🌿BÖLÜM 23🌿

3.1K 217 222
                                    

••|HELALİM|••

Ezra Karahan'dan

Zamansızdır acılar.

Zamansızdır kırıklar.

Zamansızdır terk edilişler.

Ve acılar gibi mutlulukta zamansızdı.

Bazen en mutsuz olduğun anlarda güneş gibi doğar. Bazen de bedenin hastalıklı ruhunun ağrılarını çekerken , bir ilaç misali yardımına yetişirdi mutluluk.

Tamda şuan ilaç misali yetişmişti yardımıma .

Kendi ellerimle ilmek ilmek ördüğüm keder hırkamı gene kendi ellerimle bu sayede çıkarmıştım üzerimden.

İçimden bir ses çok erken sevindin. Daha çok üşüyecek ve pişman olacaksın  desede diğer yanım hep umutluydu.Bende bu umud'a bel bağlamıştım tamda şuan.

Evlenmek istiyorum demişti.

Ezrayla demişti...

Yüzüm duyduğum kelimelerle gerilip gülümsemeye dönüşürken kalbim göğüs kafesimin altında deli gibi çırpınıyordu adeta.

Ben dahil herkes Yekta'ya şaşkınca bakarken abim hiç ummayacağım bir şey yaptı.

Yekta'ya yumruk atmaya kalkışacakken amcam abimin elini tuttu ani bir refleksle.

Abim hızla elini kurtarıp Yekta'nın üzerine doğru yürüdü.

"Ne dediğinin farkında mısın lan sen?"

"Farkında ve bu kararımın arkasındayım Mirza!"

Birden böyle bir karar almasının sebebi neydi? Yoksa ben kendi kendime sevmeye çalıştığım  zamanlarda o bana çoktan açmış mıydı yürek mabedinin kapılarını.

Sebepsizce dolan gözlerimi kırpıştırarak karşımda dönen konuşmalara kulak kabarttım.

"Ona verdiğin zarardan sonra mı? Daha fazlasınımı istiyorsun."

Evet onun yüzünden ruhen ve birazda bedenen zarar görmüştüm ama şuan hayatta kalmamı önce Allah'a sonra ona borçluydum. 

Yekta cevap veremeden babam ortaya atıldı.

"Burası bu konuları konuşmanın ne yeri nede zamanı."

"Ama baba bu adam yüzünden Ezra kayıptı. Ve şuan bu adam yüzünden burada farkında mısın?"

"Burası hastahane. Ortalığı birbirine katıpta insanların günahlarına girmeye gerek yok Mirza. "

Daha sonra elini Yekta'nın omuzuna koyup konuştu ,

"Sende müsait bi zamanda gel konuşalım. Ayaküstü konuşulmaz böyle önemli mevzular."

Babam son noktayı koyup bana doğru baktı ve hüzünle gülümsedi. Utançla tebessüm edip başımı önüme eğdiğim de içimde adeta kuşlar uçuyordu.

~1 Hafta Sonra Yazar'dan~

Güneş bu günlerde farklı bir enerji yayıyordu sanki.Ya da Ezra yeni  farkına varmıştı etrafında ki bunca güzelliğin. Ötüşen kuşların. Yaprak yaprak açan güzelim papatyaların .
Açık pencereden odasına dolan güzelim bahar kokusunun

Bir kez daha derince içine çektim temiz havayı Ezra. Okuduğu kitabı kenara koyarak kalktı oturduğu yerden.

Hala üzerinde olan pijamalarını değiştirmek için dolaba yöneldiği sırada telefonunun mesaj sesi ilişti kulaklarına.

Nar ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin