Giray'ın elini sıkıca tuttum ve göz yaşlarımın ıslak bedenini biraz daha ıslatmasını umursamadım. Efe'nin yaptığı kalp masajı ile Giray gözlerini açtığında sevinçten ne yapacağımı bilemedim. Giray etrafına şaşkın şaşkın bakarken mutluluktan kahkaha attım.
"İyi misin?" diye sordu Efe. Giray kafasını salladı. Sonunda açmıştı gözlerini. Mutluydum.
***
Giray, odasına çekildiği sırada ben de onun kapısında içeriden Efe'nin çıkmasını bekliyordum. Tam o sırada da Efe çıktı ve, "Merak etme. Şu an gayet iyi," dedi. Gülümsedim ve Efe'ye sarıldım. O olmasaydı, onu kurtaramazdık. Kollarımı geri çektim.
"Feryal'in bütün bunları yapmış olması... Beni deli ediyor."
"Feryal eğer hayattaysa neden ortaya çıkmadı?" diye sorunca derin bir nefes alıp, "Bilmiyorum. İnan bilmiyorum. Kafam davul gibi," dedim.
"Sen de çok yıprandın. Biraz dinlen, çirkin ördek yavrusu," deyip saçlarımı dağıttığında kafamı salladım ve el sallayarak odama girdim. Efe'den sakladığım küçük bir detay vardı ama bunu ona nasıl söyleyeceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu.
"Ne düşünüyorsun kara kara?" Şebnem'e döndüm. Omuz silkerek, "Hiç," dedim.
"Hiç mi? Baya dalmış görünüyorsun."
"Ya Şebnem, benim bir arkadaşım var ve çok ciddi bir sorunu var." Şebnem telefonunu kapatıp yatağa koydu ve kollarımdan tutup beni yanına oturttu. Merakla, "Kim? Tanıyor muyum?" dedi. Kafamı iki yana sallayıp, "Yok tanımıyorsun. Şimdi bu arkadaşımın hayatına bir anda bir çocuk giriyor," dedim.
"Ee?"
"İlk başta hoşlanmıyor çocuktan. Ama bir şey paylaşıldıkça aslında nasıl biri olduğunu fark ediyor. Aralarında çok özel bir bağ oluşuyor. Ama tabi arkadaşım adını koyamıyor bu bağın. Çünkü yıllardır aşık olduğu başka bir çocuğu unutmayı bünyesi kabul etmiyor. Kız sevmediği biliyor. Ama işte, kalp o çocuğa alışınca bu yeni çocuğu garipsiyor."
"Ee? Sonra?" Sesinde garip bir ima sezmiştim.
"Bir gün, kız sarhoşken çocuk ona hislerini itiraf ediyor. Öpüşüyorlar. Kız, sarhoş olmasının arkasına saklanarak çocuğu öpüyor. Tabi çocuk, bilinçli bir şekilde kızın ona karşılık verdiği bilmiyor. Neyse..." Boğazımı temizledim.
"Sonra sabah, kız ne yapacağını bilemeyerek hatırlamıyormuş gibi yapıyor. Ama o gece olanları da aklından bir türlü çıkaramıyor. Çocuktan uzak durmaya çalışıyor, ama kendini hep onun yanında buluyor. Ne yapsa, ne söylese aklına hep o çocuk geliyor. Sence arkadaşım gerçekleri söylemeli mi?"
"Arkadaşın... O arkadaşına söyle, vakit kaybetmesin."
"Nasıl yani?"
"Vakit kaybetmesin işte. O da onu seviyor, neyi bekliyor ki? Sadece zaman kaybı olur ikisi için."
"Diyorsun..."
"Sena. Arkadaşına söyle, geç kalmasın."
***
Hava iyice kararmıştı ve ben uyuyamıyordum. Uyuyamamanın verdiği sinirle yataktan kalktım ve ayakkabılarım giyip odadan çıktım. Benimle aynı anda Efe'nin de odadan çıktığını görünce içimden gülümsedim. Sonunda şu içinden gülümseme olayını başarabilmiştim.
"Seni de mi uyku tutmadı?"
"Aynen. Hava alacağım biraz," dedim ve Efe'ye bakmada koridorda ilerlemeye başladım. İçim bir türlü rahat değil, her şeyi hatırladığımı söylemek istiyordum Efe'ye. Bir anda durup arkamı döndüğümde Efe de benim arkamdan geliyormuş ki bedenim bedenine çarptı.
"Efe-"
"Ne oldu? Niye geri döndün?"
"Efe ben artık Giray'a karşı bir şey hissetmiyorum," deyince garipseyerek kafasını salladı ve, "Peki," dedi. Derin bir nefes aldım ve kalbimin yüksek sesli atışlarını umursamamaya çalıştım.
"Ve ben bir şey fark ettim. Önemli olan şey anılarmış. Ben o nezarethaneye düştüğüm günden beri hayatımın en eşsiz anılarını biriktirmişim. Ve sana bu eşsiz anılarla ilgili ufak bir yalan söyledim." Yutkundum. O da yutkundu.
"Efe... Ben o geceyi hatırlıyorum." Bir adım yaklaştım Efe'ye.
"Seni kaybetmek istemiyorum." Efe'ye sıkıca sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekten Gelen Defter || ∞
FantasyBen; toplu çekilen fotoğraflarda daima çirkin çıkan, herkesin paylaşmak için ikna etmeye çalıştığı sıradan bir çirkin ördek yavrusuydum. Hayatımın dört bir yanı birbirinden komik insanlarla sarılmışken, aşka dair bildiğim birçok şeyin doğrusundan bi...