33.Bölüm: Sözde bir büyü gibi,sefil aşık!

516 19 2
                                    

Keyifli okumalar dilerim.🍷

Uzun ve duygu dolu bir bakışmanın ardından bana sarılan bir bedenle karşı karşıya gelmiştim. En son bunu yaşadığımda kocam bana olan güvenini yitirmişti. O anı iliklerime kadar hissetmem ile Jiyong'un güçsüz kollarını üzerimden çektim. Sol kolunu tutup inlemesi ile şaşkınlık dolu bakışlarımı ona yönlendirdim. Ona dokunup dokunmamak arasında tereddüt ederken. Gözünden akan bir damla yaşı gördüm. Elimin koluna gitmesi ile bana bakıp yutkundu. Üzerine giydiği salaş siyah kazağın kolunu hafifçe kıvırıp,kolunu inceledim. Görmeyi beklediğim manzara kesinlikle bu değildi. Kan dolu bir bandaj! Heycanlı ve anlamaz tavırlar ile ona baktım. Gözlerimiz buluştuğunda,kalbimin yine eskisi gibi çarpmaması için dua ediyordum. Özellikle son yaşadıklarımdan sonra tekrar ona teslim olamazdım. Cümleleri aklımda düzenleyip aklımdaki soruyu sordum ama yine de sesimin titremesine mani olamamıştım.

"Koluna noldu Ji?"

Gözlerimiz hâlâ birbirine bakarken sevimli bir gülüş ile soruma cevap verdi.

"Sana gelirken ufak bir kaza geçirdim ama bu an için değdi."

Bu söylediği sözler,ilk günlerde ki gibi davranıyordu. Tanıdığım ve aşık olduğum Jiyong gibi. Elimi yavaşça çekerken kanın elime bulaştığını fark ettim. Derin bir yara olduğu belliydi. Jiyong'un hastaneye gitmeyeceğini ya da bir doktor çağırmayacağını biliyordum. Yaralarını göstermeyi ve mızmızlanmayı sevmezdi. Sadece sevdiklerine şımarır ve nazlanırdı. Düşündüğüm şeyi yapmam gerekiyor muydu? Bilmiyordum. Gözlerini hâlâ üstümde  hissederken konuştum.

"Koluna pansuman yapılması gerek. Doktor çağıralım."

Küçük bir kahkaha attıktan sonra;
"Yaralarımı ki..."

Tek kaşımı kaldırıp lafını kestim.
"Biliyorum kimseye göstermeyi sevmezsin."

Yüzüne baktığımda bana gülümsüyordu. Büyük ihtimalle lafını tamamlamam hoşuna gitmişti. Onu iyi tanıdığımı biliyordu ve bundan büyük bir zevk alıyordu. Üzerime doğru bir kaç adım atması ile gözlerimi ani bir refleks ile kapattım. Dudağımın kenarında hissetiğim buse ile gözlerimi açıp ona tepkisiz bir şekilde baktım. Az önce beni öpmüştü. Peki ya neden kızamıyordum? Hayır Ash,büyüye kapılma. Gözlerime bakarken eğilip yüzümü avuçladı ve ardından  alnıma bir buse daha bıraktı.
"Bunu seviyorum Ash, bana ait olduğunu hissettiriyor."
                                   ***
Birkaç itrazın ardından Jiyong, Seungri'den pansuman malzemesi istemiş ve kibar bir şekilde evden kovmuştu. Büyük ve şatafatlı salonda onca kanepe varken Jiyong en küçüğüne oturmuş ve pansumanı orda yapmamı istemişti. Kolunda bulunan kanlı ve kirli sargıyı çıkarıp masanın üzerine bıraktım galiba çok sevdiği bandanalardan birini harcamak zorunda kalmıştı. Koluna baktığımda dikiş gerekmiyordu,bunu görmem ile ufak bir tebessüm bıraktım. Dudağımın kenarında hissettiğim parmak ile ona baktım. Baş parmağı ile dudağımın kenarını bir tüy misali seviyordu. Zararsız ve sevecen garip...
"Böyle gülmeni seviyorum Ash, sana çok yakışıyor. Seni böyle güldüremediğim için özür dilerim."

Yüzümü çekip malzemeleri hazırlamaya başladım. Bana böyle yaklaşması kafamın karışmasına sebep oluyordu. Birden aklıma Seung Hyun'un gelmesi ile duraksadım. Acaba beni merak etti mi? Elimi ılık suyun içine daldırıp, bezi sıktım ve yaranın etrafında bulunan kanı yavaşça temizlemeye başladım. Elimin kolunun altında olması bile etkiliyordu. Ne de olsa ona aşk duygusu beslemiş bir insandım. Bezi alıp suyun içine tekrar bıraktım ve bu sefer yarayı temizlemek için gazlı bezin üzerine biraz batikon döktüm. Gazlı bezi yara ile buluşturmam Jiyong'un inlemesine sebep olmuştu. Başımı özür diler gibi öne eğmiştim. Elimi yavaşca çekerken elimi tutmuş ve tekrar yaranın üstüne getirmişti. Tanrım bu çekişmeli oyun ne zaman bitecekti. Yarayı zor olsada temizlemiş ve temiz bir flaster ile sarmıştım. Şuan sessiz bir şekilde salonda oturmuş,önümüzde bulunan duvarı izliyorduk. Seungri'nin anlattığı olay zihnimde canlanırken içimde beni yiyip bitiren soruyu sordum.
"Beni gerçekten sevdin mi? Yoksa sadece ona benzediğim için mi yanında tuttun?"
Sesli bir şekilde yutkunduğu duymuştum. Evren için kısa fakat benim için uzun olan bir süre içinde cevap verdi.
"Seni sevmedim."
Duyduğum cümle ile histerik bir gülüş atıp başımı olumsuz anlamda salladım.
"Seni sevmedim,aşık oldum."
Dediği şey ile ona baktım anlamaz bir tavır takınarak;
"Fark ne?"
Başını geriye doğru atıp,bacağını titretmeye başladı.
"Fark, öl desen ölür müyüm bilmem ama öldür dersen gözümü bile kırpmam."
Gözlerimi onun üstüne çevirip devam ettim.
"Peki ya,neden bana öyle davrandın?"
"Çünkü,günün birinde gidecektin. Gitmeye cesaretin kalmasın istedim ama işe yaramamış gözüküyor."
"Eğer bana öyle davranmasan seninle kalmaya cesaretim olurdu Kwon Ji Yong."
Kırılmış sesimi saklamaya çalışırken göz yaşlarımı serbest bırakmıştım. Ne büyük çelişki. Elimin üstüne kapattığı eli ile gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Neden yapıyorsun Ash? Neden kendini yine cehenneme sürüklüyorsun? İçimde hissettiğim büyük bir boşluğu ona sarılarak susturmuştum sonunda. Ellerini belimde hissetmem ile daha sıkı sarıldım. Tanıdık koku burnuma ulaştığında acı bir tebessüm bıraktım. O kadar yaralı bir haldeydim ki tebessümüm bile acı doluydu. Kulağıma eğilip o can alıcı sözü söylediğinde artık sessizce ağlamıyor bilakis hıçkırıklara boğuluyordum.
"Sana aşığım Ash."
Eğer bunu önceden söylesen bu kadar yaralı olmazdım My King... Her büyünün bir sonu vardır, bizim büyümüzün sonu eve dolan zil sesiydi. Gözlerimi açtığımda içimdeki acı daha çok büyüdü. Çünkü;bu acı kendi acım değildi. Başkasının acısını hissediyordum. Seung Hyun,yaşadığım ihaneti sana yaşattığım için affet beni sevgili...
                                         ༄
Aldatmayacağım. Başka başka bedenlerle hayatım geçecek belki ama hiç kimseyi seni sevdiğim gibi masum ve temiz sevmeyeceğim,sevemeyeceğim Jiyong. Seni özlememek için, kalbimi öldüreceğim.

                                        

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                        

Expensive Life | KJYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin