BÖLÜM-38

213 5 1
                                    

Örtünün altına girmiş sıkıca birbirimize sarılmış halde uyandık. Gülüyordu, gülüyordum, gülüyorduk..

Üşümüştük ve örtüyü kafamızın üstüne kadar çekmiştik. Hemen örtüyü açtım ve birkaç el hareketiyle klimanın kumandasına ulaştım. Hemen klimayı kapattım ve canı açtım. İçeriye sıcak hava gelsin istiyordum.

Hemen Toprak'ın alnına dokundum. Gayet iyiydi.

"İyileştim mi doktor hanım?"

"Evet, artık taburcu olabilirsiniz. Sizi dışarı alalım." dedim ve güldüm.

Yapmacık bir öksürük krizine girdi ve hemen yastığa kafasını tekrar koydu. "Aslında ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Ölmek üzere bile olabilirim."

Kahkaha attım. "Aptal. Kalk hadi."

"Ben uyandırmadan uyandın yalnız. Helal olsun."

"Burda erken uyanmaya alıştım ben."

"Neden?"

"Sabah kalkıp spor falan yapıyorum."

"Sen? Sıcacık yatağını, yastığını bırakıp? Spor? Uykundan fedakarlık yapıyordun? Vay canınaa"

Gülen yüzüm bir anda asılmıştı. Bakışlarım derinleşmişti. "Uyuyamıyordum ki. İstesem de uyuyamıyordum. Kabuslar rahat bırakmıyordu beni. Haftalarca kabuslarla yaşadım ben. Bazı geceler sırf kabus görmeye katlanacak gücüm kalmadığı için uyumuyordum. Bir saatlik uykuyla durduğum günler var benim."

Neyi kast ettiğimi anlamıştı. Onun da morali bozuldu. Yattığı yerden doğruldu. Kısa bir süre bana baktıktan sonra koluyla boynumu sarıp göğsüne bastırdı beni. Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim.

Saçlarımı öptü. "Özür dilerim. Çok özür dilerim."

Hiçbir şey söylemedim. Söyleyemezdim. 'Önemli değil' diyebilmek istiyordum ama diyemiyorduö. Önemliydi. Yaşadıklarımın hesabını asla veremeyecekti. Asla..

##

"Yine de geliştirmişsin bayağı."

"Hadi ya?"

"Harbiden. Daha hızlı koşuyosun." dedi ve güldü. Şişeyi bana uzattı. Ben de biraz su içtikten sonra kapağını kapattım.

"Kahvaltı yapalım mı artık?"

"Saat kaç?"

"Dokuza geliyor."

"Tamam hadi gidelim."

Ayağa kalktık ve üzerimizi çırptık. Sabah koşumuzu yaptıktan sonra sahilde kumların üstünde biraz oturup dinlenmiştik. Şimdi de kahvaltı yapacaktık.

"Eve gidelim? Hazırlarım ben bir şeyler?" dedi Toprak.

Biraz düşündüm. Şuan için iyi bir fikir değildi. Kızların Toprak hakkında ne düşündüklerini bilmiyordum. Ama olumlu olmadığına emindim. Alacağım tepkilere karşı koyacak gücüm de kozum da yoktu. Toprak'ı affedip affetmediğimi bile bilmiyordum. Ev olmazdı. "Ev olmaz."

"Neden?"

"Kızlar.."

Bir süre sessiz kaldı. "Beni istemiyorlar mı?"

"Yok. Yani uyuyorlardır onlar daha. Kalkmazlar bu saatte. Dışarda yapalım. Rahatsız etmeyelim."

"Tamam. Kahvaltımızı yaptıktan sonra bana kalacak bir yer bakalım."

"Neden?"

"Nasıl neden? Kalacak yerim yok?"

"Bende kalıyosun işte?"

KALBİMİN KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin