GGD #14 - Aşk Oyunu

89 14 7
                                    

                Efe'nin söylediği cümleye bir anlam yüklemeye çalışıyordum ama mantıklı bir anlamı taşıyamıyordu cümle bir türlü. Bir süre ikimiz de dalıp gittik birbirimize bakarken. Sanki sessizliği bozması gereken taraf benmişim gibi hissediyordum ama ağzımı açıp bir şey söyleyemiyordum. Bir anda suratındaki garip ifadeyi sildi ve alışık olduğum sırıtan sinir bozucu Efe ifadesi geldi. Saçımı dağıtarak, "Hadi geç kalmayalım, Şevval teyzeden bir daha izin koparamam yoksa," dedi. Kafamı salladım ve arkasından ilerledim.

Efe beni apartmanın bahçesine bırakıp kendi apartmanlarına girdi. Kapıyı çalmamla babamın kapıyı açması bir oldu. Babama sarılıp ceketimi vestiyere astım. Babam fısıldayarak, "Herkes uyudu. Konuşalım mı biraz balkonda?" deyince kafamı salladım ve babamı takip ettim. Balkondaki sandalyeye oturup, "Erken uyumuşlar," dedim.

"Dizileri erken başladı bugün. Bitince de uyudular." Kafamı kaldırıp yıldızları seyretmeye başladım. Babamın benimle ne konuşacağını çok merak ediyordum.

"Efe ile aranız nasıl?" Gülümseyerek, "Gayet iyi," dedim. Kafasını salladı ve derin bir nefes aldı.

"Bir şey mi oldu? Tedirgin görünüyorsun," deyince cebinden buruşturulmuş bir kağıt parçası çıkarttı. Kağıdı açıp bana uzattığında sırama bırakılan ilanı aşk kağıdı olduğunu fark edince, "Baba sen bunu nerden bu.." derken babam lafımı kesti.

"Bunu kim yazdı biliyor musun?" Kafamı iki yana sallayıp, "Hayır. Ben çoktan bu kağıdı unutmuştum," dedim.

"Hatırlıyor musun? Eğer birisine aşık olursan bana söyleyeceğine söz vermiştin," deyince kafamı öne eğdim. Giray'dan ona bahsetmemiştim. Giray'ın sadece okul arkadaşım olduğunu zannediyordu. Yutkunup, "E-evet," diyebildim sadece.

"O zaman niye Giray'a olan hislerini anlatmadın bana?"

"Baba.."

"Bak Sena. Eğer kalbin her şeyin önünde giderse kaybedebilirsin. Ve kaybettiğinde kalbinin söylediklerini yanlış anladığını fark edersen o zaman bir kez daha kaybedersin." Eğer kalbin her şeyin önünde giderse kaybedebilirsin. Ne kadar doğru bir sözdü. Benim bir türlü başaramadığım doğru... Derin bir nefes alıp, "Giray benim için çok değerli, özel ve farklı..." dedim.

"Giray'ı ben de severim. İyi çocuktur. Ama kalbinin sana söylemek istediği şeyi doğru anladığından emin ol. Ben güzeller güzeli kızımın üzülmesini istemiyorum."

"Annem, senin ilk aşkın değil mi? Sen hep anneme olan aşkını anlatırken ilk aşkın çok önemli olduğunu söylerdin."

"Ama ilk aşk hayatına giren ilk kişiyle olmak zorunda değil."

***

Babamla uzun uzun konuştuk. Görmem gereken şeyleri bana daha net göstermişti. Giray'ın doğru kişi olduğuna emin olmamı istiyordu. Sabah kimse uyanmadan erkenden evden çıktım. Giray'ın yanına gidecek ve ona bütün hislerimi söyleyecektim. Eğer onun karşısında ona hislerimi söylerken kalbim gereğinden fazla çarparsa... Kalbimin bana söylemek istediği şeyi doğru duymuş olacaktım. Hem Efe de böyle olması gerektiğini söylemişti... Telefonumdan Efe'yi aradım.

"Ne arıyorsun bu saatte? Rüyanda mı gördün?" Güldüm.

"Efe, ben şimdi Giray'ın yanına gidiyorum. Ona hissettiklerimi söyleyeceğim. Senin söylediklerin doğruydu. Giray, o kişi. Doğru kişi. Vakit kaybetmek istemiyorum. Bana şans dile, olur mu?" Efe'den ses gelmedi. Telefonun ekranına bakıp hala aramada olduğunu gördüm. Birkaç defa Efe'ye seslendim ama cevap vermedi. Hatlarda sorun olduğunu düşünürken Efe telefonu kapattı.

***

Giray'ın sabahları spora geldiği bir yer vardı. Oradan içeriye girdiğimde kapıdaki kadından soyunma odasında üstünü değiştiğini öğrendim. Heyecanla soyunma odasına doğru ilerledim. Kapıya ulaştığımda içeriden kahkaha sesleri yükseldi. Tam içeri girecekken duyduğum cümle ile yerimden kıpırdayamadım.

"Sena, o notu senin bıraktığını bilmiyor mu hala?"

"Ne bileyim oğlum? Hiç o nottan bahsetmedi. Başkası mı aldı acaba kağıdı?" dedi Giray. Yüzümde beliren tebessüme engel olamadım. O notu Giray mı yazmıştı gerçekten?!

"Sen de süreyi uzatıyorsun, kaybedeceksin bak. Adam gibi söyle işte, zaten kız bana aşık diyorsun. Niye zora sokuyorsun? Bir haftan kaldı ona göre."

"Son ana bırakınca daha keyifli oluyor. Zaten bir seni seviyoruma bakar tavlamam. Şimdiden iddiayı kaybedeceğini kabullen bence." Gözyaşlarım yanağımda istemsizce süzülüyordu. Kalbimin nasıl attığını dahi hissedemiyordum içimde duyduğum acıdan. Gözlerimin kıpkırmızı olduğunda emindim. Tam o sırada Giray ve arkadaşı kapıdan çıktılar. Giray beni görünce donakaldı. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.

"Se-sena? Ne zaman geldin sen?" Alt dudağım kendimi ağlamamak için sıktığımdan titremeye başlamıştı. Ellerimi ise sinirden sıkabildiğim kadar sıkıyordum. Benim tüm saf duygularımı yüklediğim bu aşkı böyle bir iddianın öznesi yapması... Yanağına sertçe bir tokat attım. Arkadaşı şaşkınlıkla ağzını açtığı sırada gözümdeki yaşı silip arkamı döndüm ve hızla oradan çıktım.

***

Ağlayarak yolda ilerliyordum. İnsanlar bana garip garip bakarken dünyanın en şanssız insanı olduğumdan habersizlerdi. Kalbimdeki acı, sanki git gide gücümü emiyordu. Bacaklarımın iyice güçsüzleştiğini hissediyordum. Yolun karşısına geçecekken karşıda bir anda Feryal'i gördüm. Evet, geçen yılki gezide kaybolan ve sonra cesedi bulunan Feryal! Saçları, kıyafetleri her şeyi onun tarzıydı. Suratı ise tıpa tıp Feryal'di. Şaşkınlıkla ve kalbimdeki acıyla yolun karşısına geçmek için kendimi yola attığım sırada arkamdan birisi beni geriye doğru çekti.

Önümden geçen motoru gördüğümde son anda ikinci bir kazadan kurtulduğumu anlamıştım. Yolun karşısına baktığımda ise Feryal bir anda ortadan yok olmuştu. Kendimi iyi hissetmediğimden hayal gördüğümü anlamıştım. Beni sıkıca tutan arkamdaki kişiye döndüğümde karşımda Efe'yi gördüm. Hiçbir şey söylemeden sıkıca ona sarıldım. Hüngür hüngür ağlarken yanımda bana sarılan kişi yine Efe'ydi. Ben duyduklarımla nasıl başa çıkabileceğimi düşünüp içimdeki acı ile hıçkıra hıçkıra ağlarken Efe'nin kalp atışları çok... Çok hızlı atıyordu.

Gelecekten Gelen Defter || ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin