Güney:"Bak o adam seni kandırıyor en başından beri. Sana çarpması bile planlıymış."
Songül:"Saçmalama Güney. Niye yapsın böyle bir şeyi?"
Güney:"Holdingleri iflas etmiş. Evlerine haciz gelecek durumdalarmış. Aklı sıra senle evlenip kendi hayatını kurtaracak."
Songül'ün gözleri dolmuştu. "Nereden biliyorsun bunları?"
Güney:"Araştırdım.... iflas ettiklerini öğrenince şirkete gittim. Eski bir çalışanları duymuş planlarını. Her şeyi anlatmak için sana ulaşmaya çalışmış ama ulaşamamış."
Songül:"Nasıl yapar bunu ya?" dedi gözünden yaşlar süzülürken. "Hem sen niye bu kadar araştırdın ki?"
Güney ne diyeceğini bilememişti. "Şey..."
O sırada odanın kapısı açılmış ve Burak içeri girmişti.
Burak:"Aşkım... ne oluyor burada?"
Songül:"H... hiç..."
Burak:"Hadi herkes bizi bekliyor."
Songül başını sallayarak odanın çıkışına ilerlerken Güney de peşinden çıktı.
Burak koluna girmesi için kolunu uzatmıştı. Songül tereddütte kalsa da Burak'ın koluna girdi.
Herkes büyük bir coşkuyla onları alkışlarken nikah masasına geçmişlerdi.
Güney de Ali'nin yanına oturmuş onları izliyordu.
Ali Güney'in kulağına fısıldadı. "Ne yaptın? Anlattın mı her şeyi?"
Güney başını salladı. "Anlattım."
Eylül:"Ne konuşuyorsunuz siz gizli gizli?"
Ali:"Hiiç."
Nikah memuru klasik soruyu Burak'a sorduğunda Burak "Eveet!" diye bağırmıştı.
Sıra Songül'e geldiğinde Songül cevap vermemişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Başını kaldırdığında Güney'le gözgöze geldi. Nikah memuru soruyu tekrarladığında Songül "Hayır!" diye bağırdı.
Herkes şaşkınlıkla bakarken Güney gülümsemişti.
Burak:"Songül... ne diyorsun sen?!"
Songül ayağa kalktı. "Beni daha fazla kandırmana izin vermeyeceğim pislik!" diyerek tokat attı ve gözyaşlarıyla çıkışa koştu.
Güney peşinden gitmeyi düşünse de ne diyeceğini bilmediği için gitmemişti.
