Burak tehditler savurarak giderken Songül ve Güney içeri geçmişti.
Songül:"G.. Güney... az önce söylediklerin...?"
Güney Songül'ün lafını kesti. "Y... yok öyle bir şey tabi ki. Bi anlık sinirle söyledim işte."
Songül hayalkırıklığına uğramış gibiydi. "Ben de sandım ki..."
Güney:"Neyse ben gideyim artık."
Songül:"Konuşmamız yarım kalmıştı."
Güney:"Niye Burak'ı araştırdığımı sormuştun değil mi?"
Songül:"Evet."
Güney:"Güven vermiyordu bana. Arkadaşımın öyle birisiyle evlenmesini istemedim."
Songül:"Arkadaşın..." diye mırıldandı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güney duymamıştı. "Başka sorun yoksa gideyim ben."
Songül:"Sen bilirsin."
Güney ceketini alıp gitmişti.
Songül:"Off Eylül benim de kafamı karıştırdı. Arkadaşı olarak görüyor işte." diye söylendi.
Güney arabasına binince öfkeyle direksiyona vurdu. "Aptal kafam! İtiraf edemedim yine. Aksine kızı tersledim bir de."
******** Ertesi gün Songül ve Güney'in sahnesi çekiliyordu.
Romantik bir dans sahnesiydi.
Dans ederken Songül ve Güney gözgöze geldi. Songül eskisi gibi bakmıyordu. Sanki gözlerinde bir duygu vardı artık. Ama Güney kendine öyle geldiğini düşündüğü için üstünde durmadı ve gözlerini kaçırdı.
Yönetmen:"Kestik! Güney gözgöze bakacaksınız! Kaçırma gözlerini!"
Güney:"Pardon hocam."
Sahne tekrar çekilirken ikisi de birbirinin gözlerinde kaybolmuştu.
Sahne biter bitmez Güney karavana koştu. Songül de peşinden gitti.
Songül:"Ne oluyor Güney?"
Güney:"Ne ne oluyor?"
Songül:"Benden kaçıyorsun sürekli. Bilmeden bir şey mi yaptım?"
Güney:"Y... yok bir şey yapmadın."
Songül:"Ee niye böyle yapıyorsun o zaman?"
O sırada Serkan'la Mert içeri girmişti.
Mert:"Oo gençler sahneyi bitirdiniz rahatsınız tabi. :)"
Songül yalancı bir gülüş attı. "Evet çok rahatız."
