Gelecekten Gelen Defter || ∞

GGD #21 - 'Dün Gece Sizi Gördüm'

Efe'den,

Güneşin doğmasıyla yerimde kımıldanmaya başladım. Gözlerimi açtığımda başını omzuma yaslayarak uyuyakalmış Sena'yı görünce kıpırdamayı kesip uyandırmamaya özen göstererek suratını seyrettim. Yüzümdeki anlamsız tebessüm ile, "Hatırlamayacaksın, biliyorum. Umarım bir gün aklın başındayken sana söyleyecek cesareti bulurum," dedim kısık bir sesle. O sırada Sena yavaşça gözlerini açtı. Başını omzumdan çekip, "Efe? Biz niye burada uyuduk?" diye sordu. Gülümsedim.

Onu öpmeme kızmamıştı ve bana sarılmıştı. Sonra oturmuştuk ve bana sarılarak uyumuştu. Ama işin kötü yanı, bunları yaparken aklı başında değildi.

"Bilmem. Hatırlamıyorum ben. Sen hatırlıyor musun?" diyerek zarf attım. Bir yanım hatırlamasını diğer yanım ise hatırlamamasını istiyordu. Bir sürü düşündükten sonra, "Hayır. En son sizin odada bir şeyler yiyorduk," dedi. Gülümsedim.

"Neden gülümsüyorsun?"

"Hiç. Gidelim mi?" deyince kafanı salladı.

***

Odaya girdiğimizde, Şebnem ile Ozan halının ortasında birbirlerine sarılarak uyuyakalmıştı. Batuhan ise bacaklarını duvara yapıştırıp 90 derece oluşturarak uyuyordu. Sena, Şebnem'i uyandırıp odalarına götürürken ben de diğerlerini kaldırdım.

"Oğlum ne oldu bize dün gece ya? Hiçbir şey hatırlamıyorum."

"Harbi, ne oldu dün gece?" diye sordu Batu, Ozan'ı destekleyerek. Ben hiçbir şey söylemeden yerdeki dağınıklığı topluyordum. Aklıma Sena'yı öptüğüm an geldiğinde aptal gibi sırıtmaya başladım.

***

Üzerimi değiştirip Tankut Hoca'nın toplanmamız istediği yere gittim. Telefonumla uğraşırken Asya yanıma geldi. Saçlarını garip bir şekilde savurup, "Selam!" dedi tebessümle. Gözlerine bakmadan, "Selam," dedim.

"Uzun zamandır görüşemiyoruz. Nasılsın?"

"İyi, sen?"

"Ben de iyiyim. Kazağın çok yakışmış," deyince kazağıma bakıp, "Sağol," dedim. O sırada Hakan yanımıza geldi. Asya'ya gülümseyerek selam verdikten sonra boşboğazlık yapmaya başladı.

"Kartopu savaşı yapılacakmış, siz ikiniz aynı takımda olsanıza."

"Ay harika olur! Ama... Efe de isterse tabi." Asya'ya bakıp derin nefes aldım. O kadar heveslenmişti ki hayır diyemedim. Hakan'ın yapmak istediği şeyi anlıyordum.

"T-tamam. Olur." Asya gülerek boynuma atladığı sırada karşıdan Sena ve Batuhan bize doğru bakıyorlardı. Boğazımı temizleyip Asya'nın kollarını boynumdan çektim. Sena, yanlış anlamış gibi görünüyordu. Hakan ve Asya'yı baş başa bırakıp onların yanlarına gittim.

"Hayırlı olsun, bro."

"Anlamadım," dedim Batu'ya garip garip bakarak. Asya'yı gösterip, "İlk o kıza söyleyeceğim diyordun. Söyledin herhalde," deyince hemen tepki gösterip, "Yok! Yok, yani o kız Asya değil. Bir anda boynuma atladı sadece," dedim.

"Ben bir hocaya bakayım," dedi Sena suratıma bile bakmayarak. Arkasından gidip kolundan tutarak durdurdum.

"Bir şey mi oldu Sena? Suratıma bile bakmıyorsun?"

"Bir şey olmadı. Hocaya bakacağım," dedi ve kolunu çekip uzaklaştı. Arkasından ne olduğunu anlamaya çalışarak baktım.

***

"Evet, arkadaşlar! Sağ tarafımda Batuhan'ın takımı, sol tarafımda da Giray'ın takımı var. İlk pes eden hangi takımdan olursa o takım kaybeder. Surata atmak, bana atmak yok. Üç dediğimde başlıyoruz."

"Hadi aslanlarım! Göreyim sizi!" diye bağırdı Batu. Gülmeye başladık.

"Bir! İki... Üç!"

***

Koşarak topları yapıp Giray'a doğru fırlattım. Giray derin bir nefes alıp, "Çok özlüyorsun beni, değil mi?" deyince gülerek bir tane daha kartopu attım ve kafamı sallayıp, "Haa! Hasretinden ölüyorum," dedim.

"Kaybedeceksin! Hem bu oyunu hem de Sena'yı!" O sırada arkadan birisi Giray'a sertçe bir kartopu fırlattı. Ozan gülerek arkasından gelip elini Giray'ın omzuna koydu.

"Sena'nın adını ağzına alma bebeğim. Yoksa kartoplarımla öpüşürsünüz!" Giray gözlerini devirip uzaklaştı. Ozan ile birbirimize bakıp onay işareti verdik. O sırada uzaktan Şebnem'in Asya'yı kartopu yağmuruna tuttuğunu gördüm. Sena ise, ortalıkta yoktu.

Neredeyse bir saattir oyun devam ediyor, herkes çok eğleniyordu. Kalabalıktan uzaklaşıp Sena'yı ararken Arkamdan birisi bana kartopu fırlattı. Arkamı döndüğümde karşımda Giray'ı gördüm. Giray gülümseyerek yanıma geldi ve, "Sena'yı mı arıyorsun?" diye sordu.

"Sana ne?"

"Dün gece gördüm sizi. Öptün onu, o da sana karşılık verdi." Giray'ın yakasına yapışıp, "Bana bak lan! Sena'ya bir şey söyledin mi? Doğruyu söyle!" dedim sinirle. Elimi yakasından çekip, "Sena hatırlamıyor mu?" diye sordu şaşkınlıkla. O sırada Sena sağ taraftan kendini gösterdi.

"Neyi hatırlamıyor muyum?"