdilik? Kaygılarımız mı var?"

"Şehirde yeni olmak, özel eğitime ilk kez başlayacak olmak gibi gibi.. Önemsiz ve zamanla halledebileceğim şeyler." dedim geçiştirmek istercesine. Karşımda sahibine kaygılarımı anlatıyordum. Ah ne aptallık ama. 'Beğendim' de geç salak Özge..

"Çok haklısınız hanımefendi, kaygılarınıza hak veriyorum. Ama hiç merak etmeyin rehberlik hocamız sizinle bizzat ilgilenecek. Her şey kontrolüm altında" dedi ve göz kırptı. Gülümsedim teşekkür edercesine. Ama kafam da karışmadı diyemem.
Babam ve Vedat Bey bir kez daha sohbete daldığında telefonum çaldı. Ekrana baktım. Toprak arıyordu. Açmalıydım.

KALBİMİN KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin