BÖLÜM 11/Büyünün Gizemleri

526 168 29
                                    

   Gizem ne yapacağını şaşırmıştı.Dedesinin ölümünün ardından bunun bir cinayet olması ve onun da sonrasında dedesinin,öldürüleceğini biliyor olması.Artık her şeye hazırlıklı olmalıydı.Başına ne geleceği belli olmazdı.Belki dedesinin ölümüyle ilgili detayları Munko'dan öğrenebilirdi.Olay boyu(dedesinin yanından hiç ayrılmadığı için) Munko o evde kalmıştı.

Gizem'in telefonunun kulaklık girişi ailesinin ailesinin telefonlarınınki gibi değildi.Müzik dinlemeye de düşkündü.Ailesine bir yalan uydurup dedesinin evinde kulaklığını unuttuğunu ve onu almaya gideceğini söylemişti.Başta ailesi ona çok kızsa da Gizem çok ısrar edince dayanamadılar.Ne de olsa Munko'yu almaya gidiyordu aslında.Böyle bir fırsatı kaçıramazdı ve ayrıca Munko artık onun büyü kitabıydı.

Gizem,dedesinin evinin kapısının önündeydi.Eve son girdiğinde dedesinin cansız bedeniyle karşılaşmıştı.O an,gözünün önünden silinip gitmiyordu.Tam kapıyı açacaktı ki arkasından bir ses;"Gizem!" dedi ona.Gizem korkuyla arkasını döndü.Bu:Hayriye Teyze'ydi.Gizem derin bir oh çekti.O özel numaranın sahibinin tam arkasında olduğunu düşünmüştü."Ne yapıyorsun kızım burada?" dedi Hayriye Teyze meraklı gözlerle.Gizem;"Hiç.Kulaklığımı unutmuşum da.Onu alacaktım." dedi ve sonra hızlıca içeri girip kapıyı kapattı.

Hayriye Teyze,Gizem'in dedesinin yaşadığı mahallenin dedikoducu teyzesiydi.O yüzden eğer Hayriye Teyze;Gizem'den şüphelenirse Gizem,onun elinden bir daha kurtulamayacağından adı gibi emindi.

Eve girdi,bu evde dedesiyle yaşadığı bir sürü güzel anısı vardı.Dedesinin ona yaptığı yanmış tost parçalarını bile özlemişti Gizem.Gizem;özel numaradan onu arayan kişinin,dedesinin katili olduğunu düşünüyordu.Zaten eğer o adamı bulursa onu öldürreceğine yemin etmişti.

Gizem,dedesinin hayattayken uyuduğu odaya girdi.Her yer sarı simlerle doluydu.Altın sarısı simlerle.Bir yerlerden de tam olarak anlaşılmayan sesler geliyordu.Gizem,yerdeki sarı simleri takip etti.Sarı simler,dedesinin odasından dışarı açılan balkona doğru gidiyordu.Gizem,kilitli olan balkon kapısını açtı.Balkonun köşesinde Munko,hüngür hüngür ağlıyordu.Ve işin garip yanı,gözyaşları sarı simlerden oluşuyordu.Munko,Gizem'i görünce yeni sahibesinin omzuna kapağını yasladı.

-"Ne oldu Munko?" dedi Gizem.

-"Büyük Üstad...Öldürüldü.Her şeyi gördüm.O bir kara büyüyle öldürüldü!" dedi ve yere sarı simler saçarak ağlamaya devam etti.

Gizem'in bunu duymasıyla kan beynine sıçramıştı:

-"Ne kara büyüsü?Neden dedem öldürülürken onu öldüreni durdurmadın Munko?" dedi öfkeyle.

-"Bana burada kalmamı söyledi.Büyük Üstad'ın emirlerine karşı gelinmez ki! dedi Munko.Gizem'in sol omzunu hep sim etmişti.

-"Eğer onun emrine karşı gelseydin o şu an hayatta olurdu.Dedemin ikinci katili de sen misin yani?" dedi Gizem.

-"Tabii ki de değilim!Beni anlamıyorsun Yeni Büyük Üstad!Üstad'lara asla karşı gelinmez.Hele yıllar boyu büyücülük öğrenmiş ve öğretmiş bir Büyük Üstad'a hiç karşı gelinmez.Yeni Büyük Üstad'lara büyü kitaplarının karşı çıkma yetkisi vardır.O da bir süreliğine.Bunları tüm büyücüler bilir.Hatta sayfalarımda da yazıyor.Okutayım mı?" dedi Munko.

-"Yok,sağol.Sen bana şu büyü işlerini biraz anlatsana Munko." dedi Gizem merakla.

-"Tabii ki,anlatayım:Bizim yaşadığımız dünyadan her yıl milyonlarca çocuk okulunu bırakıp Büyü Dünyası'na giriş yapıyorlar.Fakat bunun için yaşadığın dünyadaki eğitim-öğrenim'ini yarım bırakmak zorundasın.Büyücülük de Temel ve Lisanslı Büyücülük olarak ikiye ayrılıyor.Temel Büyücülük 6 yıl ve okumak şart fakat Lisanslı Büyücülük için 4 yılını daha harcaman lazım ve eğer bu okulu da bitirirsen Büyü Savaşları adlı askeri savaşlara katılabilir,özel büyüleri kullanma yetkisine sahip olabilirsin.Fakat Büyü Okulları,öğrenci seçimleri konusunda oldukça titiz.Her yıl binlerce çocuk büyücü başarısızlıkları ya da yanlış büyü kullanmaları yüzünden ya sınıfta bırakılıyor ya da büyü dünyasından süresiz olarak uzaklaştırılıyor." dedi Munko tek nefeste.

Gizem,o an çekirdeği olsun isterdi,ama çok büyük sorunları vardı."Tamam anladım.Peki ben oraya nasıl kaydolabilirim?" dedi Gizem.

-"Nasıl yani,bir de kaydolacağını mı sanıyorsun?Sen Büyük Üstad'sın artık.Seni oraya bedavaya ben götürebilirim.Ama bir şey var;sen okulunu bırakmayı göze alacak mısın?Eski Büyük Üstad bana hep senin,eğitimine çok önem verdiğini söylerdi." dedi Munko.

-"Tabii ki de okulu bırakmayacağım Munko!Büyük Üstad olarak oraya gidip okul bırakmadan büyücü olunamaması kanununu değiştireceğim."

-"Katiyen olmaz!Hem sen daha büyücü değilsin ki!O kadar yetkin yok!" dedi Munko sesini yükselterek.

O sırada her heyecanlı anın vazgeçilmezi olan kapı çalındı.Gizem,hemen Munko'ya sus işareti yaptı ve kapıya baktı.Gelen Hayriye Teyze'ydi.Gizem,utana sıkıla;"Merhaba Hayriye Teyze." dedi.Hayriye Teyze kafasını içeri uzatıp içeriye bakındı.Sonra:

-"İki saattir bir kulaklığı bulamadın da,ben de başına bir şey geldi sandım." dedi Gizem'e kuşkulu kuşkulu.

-"İyi niyetin için sağol Hayriye Teyze ama ben iyiyim.Endişelenme." dedi Gizem ve kapıyı kapattı.Hayriye Teyze de evine gitti.Gizem,Hayriye Teyze'nin ondan şüphelendiğini anlamıştı.Bu yüzden Munko'yu yanına alıp aşağı inmeye karar verdi.Tam Munko'yu siyah ceketinin büyük iç cebine koyarken o özel numara aradı.Gizem korkmuştu.Ne yapacağını bilemedi.Aklına geçen seferki olaylar geldi.

-"Kim arıyor?" dedi Munko,Gizem'in ceketinin iç cebinden kafasını Gizem'e uzatarak.Cevap alamayınca kafasını yeniden cebe gömdü.

Gizem,merdivenlerden aşağı inerken telefonu açtı:

-"Kimsin sen?Korkak gibi numaranı gizleme!" dedi Gizem ve adam şeytani bir kahkaha attı.Sonra da telefonu kapattı.Adamın gülüşü apartmanda yankılanmıştı.Hem de gür bir şekilde.Bir telefondan bir ses bu kadar kaliteli gelemezdi.Adam o apartmandaydı!Ses aşağıdan geliyordu.Gizem,hızla aşağı indi.Adamı aradı.Orada yoktu.Tam dışarı çıkacakken bir el onu tuttu ve sonra boğazına bıçak dayadı.Adam;"Sonunda seni buldum!" dedi.Sesi özel numaranın sahibinin sesine çok benziyordu.Fakat Gizem bunu tam anladığında bayılmıştı.Daha doğrusu:Bayıltılmıştı!

Gizemli KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin