Efe'den,
Acil kapısının önünde; Sena'nın ailesi ve arkadaşları kalabalığı oluşturan taraftı. Bense Sena'yı orada ona o kadar değer veren insanların arasında beklemeye hazır değildim. Duvardan tutunarak acil çıkış kapısından içeri girdim. Avazım çıktığı kadar bağırıp duvarı yumruklamaya başladım. Sena'nın o hali gözümün önüne geldiğinde deliye dönüyor, kafayı yiyordum. Ona bir şey olma ihtimali aklıma düştüğünde bacaklarım güçsüzleşmeye başladı. Duvarda kayarak yere çömeldim. Ellerimi saçlarıma götürüp kimse olmadığından rahatça ağladım.
O kocaman gülüşü, saçma ama komik hareketleri, son derece tatlı mimikleri aklıma geldikçe onu kaybetmekten ne kadar çok korktuğumu bir kez daha anlıyordum. Kendime kızmayı bir türlü bırakamıyordum. Beni kurtarmak için kendinden vazgeçişini bir türlü kabullenemiyordum.
Çıkış kapısı yavaşça açıldığında ellerimi indirip kafamı kaldırdım. Sena'nın babası Erdal amca hiçbir şey söylemeden karşımdaki yangın merdivenine oturdu ve kollarını dizlerinin üzerinde birleştirdi. Gözleri kıpkırmızıydı. Utancımdan Erdal amcanın yüzüne bakamıyordum.
"Seni kurtarmak için yola atlamış, doğru mu?" diye sorunca kendimi daha fazla tutamayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Köşede kıvrıldıkça kıvrılıyor, yok olmak istiyordum.
"Hastaneden aradıklarında inanamadım. Çünkü Sena, genelde komik olayların başrolü olur. Tanıyorsun onu artık. Delinin tekidir o. Asla sözümü dinlemez, hep kafasının dikine gider." Gözyaşını silip konuşmaya devam etti.
"Sena, en son ikinci sınıfta bir başkası için kendini tehlikeye atmıştı: Giray. Giray'ı çok sever Sena. Bacağını kırmıştı, Giray'ı kurtarayım derken. Neden yaptığını sorduğumda eğer Giray'a bir şey olsaydı, şu anki acısından daha fazla çok canı yanacağını söylemişti. Çok komik, değil mi? Daha 8 yaşında ve bana bunları söylüyor." Sena'nın Giray'a olan hisleri, çok yoğun ve gerçekti. Sena, Giray'a açılamadan benim yüzümden ona bir şey olursa kendimi asla affetmezdim.
"Neyse. Sonra söz verdi bana, bir daha başkası için böyle bir şey yapmayacağına. Ama şimdi... Senin için bacağını değil, tüm hayatını tehlikeye attı." Gözümden akan yaşları bir türlü durduramıyordum.
"Ben... Sena'ya bir şey olursa.." derken Erdal amca lafımı kesti.
"Efe. Kızıma bakışlarını gördüm. Onu Seyfettin'den kurtarırken, birbirinizden hoşlandığınızı söylerken senin gerçekten ona bir şeyler hissettiğini gördüm. Kızımı sevdiğini görebiliyorum." Araya girip öyle hissetmediğimi söyleyecekken Erdal amca eliyle dinlememi işaret etti.
"Ben kızımı kimseyle paylaşamam, çok kıskanırım. Ama onu senden başkası uyandıramaz. Kızımı gerçekten seviyorsan kalk ve gidip kızımı kurtar."
***
Erdal amca özellikle ameliyathanenin izleme salonuna benim girip konuşmamı istedi. Gözyaşlarımı silip yukarı çıktım. Hemşire mikrofonu elime verip odadan çıktığında gözlerim sedyenin üstünde yatan Sena'yı gördüğünde gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.
"Merhaba, çirkin ördek yavrusu." Boğazımı temizledim ve gözlerimi Sena'ya ulaştırdım.
"Ne çok seviyorsun uyumayı. Hadi, uyan. Ben buradayım, seni bekliyorum. Çok seversin ya beni!" Göz yaşlarımı silip mikrofonu ağzıma biraz daha yaklaştırdım.
"Yine sözümü dinlemiyorsun. Uyan diyorum, uyanmıyorsun. Ne diye arabanın önüne atlıyorsun ki? Bıraksaydın beni. Şimdi ben sana bir şey olursa ne yapacağım? Kimin saçını dağıtacağım? Kimin bağcıklarını bağlayacağım? Kime dünya güzeli olmasına rağmen çirkin olduğunu söyleyeceğim?" Erdal amca, günlerdir bastırmaya çalıştığım hislerimi özellikle ona söylememi istemişti. Ama onun kalbinde bir başkası vardı.
"Hatırlıyor musun? Birisi sana aşkını kağıtla itiraf etmişti. Sen de ben yazdım zannetmiştin. Çok sinirlenmiştim. Aslında kendimeydi sinirim. Sobelenmiştim çünkü. Asıl sinirim o kağıtta yazanların doğru olmasınaydı. O kağıdın bana ait olmamasına rağmen karşımda sana aşık olduğumu düşünmen ve farkında olmadan beni sobelemene çok sinirlenmiştim. Sana böylesine aşık olduğuma çok sinirlenmiştim. Bir anda hayatımın merkezinde oluşuna çok sinirlenmiştim. Aklımdan hiç çıkmamana, bu kadar güzel olmana çok sinirlenmiştim... Sen bu söylediklerimin hiçbirisini hatırlamayacaksın belki ama uyan." Mikrofonu biraz ağzımdan uzaklaştırdım. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
"Şimdi güçlü olup uyanman gerekiyor. Uyan. Uyan, çünkü ben... Ben... Ben seni seviyorum, çirkin ördek yavrusu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekten Gelen Defter || ∞
FantasyBen; toplu çekilen fotoğraflarda daima çirkin çıkan, herkesin paylaşmak için ikna etmeye çalıştığı sıradan bir çirkin ördek yavrusuydum. Hayatımın dört bir yanı birbirinden komik insanlarla sarılmışken, aşka dair bildiğim birçok şeyin doğrusundan bi...