🌿BÖLÜM 4 🌿

6.2K 408 112
                                    

   ••|TANIDIK BAKIŞLAR , YABANCI SİMA|••

Yazar'dan ;

Yekta vitesi attırıp gaza biraz daha yüklendi. Bomboş yol önünde yılan gibi akarken içinde ki öfkenin yavaş yavaş yerini zevke bıraktığını fark etti.

Araba sürmek onun stresini atmasında yardımcı olan tek  şeydi. Hızını her arttırışında  ruhunun hapis olduğu duvarlardan biraz daha sıyrılıyordu. Döndüğü her virajda hissettiği o heyecan ruhunun kesik bileklerinden akıyordu gözyaşı diye taşıdığı zehir damlaları.

Yekta ileride ki tek tük arabayı gördüğünde hızını düşürdü. 18 yaşına bastığı ilk gün gidip ehliyetini almış ve bu yaşına kadar süregelen zamanda  babasına inat yaşamak dışında tek tutkusu olmuştu.

Yekta kırmızı ışıklarda durduğunda   hemen sol tarafında ki arabada öylece dışarıyı izleyen Ezra'yı göremedi.

Yeşil ışık yanar yanmaz istikametini  direkt olarak hastaneye çevirdi. Arabasını otoparka alalede park edip hızlı adımlarını attı. Hasta kayıt kısmına vardığın da  hemen Ezra'nın odasını sordu.

"Ezra...Ezra Karahan hangi odada kalıyor?"

Hemşire , Yekta'ya dik dik baktı bir süre.  Sabırsızlandığını görünce olduğundan daha yavaş hareket ederek kendince onu cezalandırdı.

"Ezra hanımın çıkış işlemleri yapılmış. Yani taburcu olmuş."

Dedi hemşire son derece tek düze bir sesle. Yekta'nın masayı tıngırdatan parmakları durdu ve kaşlarını çatarak hemşireye kızgın bakışlarından fırlattı.

"Ne demek taburcu oldu. Tekrar bakın."

Hemşire derin bir nefes aldı ve gözlerini devirerek cevap verdi.

"Bakın beyefendi Ezra hanımın bugün 14:08'de çıkış işlemleri yapılmış."

Yekta sinirle dudağını dişleyip saçlarını karıştırdı. İçine onun güzelliğini  son kez göremeyecek olmanın ezik korkusu düştüğünde elleri ile yüzünü ovuşturdu bir yandan da attığı oltalar eşliğinde.

Yekta aklına gelen ayrıntıyla hızla hemşireye döndü. Biraz daha sesini yumuşatarak ,

"Adres. Peki adresi verebilir misiniz bana?"

Karşısında ki hemşire başını olumsuzca salladı.

"Maalesef hasta mahremiyeti bakımından bunu sizinle paylaşmamız yasak."

Yekta başını sallayarak , gelişinin aksine yavaş adımlarla ve çökük omuzlarla oradan ayrıldı.İçine elinden balonunu kaçırmış bir çocuğun üzüntüsü düştü. Kendini öylece hastane sandalyelerine atıp başını öne eğdi.

"Bir kez daha Yekta. Bir kez daha seni değiştireceğine inandığın kişiyi kaybettin. Hemde aynı hastanenin koridorlarında."

Dedi kendi kendine sayıklarcasına.
Daha sonra cebinde titreyen telefon tüm dikkatini dağıtırken arayan  kişinin adı iyice moralini bozdu.

"Ne var Yasir ne var ?"

Dedi ve ona dönen bir kaç başı aldırmadan devam etti.

"Oww abi sakin. Ne bu sinir , ne bu şiddet ?"

Yekta bir kaç sinirli nefesi aldı. Burnunun kemerini sıkarak,

"Bir de soruyor musun Yasir? Kırk yılın başı ilk kez şirkete gitmiyorum , acil imza gereken bir dosya oluyor ve ben öğreniyorum ki Yasir Bey yine  yok."

Nar ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin