BİSMİLLAHİRRAHMANHİRRAHİM
••|HAKİKATLERDEN KAÇIŞ|••Yazar'dan;
Geçmişi bir anda silinen bir kızın, içine içine attığı çığlıkları koptu kör gecenin bağrında. Bir kuş havalandı alev kafesinden göğe.Bir çiçek soldu yürek mabedinin bahçesinde ki nar ağacının dalında.Ve bir tohum filizlendi toprak ananın rahminden göğe doğru. Ve bir damla yaş daha süzüldü Ezra'nın uçsuz bucaksız çölleri andıran gözlerinden. Ve bir damla daha , bir damla daha derken zihni ona kalleşçe bir saldırı yapıp tekrar çınlattı kulaklarında hayatını saniyeler içinde bitirip alt üst eden o cümleleri."Evlatlık olduğunu Ezra 'nında bilmeye hakkı var!"
Oysa bilmektense , hiç öğrenmemeyi dilerdi Ezra. Ya da o anları hafızasından silip o günü sil baştan tekrar yaşamayı. Ya da hiç doğmamayı.Ya da... Ya dası yoktu işte. Dudaklarından firar eden hiç bir ya danın bir manası da yoktu bu saatten sonra.Artık her sokağını ezbere bildiği bu şehirde üzerini örten gece kadar yalnız ve kimsesizdi.
Bedenini saran yaz havasının sıcaklığından ziyade bedeni sarsılarak titredi Ezra'nın. Kollarıyla , saatlerdir yürümekten , içi çıkacakmış gibi ağlamaktan yorgun düşen bedenini sardı.Sokakta yanından geçen her insanın ona acıyan gözlerle baktığına emindi. Bu yüzden yüzünü gizlemek için olabildiğince eğdi başını yere.Sonra , kalabalıklar içindeki yalnızlığına karışıp çekilip oturdu bir köşeye.
Sıkılmadan usanmadan boş bakışlarla izledi koca şehrin sokaklarının bomboş kalışını. En sonunda sadece sokak lambalarının yıldızlardan çaldığı ışık ve gece kaldığında eğildi ve feracesinin eteklerine sürtünen kediyi kucağına aldı.Simsiyah tüylerinin arasında parlayan gözlerine bakıp , bir sokak kedisine nazaran yumuşacık olan tüylerini okşadıktan sonra kediyi tek eline aldı ve çantasını karıştırıp yanında gezdirdiği kedi mamasını buldu. Kediyi hemen yanına bırakıp bir hamlede küçük paketi açıp önüne boşaltı. Kedi günlerdir aç kalmış gibi mamayı yerken Ezra başını okşadı.
"Lila için almıştım , sana nasipmiş.."
Dedi dakikalar sonra kendine bile yabancı gelen kısık sesle. Sonra o sustu , acılı ruhu derttaş oldu kediye.Taki kulaklarına değip ciğerini paramparça eden o sesin sahibini görene kadar.
"Ezra'm... Kardeşim..."
Ezra'nın gözleri Mirza'nın gözlerine değdi. Orada ki acının ve hüznün şiddetine şahit oldu. Kan bağından öte birbirlerine can bağı ile bağlı olan bu iki insanın gözyaşları aktı ağır usul . Bir adım attı Mirza ve bir adım uzaklaştı Ezra. Bir adım daha attı ve sırtı soğuk duvarla buluştuğunda kaldırdı elini.
"Gelme! Git buradan! Allah için git!"
Ezra'nın haykırışları sokakta yankılanıp Mirza'nın kulaklarına değdiğinde sağır oldu yüreği.
"Kardeşim... Abisinin çiçeği. Yapma böyle..."
Ezra'nın ağlaması şiddetlendi. Mirza'nın görüntüsü gittikçe silikleşirken elleriyle feracesini sıktı deli gibi. Beyninde binlerce ses 'kardeşim' diye haykırmaya başladı. En sonunda dayanamadı Ezra ve bağırarak elleri ile kulaklarını kapattı.
"Yeter! Yeter ! Yeter! Ben senin kardeşin değilim!"
Ve onu tutmak için üzerine doğru gelen Mirza'yı gördüğünde kıl payı elinden kaçtı ve tüm hızıyla koşmaya başladı.Mirza,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nar Çiçeği
Spiritual~TAMAMLANDI~ 🌿🌿🌿 Yekta Karam; Onu gördüğü ilk an hayatını değiştireceğinden habersizce onun sevdasını bağlamıştı yüreğine . Kara balçıklara bulanmış kalbinin üzerine ördüğü tuğlaları bile isteye kendi elleriyle yıkmış ve en sonunda asıl huzur'a...