Keyifli okumalar🍷
Şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim.Gördüğüm haber ile aniden yerimden kalktım ve hızlıca evden çıktım.Yanıma hiçbir şey almadan çıkmıştım,Ji'nin evine doğru ilerliyordum ama oraya nasıl gideceğim hakkında bir fikrim yoktu.Ji'nin evi nerdeyse şehrin dışındaydı.Yürümeye devam ettim hava soğuktu üstümde ki hırkaya daha çok sarıldım.Peki ya hangi sıfatla o eve gidiyordum?
Seung Hyun anlatımından;
Taeyang ile konuştuktan sonra hızla yemek masasına ilerledim.
"Ash üzgünüm tat-" sözümü yarıda kesen gördüğüm boş masaydı. Hızla odaya koştum ama orda da yoktu banyo,bahçe,mutfak derken bakmadığım yer kalmamıştı. Yemek masasında bulunan telefonu elime alıp kilidi açtım Ji Yong'un haberini görmem ile kendi kendime tekrarlardım;"Yapma Ash!"bu kız oraya kadar nasıl giderdi? Para almış mı? Şuan nerde? Oraya kadar yürürdü mü? Hızla kapıya koşup şöförden anahtarı aldım ve yola çıktım. Yolda giderken Ash'i bulma umudu ile yollara bakıyordum.Ash anlatımından;
Aniden bastıran yağmur ile koşmaya başladım. Islanan saçlarım yüzüme geliyor ve bana hiç kolaylık sağlamıyordu. Koşmaya devam ederken ayağıma takılan taş ile alnımı kaldırımın kenarına çarpıştım. Elime gelen kan ile ağlayarak ayağa kalktım. Ben bunları cidden hakettim mi? Alnımdan yüzüme akan kan ile koşmaya devam ettim. Bir müddet sonra görkemli ev görüş açıma girmişti. Titreyen bedenim ile kapıya geldim. Güvenlik görevlisi yoktu demir kapıyı yavaşça itip eve bakmaya başladım. Hayatımın maf olduğu eve... Madem öyle neden hâlâ burdaydım?
Kapıya yaklaşıp zile bastım ikinciyi basmama gerek kalmadan kapı açıldı. Beni gören hizmetçi ufak bir çığlık kaçırdı. Ellerini kollarıma koyup;
"Ash Hanım size ne oldu?" sorusuna cevap vermeyerek ona bakmaya devam ettim yüzüme akan kan ile alnımın hâlâ kanadığını hissediyordum. İçeriye girmeye kalkarken beni durdurdu.
"Üzgünüm ama Kiko Hanım bu eve girmenizi yasakladı." hiddetli bir şekilde konuşmaya başladım.
"O KİM OLUYOR YA? ÇEKİL ŞURADAN!"
Kollarımdan tutup içeriye girmemi engelledi.
"Bu evin Hanımı,Ji Yong Bey'in karısı." Ağlayarak onu itip bahçeye koştum ve balkonun altına geldim."Jİ YONG" balkonda olması benim işime gelmişti. Başımı kaldırmam ile kan gözümün üstüne akmaya başladı. O ise saçlarını karıştırarak bana baktı."SANA YALVARIRIM AŞAĞIYA İN." Balkondan çıkması ile kapıya tekrar koştum. Saçlarım hâlâ yüzüme geliyordu,alnımın kanaması ile devam ediyordu. Yağmurun durması ise küçük bir iylikti. Kapının açılması ile onu gördüm. Ağlamaya devam ederken ona yaklaştım. Ellerimi yüzüne koydum. Çamurlu ellerimi görünce korku ile çektim.
"Bebeğiniz oluyormuş."Zorla yutkundum o sırada Ji benden biraz uzaklaştı. Umursamaz biçimde kollarını göğsünde birleştirdi.
"Evet oluyor. Neden burdasın?"
Elimi karnıma koyarak,titreyen bir ses ile cevap verdim;
"Be-bebeğimiz öldü." Gözlerindeki boşluğu hissetdim iğrenç gülüşü ile bana yaklaştı.
"Zaten ondan kurtulmak istiyordum öyle değil mi Ash?" Gözlerimi irileştirerek ona baktım. Bu adam ne diyordu cidden bebeğimiz öldüğü için seviniyor muydu?
"ASH?" bu güçlü ses beni yerimden oynatmıştı,arkamı dönerek Seung Hyun'a baktım. Sigarası elinde beni izliyordu.Yavaşça yanıma geldi. Ji Yong sinirli bir tonda;
"KİKO NEREDEYSEN BURAYA GEL!" Ben hâlâ Seung Hyun'a bakıyordum, bana masumca gülümsedi. Ellerini belimde hissederken Ji'ye döndü;
"Aish! İnsan karısının nerde olduğunu bilmez mi? Bak ben nasıl buldum." Ji anlamaz bir tavırla yüzünü buruşturdu.
"Ben nasıl buldum?" Seung Hyun ile göz göze gelince iyi şeyler olmayacağını anladım. Gözlerime bakarak devam etti.
"Biz dün Ash ile evlendik"Yorumlarınızı bekliyorum.🌸