Hastaneden apar topar çıkmıştık. Evet çıkmıştık. Seung Hyun peşime takılmıştı. Ne yani bebek onun felan mıydı? Eğer Ji Yong böyle bir olayı onun daha önce öğrendiğini duysa, beni dayaktan öldürürdü. Hastanenin önüne geldim ve bir taksi çevirdim. O sırada gitmeme engel olan olan şey Seung Hyun'nun kolumdan tutmasıydı. Kolumu kurtarmaya çalışırken konuştum.
"Seung Hyun bırak gitmek istiyorum."
"Yapma bu bebeğe birlikte bakabiliriz. O bu bebeği istemez biliyorum! Gitme yalvarırım."
Kolumu hızlıca çektim. Yarım saat sonra şirketteydim. Şirkete geldiğimden beri Ji Yong'u aramak ile meşguldüm. Nerdeydi bu adam, odama gidip ajandama baktığımda stilist görüşmesi vardı. Yanında olmam gerekirdi. Büyük bir azar beni bekliyordu. Ajandamı ve Ji Yong'un dosyasını alıp merdivenlerden inmeye başladım. O sırada bir bedene çarpıp yere düştüm. Youngbae!
"Üzgünüm Ash He!" elini uzattı ve gülümsedi şüphesiz en masum sevenleri o idi. Uzattığı elini tam tutacak iken Ji Yong hızlıca tutup beni kaldırdı ve Youngbae'ye döndü.
"Uzak dur benim sevgilimden uzak dur anladın mı?"
Zavallı Ji Yong beni sürüklerken sadece bakabiliyordu. Ji Yong beni kolumdan tutup bir odaya girdi ve beni yere fırlattı. Aslında şaşırmamıştım. Acaba yine neden dayak atacaktı. Aniden çenemde hissettiğim el ile ona baktım.
"Ne bok yedin sen ha! Ne yaptın sen Ash!"
İsmimi bastırmıştı korkmalıydım. Ben ona öylece bakarken tekrar konuştu.
"Yattın mı onunla"
Ah cidden bu adam ne diyordu. Ona anlamaz bir şekilde bakınca konuşmaya devam etti.
"Seung Hyun ile bir bebeğin oluyormuş!"
Saçlarımı arkaya attım ve ayağa kalktım.
" O senin bebeğin öyle bir şey yok inan bana" sesim resmen yalvarır gibi çıkmıştı. Öyle olmalıydı.
"O halde neden o adamla gittin?" bu soruyu sorarken saçlarımı çekmişti.
"Bana inan Ji Yong ben bayıldım o da götürdü." Bana ciddi bir şekilde baktı ve konuştu;"DNA testi istiyorum hemen bugün sana inanmıyorum" bu sözlerden sonra içimi adeta soğukluk kaplamıştı bu adama olan bütün sevgim bir anda çekilmişti.
Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın.. ♡