KALBİMİN SESİ (SonGün)

Bölüm 26

Songül ve Güney'in hayranları ellerinde "GökAr yoksa biz de yokuz" yazan pankartlarla karavanın önünde birikmişti.

Songül:"Güney şuna bak... :)"

Herkes etraflarını sarmıştı. Eylül kalabalığın arasından güçlükle yanlarına geldi.

Eylül:"Bakın ne çok seveniniz varmış. :)"

Songül:"Cidden ya. :)"

Eylül:"Yönetmen çok bozuldu. :)"

Songül:"Bu kabalığı görünce bozulmuştur tabi."

Güney:"Arkadaşlar çok sağolun destekleriniz için. :)"

Hepsi çığlıklar atarak Güney'i alkışlıyordu.

Songül:"Güney... birazdan yönetmen kızar. Ne yapacağız bu kalabalığı?"

Güney:"Bilmiyorum ki dağılacak gibi değiller."

Bu kez tezahürata başlamışlardı. "Songül! Güney!.... GökAr istiyoruz!"

Güney:"Arkadaşlar! Çok sağolun... Mesaj yerine gitmiştir bence ;)"

Songül:"Yeni projelerde görüşürüz belki. :)"

Güney:"Hadi üşümeyin artık. Çok seviyoruz hepinizi. :)"

Kalabalığın arasından geçip karavana ilerlerken arkalarından alkış sesleri yükseliyordu.

Songül:"Eylül biz gidelim."

Eylül:"Ya gelin birer çay içelim. Hem sahneleri bitince bizimkileri de görürsünüz."

Songül:"Bilmem ki..."

Güney:"Gel oturalım biraz."

Eylül:"Ay karavanda şu uyuz kız vardır. Dışarda oturalım en iyisi."

Songül:"Uyuz kız kim?"

Eylül:"Yeni gelen kız... ya bir görseniz o kadar havalı ki."

Songül:"Tamam şuraya oturalım o zaman biz de."

Güney:"Siz oturun ben de çay getireyim."

Eylül ve Songül kenardaki oturaklara otururken Güney çay almaya gitmişti.

Eylül:"Ya kız Ali'yle hemen o kadar samimi oldu ki. Onun yüzünden tartıştık az önce."

Songül:"Hadi ya... merak ettim şu kızı."

Güney:"Çaylar geldi. :)"

Songül:"Sağol sevgili. :)"

Güney:"Afiyet olsun aşkım. :)... Ali nerede sahnesi mi var?"

Eylül:"Bilmiyorum yine gitmiştir bir yere."