BÖLÜM 13/Yüzleşme

514 165 28
                                    

Gizem,okula gitmeden önce Cuma gününden bu yana olanları gözden geçiriyordu.Dedesi öldürülmüştü,vasiyette de dedesinin bunu önceden bildiğini öğrenmişti.Sonra tontiş Hayriye Teyze 'sinin de terlikleri rokete,çantasıysa dikenli bir topa dönüştürebilen bir büyücü olduğunu öğrenmişti.Ardından da büyücü olması için okulu bırakması gerektiği...En önemli şeyse şu özel numara olayı ve kaçırılmasıydı.

Sabah kahvaltısında aceleyle kaşıkladığı mısır gevreğini yiyordu.Onu servise yetişmek için hızlı hızlı yerken telefonu çaldı.Arayan kişi bu sefer bilinmeyen bir numaraydı.Gizem,başta tereddüt etti,sonraysa açmaya karar verdi.Bu kişi,dedesi öldürüldüğü gün karakola ifade vermeye gittiği adamdı.

-"Merhaba Gizem Hanım.Size söylemem gereken birkaç önemli şey var.Karakola gelmelisiniz." dedi polis.

-"Çok özür dilerim ama benim okulum var ve bu yüzden gelemem.Telefonda söyleseniz olmaz mı?" dedi Gizem heyecanlanarak.

-"Tamam ama lütfen okuldan sonra bir aile büyüğünüzle karakola gelin.Sanıyoruz ki dedenizin katilini bulduk." dedi polis soğukkanlı bir şekilde.

-"Ne?Kimmiş?" dedi Gizem öfkeyle.

-"Daha maalesef kendisini konuşturamadık.Bulduğumuzda bir depoda baygındı.Hala da öyle.Çevredekilerin haberi üzerine olay yerine gittik.Kamera görüntülerinde siz vardınız.Ve anlaşılmayan bir nesne ..." dedi polis.Hayriye Teyze'den bahsediyordu.

-"Tamam.Lütfen oraya geldiğimde gerekli bilgileri alın.İyi günler." dedi Gizem.

-"Elimizden geleni yapacağız.İyi günler." dedi polis ve telefon kapandı.

Gizem,Melih'i bekliyordu.Geçen günkü öğle arası olayı için ondan özür dilemeliydi.Serviste onu sadece 5 dakika kadar beklemesine rağmen bu bekleyiş sanki 5 saat gibi yavaş geçmişti.Melih,servise bindiğinde Gizem ondan yanına oturmasını istedi.Melih koltuğa poposunu koyar koymaz Gizem;"Özür dilerim." dedi.

-"Niçin?" dedi Melih anlamayan bakışlarla.

-"Cuma günü öğle arasında olanlar için." dedi Gizem.

-"Ha o mu?Ben onu çoktan unuttum gitti bile.Sen beni kıskanç mı sandın kızım? dedi Melih ağır abi tavırlarıyla.

Gizem buna cevap vermedi.Melih'in yalan söylediğinden emindi.Kendisini kıskandığını biliyordu ama bunu niye yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu.Sonuçta Melih hep Gizem'in arkadaşı olarak kalacaktı.Kafaya takmaya gerek yoktu.

Servisten indiklerinde sınıf arkadaşları Gizem'in etrafında toplandılar.Herkes Gizem'e baş sağlığı diliyorlardı.Melih,Gizem'in gözlerinin dolduğunu görünce onun kolundan tuttu ve oradan götürdü.Beraber koşmaya başladılar.Soluk soluğa okulun kapısından içeri girdiler.Gizem,Melih'e kızarak:

-"Az kalsın dengemi kaybediyordum.Neden böyle bir şey yaptın ki?Sadece baş sağlığı dileyeceklerdi." dedi.

-"Herkesin gözünün önünde ağlamanı istemedim." dedi Melih.

-"İnsanlar ağlayabilirler.Herkes senin gibi insanlara zorbalık yapmıyor Melih!" dedi Gizem ve merdivenleri çıkmaya başladı.Tam giderken Melih ona;"Gizem!" diye seslendi.Gizem tam dönecekken ayağı kaydı ve Melih'in kucağına düştü.Melih onu belinden sıkıca tuttu.Biraz böyle beklediler.Gizem,bu duruşun bitmeyeceğini anlayınca;"Melih,sen bana ne diyecektin?Seslendin ya." dedi sessizce.Melih sakince;"Hiç." diye cevap verdi.Gizem en sonunda dayanamadı ve;"Derse geç kalıyorum!" diyip Melih'in kollarından sıyrıldı.Sonra sınıflarına çıktılar.

Gizem,herkesten diledikleri baş sağlığına karşın kaçtığı için özür diledi.Sonra herkes arka sıralara toplanmaya başladı.Gizem de merakından gitti tabii.Orada Aslı da vardı:

-"Günaydın Aslı.Dedemin öldüğünü sınıftakilere sen mi söyledin?" dedi Gizem kızarak.

-"Sana da günaydın.Aaa,o mu?Evet ben söyledim.Ama...Daha büyük bir sorunumuz var.Tuğçe'nin çektiği fotoğraflara bak!" dedi Aslı.

-"Tuğçe kim?" dedi Gizem şaşkınca.

-"Şu seni her seferinde sıkıştıran ve Metin ile kendini sevgili zanneden züppe kız var ya o." dedi Aslı."Çabuk çektiği fotoğraflara bak!" dedi telaşla.

Gizem,Aslı'nın ne dediğini tam olarak anlamasa da arkadan gizlice fotoğraflara baktı.Tuğçe,Gizem ile Melih'in bir sürü fotoğrafını çekmişti.Bir fotoğrafta Melih,Gizem'i belinden tutmuş ona sarılıyordu.Sınıftakiler birden;"GizMel!GizMel!" diye bağırmaya başladılar.Gizem kıpkırmızı olmuştu.Hemen Tuğçe'nin telefonunu elinden aldı.Fotoğrafları silmesi gerekiyordu.Tuğçe bu sefer Gizem'le kavga etmeye başladı.Gizem de onunla tabii.Gizem'in topuzu bozulmuştu.Tuğçe'nin tüm imajı bozulmuştu.Tuğçe haykırarak:

-"O telefon senden pahalı!Ucuz mücevher kafalı bozulmuş hayat suratlı seni!" diyordu.

Gizem,bunun üzerine kızın kolunu büktü ve tokat attı.Çok sinirlenmişti.Öğretmen gelmeden önce Gizem fotoğrafları silip kavgayı bitirdi.Sonra da telefonu Tuğçe'nin sırasına atıp gitti.Daha servisten indiğinde ona baş sağlığı dileyenler şimdi karşısına geçmiş;"GizMel!" diye bağırıyorlardı.

O olaydan sonra da pek güzel şeyler olduğu söylenemezdi.Sonra Aslı ile dedesi konusunda kavga etti.Gizem onu tembihlemişti fakat Aslı bu işte kendini tutamayıp yine herkese anlatmıştı.Gizem,dedesinin ölümünden herkesin haberdar olmasını istemiyordu.Haklıydı da.Bu yüzden hala kavgalılardı.

O günle ilgili güzel ola tek şeyse hayatının aşkı Metin ile yakınlaşmasıydı.O öğlen arasında geçenki yaşanan tüm olayları ona anlattı.Metin de tüm yakışıklılığıyla beraber anlayışla karşıladı.Metin,Gizem'e o kadar çok ısınmıştı ki eve beraber gitmeyi bile teklif etti:

-"Okul çıkışında eve beraber yürüyerek gidelim mi?" dedi Metin,Gizem'e gülümseyerek.

-"Üzgünüm ama ben eve servisle gidiyorum.Senin evin buraya yakın mı?" dedi Gizem.

-"Hayır,normalde limuzinle eve gidiyorum ama şoförümüz dün öğleden beri yok.Bu sabah da onu bir depoda bulmuşlar.Nedenini bilmiyorum ama tutuklanmış.Bu yüzden bugün eve yürüyerek gideceğim." dedi Metin mutsuzca.

-"Anneni ya da babanı arayıp seni almalarını söyleyemez misin?Hem yürümek zorunda kalmamış olursun." dedi Gizem.

-"Annemle babam yok.Neyse,güzel bir sohbetti.Daha sonra tekrar konuşalım." dedi Metin ve konuşmaya son noktayı koydu.

Gizem,servise bindiğinde Melih yine yoktu.Gizem,arka koltuklardan cam kenarı tarafına oturdu.Metin'e dediklerini düşündü.Söyledikleri çok kırıcıydı.Her ne kadar Gizem,Metin'in yetim olduğunu bilmese de.

Yol boyu Gizem,Metin ile yaptığı konuşmayı düşündü.Aklına tek bir şey takılmıştı;"Şoförümüz dün öğleden beri yok.Sonra bu sabah onu depoda bulmuşlar.Neden bilmiyorum ama tutuklamışlar."

Gizem'i kaçıran adam da onu öğlen saatlerinde kaçırmıştı.Onu bir depoya götürmüştü.Sonra da tutuklanmıştı.

Gizem'in kalbi sanki yerinden çıkacaktı.Aklından;"Yoksa..." diye geçirdi."Yoksa o adam..." aklından geçirdiği şeyin sonunu getirmek istemedi.Metin'in şoförü Gizem'in dedesinin katili olamazdı.Olmamalıydı.

Gizemli KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin