38.Bölüm;Kendi Gerçeğim

521 24 21
                                    

Doktor sanki sabrımızı sınıyor gibiydi,odaya girdiğinden beri şaşkınca kağıtlara bakıyor ama sadece mırıldanıyordu. Seung Hyun zaten sinirliyken doktorun bu hareketleri ile daha çok celallenmişti.
"Ne söyleyeceksiniz söyleyin artık!"

Doktor,Seung Hyun'un sesiyle kendine gelmiş ve gözlüğünü düzelterek elinde bulunan kağıtlara imza atmıştı.
"Ash Hanım hamilesiniz. Özgeçmişinizi inceledim daha önce bir düşük yapmışsınız. Bu yüzden bu hamileliğiniz çok zor olacak geri şartları ilk kontrolde konuşmak üzere. Geçmiş olsun."

Doktor,Seung Hyun'a karşılık olarak sitemkar bir şekilde her şeyi sıralamış ve odadan ayrılmıştı. Seung Hyun,elimi tutmuş heycanlı heycanlı bir şeyler söylüyordu. Gülüşü oda da yankılanıyordu. Lakin benim kulağıma uğultu olarak geri dönüş yapıyordu. Ben nasıl hamile olabilirdim ki? Aklıma istemsizce eski yaşadıklarım gelmişti. Jiyong ile olan bebeğimiz,onun bana inanmaması,evlenişi ve o gün bebeğimin gidişi. Elimi karnıma koyup gözlerimi Seung Hyun ile buluşturdum ve titreyen bir ses tonu ile konuştum;
"Ben yapamam. Korkuyorum!"

Seung Hyun,yavaşça ayağa kalkıp kırgın bir sesle konuştu. Onun bu ses tonu beni fazlasıyla etkiliyordu.
"Onun gibi bir adamın bebeğini taşımaktan korkmadın. Sana inanmadığı halde inat ettin. Şimdi benim,kocanın bebeğini doğurmaktan mı korkuyorsun?"
Seung Hyun işaret parmağı ile kendini göstererek konuşuyordu. Daha sonra parmağını kapıya çevirdi.
"Ben dışarda bekliyorum Ash. Hazırlanınca çıkarsın dışarı."

                                  《》

Eve gelene kadar hiç konuşmamıştık. Bana tek bir kelime etmemişti,haklıydı karısı sabaha karşı bir adamın evinden geliyor daha sonra hamile olduğu ortaya çıkıyordu. Ama karısı bebeği istemiyordu. Yatakda uzanmış bunları düşünürken ne kadar kötü bir eş olduğumu fark etmiştim. Başımı olumsuz anlamda sallayarak yataktan kalktım ve banyoya ilerledim. Sıcak su bedenimi yakarken yine uçurum gibi olan o düşüncelere daldım. Seung Hyun beni hiç üzmemişti, beni hep korumuştu. Yanlış da anlasana, gururu da kırılsa hep benimle olmuştu. Ben ise onun gibi bir adamın bebeğini taşımaktan korkuyordum. Banyodan çıkıp rahat bir pijama takımı giydim. Saçlarımı hafifçe kurutup,hafif bir vücut spreyi dolaştırdım etrafımda. Salona geldiğimde kapının önünde durup Seung Hyun'u izledim. Yine düşünüyordu,ben hayatına girdiğimden beri hep düşünüyordu zaten. Ben onu yormaktan başka bir şey yapmıyordum. Peki ya Seung Hyun bunu hakediyor muydu? Yanına doğru gidip oturdum ve başımı omuzuna yerleştirip kısık sesle konuştum;
"Geçmişte yaşadıklarım hep önüme çıkıyor ve beni korkutuyor. Özür dilerim Seung. Senin bebeğini doğurmak bana verebilecek en güzel hediye sevgilim."

                                《》
        
Şuan kameralara poz vermek ile meşguldüm,sevgili kocam medyaya baba olacağını bana söylemeden haber vermişti. Şirket adımıza bir davet veriyordu,galiba her olayımızda böyle davetler olacaktı. Bu gösteriş insanların sadece ün kazanmak için geldiği samimiyetsiz ve boş davetler. Başkan,Seung Hyun ve ben kapıda gelen insanları karşılıyorduk. Davet ikimizin adınaydı lakin bu adam yanımızdan bir an olsun ayrılmıyordu. Sürekli şöyle yapın böyle yapın demesinden artık daralım gelmişti. Üzerimde bulunan siyah dar elbisenin bana yeterince daralım vermesi yetmiyormuş gibi bir de o veriyordu. Karşımda bulunan aynaya gözlerim bir anlığına takıldı. Siyah,uzun kollu dar bir elbise. Kırmızı ruj,siyah bir göz makyajı ve siyah maşalı saçlarım onlara bir türlü alışamıyordum. Ben aynada kendime dalmış giderken kadrajıma başka bir yüz girdi. Jiyong. Elini bana uzatmış öylece bekliyordu. Samimiyetsiz gülüşünü bana atıp elimi uzatmamı beklemeden tutup sıktı ve kulağıma eğildi.
"Umarım bu sefer her şey güzel gider Kraliçem."

Cümlesini bitirip arkadaşlarının yanına ilerlemişti. O an bir şey fark ettim,Kiko denilen sevimsiz karısı onunla değildi.
Ben onun arkasından öylece bakarken kolumu birinin tutması ile o tarafa döndüm. Seung Hyun,gözlerimin içine bakarak kendini hatırlattı.
"Ayakta fazla kalma istersen,bebeğimizin ve senin yorulmanı istemem."

Davet başlayalı yaklaşık iki saat oluyordu. Telefonumdan saati takip etmekten başka bir şey yapmamıştım. Seung Hyun ve grubun geri kalanı ile aynı masadaydım. Tam karşımda ise Jiyong oturuyordu. Kaç kadeh içtiğini takip bile edememiştim. Herkes ona müdahele etmeye çalışıyor lakin Seungri onlara rahat bırakmasını söylüyordu. İşbirlikçi pislik. Jiyong'un gelen garsondan bir kadeh alıp ayaklanması ile masada bulunan bütün gözler onunla buluşmuştu. Taeyang kolunu tuttuğu an ona iyi olduğu hakkında şeyler söyleyip sahneye doğru ilerlemişti. Sahnede bulunan müzisyenlere baş selamı verip mikrofonu eline aldı ve büyük bir gülüş ile bütün gözleri üzerine çekti. Sarhoş olduğu her halinden belliydi,yarın yine büyük bir habere konu olacağından o kadar emindim ki. İçmeyi bir türlü dozunda bırakamıyordu. Gözlerini yavaşça etrafta gezdirip derin bir nefes aldı.
"Bugün burda çok sevgili arkadaşım Seung Hyun ve çok değerli karısı için toplandık. Haaa, bir de şu bebekleri için. Bütün iyi dileklerim sizinle. Ah unutmadan Ash He! Benim kıymetli eski sevgilim, bu bebeğe de benim bebeğime yaptıklarını yapmazsın umarım."

Jiyong'un son dediklerinden sonra salonda sadece flaş sesleri yankılanmaya başlamıştı. Ben ne demiştim sahi yarın büyük bir habere konu olacak demiştim. Hem de çok büyük bir habere.

Yorum yaparak öneride bulunursanız ve oy verirseniz sevinirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorum yaparak öneride bulunursanız ve oy verirseniz sevinirim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.💆🏻‍♀️🌼

Expensive Life | KJYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin