🌿BÖLÜM 9 🌿

4.6K 352 242
                                    


Yazar'dan;

Yüzünde hissettiği ıslaklığın verdiği tiksindirici hisle donmuş bir vaziyette kaldı. Henüz dinmemiş olan siniri hatsafaya ulaşırken sinirden kızarmış gözlerini yavaşça yan tarafında oturan kıza çevirdi.Dişlerini sıkarak ,

"Sen ne yaptığını sanıyorsun ? "

Dedi engel olamadığı ve her saniye daha da artan siniri ile.

" Be..ben teşekkür etmek için."

Yekta , gözlerini kapatarak yumruk yaptığı ellerini sıktı. Öyle sıkmıştı ki eklem yerleri kireç misali ve bembeyaz olmuştu

" Teşekkür mü ? Kim ilk kez gördüğü bi adamı teşekkür için öper? Lütfen kötü bir şey olmadan in şu arabadan."

Dedi sesine engel olmadan bağırarak.
Ecem , korktuğunu belli etmemeye çalışarak toparlandı ve seri hareketlerle kapıyı açtı.

" Tekrar görüşüceğiz Yekta Karam. "

Dedi ve arabadan inerek kapıyı çarptı.
İnerken dedikleri Yekta'da adete soğuk su etkisi yapmış ve vücudunda ki tüm tüylerin diken diken olmasına sebebiyet vermişti.

"Anlaşılan babam denen adam baştan beri her şeyi ayarlamış , bir bana haber vermeye zahmet etmemiş."

Dedi Yekta sinirden ellerini hızlıca direksiyona vurduğunda içinde bir anda kıvılcımlanan alevle gaza yüklendi. Eve ne kadar çabuk varıp o adamdan hesap sorarsa o kadar iyiydi.Yaklaşık 10 dakika sonra evin kapısına geldiğinde onu gören güvenlikçi seri hareketlerle büyük kapıyı açtı. Arabayı yine aynı seri hareketlerle park edip , evin kapısını bir hınçla açtı. Tüm hırsını kapıdan çıkartırcasına çarptığında tüm ev gürültü ile yankılandı.

Açık kalan kapı umrunda bile olmazken adımları onu doğruca babasının odasına götürdü.
Yekta , kapıyı çalmadan odaya direkt girdiğinde ciğerlerine dolan alkol ve eşyaların kendine has kokusu midesini bulandırdı. Yekta, en son yedi yıl sonra ilk kez girdiği odada her şeyin eskisi gibi olduğunu gördü.
Her şey gine aynı yerindeydi. Resimler , annesine ait eşyaların yer aldığı kutular ve hatta annesinin takıları bile.

Yekta , odayı incelemeyi bırakıp yattığı yerden doğrulup , sinirle kendisine bakan adama doğru yöneldi. Adeta depremlere sebebiyet veren adımları ile karşısına dikilip,

"Sen ne hakla benim hayatıma karışıyorsun? Hangi akla hizmet senin dediğine boyun eğeceğimi düşündün ha ?"

Diye bağırdı Yekta. Babası Alptuğ pişkince sırıtıp konuşmaya başladığında Yekta'nın ateşi andıran öfkesi kanında fokurdamaya başladığını hissetti.

"Baban olarak. "

Yekta , sinirden olan bir kahkaha atıp ona döndü tekrar.

" Babam olarak mı? Hıh babam olarakmış. Bu güne kadar babalığa dair ne yaptın da bu hakkı kendinde buldun. Sen babalığı sadece yedirmek , içermek , cebine para koymak mı sanıyorsun? Aklım erdiğinden beri hep nefretle baktın bana. Bir kere saçımı okşayıp oğlum demedin. Sanki her şey benim suçummuş gibi. Sanki annemi ben öldürmüşüm gibi."

Derin bir nefes alıp tekrar devam etti Yekta.

" Onun canına bilerek kıymışım gibi. Sırf senin yüzünden kaç kere kendimden vazgeçtim ben haberin varmı? Ya annesizliğin , sığınacak bir limanın olmaması ne demek biliyormusun sen? Bilemezsin. Çünkü sen bencilsin. Sadece kendini düşündün. Beni , ne halde olduğumu , nasıl bir psikolojiyle büyüdüğüm umrunda olmadı. Bu yüzden de benim hayatıma karışamazsın , hele bu saatten sonra asla. Eğer bir gün evlenirsem de kendi istediğim kişiyle olacak. Bunuda aklına iyice sok."

Nar ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin