BİR ÖPÜCÜK MASALI - MASAL SERİSİ I - FİNAL

24.BÖLÜM - OO OO ŞİMDİ BİTTİM!

=) bakalım neler olmuş neler?

Araf onu odaya taşıyarak geçirirken bir yandan da öpüyordu. “Karım olduğuna hala inanamıyorum.”
“Bende... Bende evlendiğime inanamıyorum.”
“Pişman olma Sevi, ömrüm boyunca bunun için çabalayacağım.”
“Pişman olmayacağım.”
Onu yatağa uzandırırken, derin bir nefes aldı. Kızın dudaklarına odaklandı. Yavaşça yaklaşıp, onu öpmeye başladı. Gittikçe hızlanan ve ateşlenen öpüşmeyle adamın elleri kızın çıplak bedeninde gezindi.
Altındaki şortu hızla çekip aldı.
“Araf... Biraz yavaş...”
“Yavaş? Birazdan ‘hızlan bebeğim’ diyeceksin.”
Sevi kahkaha attı. Araf kızın dudağını ısırıp, bıraktı. Sonra göbeğindeki çizik dikkatini çekti. “Kazada mı oldu?”
“Evet.” Diye mırıldandı. Eğilip öptü. Yandaki ameliyat izinde dudaklarını gezdirdi.

“Canın çok yandı mı?”
“Biraz. Yani hissettiğim kadarı. Gerisini-“
“Şişş... Tamam sormadım say, canının yandığını bilmek canımı yakıyor."
"O zaman sen de sus..."
adam sırıttı ve önce dudağına bir öpücük bırakıp, daha sonra dudakları aşağılara indi. Kızın çığlıkları arttıkça, adam daha da oyalanıyordu. Birden ayağa kalktı ve yere attığı pantolonunun cebinden ufak bir paket çıkardı.
“Hap kullanıyor musun? Doğum kontrol için.”
“Ha-hayır.”
“Peki.” Dişleri ile paketi yırttı ve tekrar yanına uzandı. “Seni seviyorum karıcığım.”
“Ben de seni seviyorum.”

***

“Hoşgeldin Yaz fırtınam.”
Yaz saçını savurup içeri girdi. “Hoş bulduk Boran.”
Boran dudaklarını büzüp, kaşlarını kaldırdı. Sonra gülümseyip, kızı belinden tuttuğu gibi duvara yasladı. “Havanız kime güzel bayan?”
Yaz yutkundu. “Yok hava... Hiç yok...” elleri ile yüzünü yelledi. “Zira nefes bile alamıyorum şuan.”
Boran kısık sesli bir kahkaha attı. “Nefesinizi ben mi kesiyorum?”
“Nerede bu hava ya? Of!”
Boran sırıttı ve dudaklarını kızın dudakları ile birleştirdi. Öpücükleri boynuna indikçe, kız inliyordu. Giydiği elbisenin eteğini yukarı çekerken, onu biraz daha duvara yasladı. Bir ayağını alıp, beline doladı.
“Yaz, ayağını belime dola.”
“Neden? Ayağım ağrır. Böyle havada nasıl tutayım Allah aşkına? Jimnastikçi miyim ben? Maşallah boyun 1.90. Bir de bana bak-“
“Bu sefer değil Yaz bu sefer değil!”
“Hııı...”

Kotunun arka cebinden kırmızı bir fular çıkardı. “Bağlarım o ağzını, ona göre...” deyip, kızı omuzlayıp, yukarı çıkardı.
“Yok ellerimi de kelepçele tam olsun! Sapık Mr. Grey.”
“Yok o ellerin lazım bana.”
“Terbiyesiz!”
Adam kahkaha attı. “Bana bak Yaz fırtınası, öyle bir terbiyesizleşirim ki o bahsettiğin adam yanımda edepli kalır. Aklımdakileri şimdiden uygulattırma bana!”

“Hii, vallahi sapık çıktı.”
Odaya girdiğinde Yaz’ı aşağı indirdi. Ensesinden tişörtünü tutup çıkardı. Yaz’ın gözlerinden gözlerini ayırmıyordu. Yaz’ın elbisesinin eteklerinden tutup, yukarı doğru çekip çıkardı.
“Mor ha?”
“Beğenemedin-“
Boran elindeki fuları sallayınca, sustu.
Çorabını da aşağı doğru sıyırdı, dudaklarını bacaklarına değdirirken, bir yandan da kızın tepkisene bakıyordu. Ayak bileğinden tuttu ve öpmeye başladı.

Sonra birden ayağa kalktı ve kızı yatağa doğru götürüp, yavaşça yatırdı. Kendi doğrularak kotunu çıkardı.
“Kot kalsaydı, yakışmıştı.”
Gülümsedi, “Sen gerçekten kaşınıyorsun küçük cadı.”
Kızın iç çamaşırını sıyırıp, indirdi. Yaz gözlerini kapattı.
“Hayır ya!”
“Evet diyeceksin bebeğim.” Deyip, dudaklarını aşağılara bastırdı.
Yaz çığlık atınca, “İşte bu! Aynen böyle!” dedi gülerek.
“Seni terbiyesiz edep yoksunu! Çekil ya! Valla gidip klozete sokacağım kafamı. Ayy! Boran!” bu son cümleleriydi. Boran ağzını fularla bağladı ve ellerini elleri ile yana hapsedip, kendini kızın aşkının yakıp kavurduğu o ateşe bıraktı.