Ji Yong kabul etmişti! Zaten sevgilisi varken başka bir kadını daha sevgili olarak hayatına almıştı, hemde o kadın onun eski sevgilisiydi. Gözlerim yavaş yavaş buğulanmaya başladı. Ama bu Ji Yong'un hiçte umrumda değil gibiydi karşımda oturmuş pis pis sırıtıyordu.
Benim ise aklımda bazı sorular vardı. Ji Yong beni bırakıcakmıydı? yoksa ikimizle aynı anda mı olucaktı? Peki ya ikincisini seçerse ben kabul edip onunla kalıcak mıydım? Ben bunları düşünürken yanımda oturan Seung Hyun masanın altından elimi tutarak ben yanındayım sinyali veriyordu.
Onunla aramda hiçbir zaman abi-kardeş ilişkisi olmadı en azından onun bakış açısı buydu. Daha fazla anlaşılmamak adına Başkan'a dönerek;
"Efendim izninizle dışarı çıkmak istiyorum" dedikten sonra dışarı attım kendimi....
Arka bahçede napacağımı düşünüyordum. Yüzümü iki elimin arasına aldım ve düşünmeye başladım beni aşağılamasına, alkolüne, deliliklerine daha bir çok şeye alışmıştım ama bu bütün dünya onun sevgilisini o kadın bilirken bende evde bekleyen metres rolünü mü oynuycaktım? Düşüncelerime son veren topuk sesleriydi. Başımı kaldırmamla o kadını gördüm. Arka kapıdan giriyordu iyide daha Ji Yong teklifi kabul edeli yarım saat bile olmadı. Yoksa bu önceden planlı mıydı?...
Kaç saattir burda oturduğumu bilmiyordum. Omzumda hissettiğim elle arkamı döndüm.
"Ji Yong" sesimi kendim bile zor duymuştum.
"Evimize gitmiyor muyuz? "
"Bizim bi evimiz yok Ji Yong"
"Saçmalamada yürü seninle uğraşamam yorucu bir gün zaten"bide yüzsüz yüzsüz bana bağrıyordu.
"Yeni sevgilin seni fazla yordu galiba? "
Sesini alayca bir tona alarak konuştu .
"Evet Kiko öyledir yorma yollarını öğrenmek ister misin? "
Gülmeye başlamıştı komik olan olay neydi?
"Ji Yong bak anla-"
Lafımı yarıda kesen elimi tutan Seung Hyun olmuştu. Bakışları beni ürkütüyordu.Şimdi kaybeden kim peki ben mi? Yoksa Ji Yong mu?