🌿BÖLÜM 11🌿

3.8K 282 127
                                    

••|KAN VE ÖLÜM|••

Yazar'dan

"Ezra?"

Ezra kapıyı biraz daha araladı. Gövdesini sakladığı kapının ardından yavaşça çıkarak karşısında dikilen suretin bir sanrı olup olmadığını anlamaya çalıştı.

En sonunda şaşkınlığını gizlemeye gerek duymadan

"Yekta... Sen...sen..."

Diye söylenerek arkasını döndü ve annesinin görünürde olup olmadığına bakarak endişeyle sözlerine devam etti.

"Senin burada ne işin var ? Adresimi nasıl buldun? Yoksa...yoksa beni mi takip ettin? Ne istiyorsun ki benden..."

Ezra hem sorularını sıralıyor , hem de mahallede biri bakıyor mu diye etrafına göz atıyordu. Her ne kadar tüm mahalle onu ve ailesini tanıyor olsa da bazı kendini bilmez densizler çıkıyordu.

Öte yandan Yekta ise Ezra'yı bulmanın şaşkınlığı ile buraya neden geldiğini bir anlığına unutarak , karşısında şaşkınlık ve korkudan renkten renge giren Ezra'yı izliyordu.

Ezra'nın dediği en son soruyu duyduğunda Yekta daldığı hülyadan atılarak dünyaya aniden geri döndü.
Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için hemen konuşmaya başladı.

"Yok yok hayır. Yanlış anladın Ezra. Seni burada bulmam tam manası ile şans eseri oldu..."

Dedi ve bir kaç saniyelik sessizlikten sonra tekrar devam etti ,

"Seni burada bulacağım aklıma bile gelmezdi..."

Diyerek gülümsedi ve tam o sırada Ezra'nın arkasından bir kadının sesi yükseldi.

"Ezra? Kızım kimmiş o ?"

Ezra hızla kapıyı iyice araladı ve arkasından gelen annesine baktı. Kalbinin kulaklarına değen gürültüsünü ve heyecandan titreyen sesini kimsenin fark etmemesini umarak ,

"Bir beyefendi..."

Dedi ve Zeliha hanıma yer açmak için kenara çekildi.

Zeliha hanımın yüzü belirdiğinde Yekta dudaklarında ki tebessümü silmek için çaba sarf ederek ciddileşmeye çalıştı.

"Buyur evladım. Kime bakmıştın?"

Yekta , tam o anda buraya ne için geldiğini anımsadı ve kuruyan boğazını rahatlatmak için ağzında biriktirdiğini fark etmediği tükürüğünü yuttu. Elleri arasında ki kağıda baktı.

'Mehmet Karahan' yazısını okuduğunda beyninde bir kaç şimşek çaktı. Zihni kazanın olduğu güne gitti. 'Ezra Karahan...' dedi içinden ve bir kaç kez tekrar ederek bakışlarını Ezra'ya çevirdi. 'Ezra... Kuzenim olan Ezra..." diye sayıklayarak ve hipnoz olmuş bir şekilde öylece Ezra'yı izledi...

"Evladım? Kime bakmıştın ?"

Tüm büyü Ezra'nın annesi tarafından bozulurken Yekta bir solukta cevap verdi.

"Ben Mehmet Karahan'a bakmıştım. Kendisi evde mi acaba ? "

Zeliha hanım önce saatine baktı , daha sonra Yekta'ya döndü.

"O şimdi öğle namazı için Cami'dedir. Oradan da dükkâna geçer..."

Yekta anlamış gibi başını salladı. Ardından elinde dükkânında adresi olmasına rağmen Ezra'yı biraz daha fazla görmek adına

"Rica etsem dükkânın adresini alabilir miyim?"

Diye sordu.

"Tabi. Bir dakika."

Nar ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin