3.BÖLÜM - BİR ERKEĞE KENDİNİ ÖPTÜRMENİN YOLLARI

17.1K 1.2K 112
                                    


BORAN
Çok erken konuştum çok. Şom ağzıma mı yanayım, onun hala aşağıda olması yüzünden şu odaya tıkıldığıma mı?
Bir de Araf var tabi. Tamam onun evlilikten bahsederken tamamen dalga geçtiğini anladım ama onun o kahkaha atması neydi yani, onu anlamadım? Çok mu hoşuna gitmişti Araf’ın flörtüz tavırları. Bilgisayara boş boş baktığımı, kapı tıklatıldığında anladım. bu kız devrelerimle oynuyordu ve bu benim canımı sıkıyordu.
İçeri sarkan bir adet sarışın kafa ve bana sırıtarak bakan bir çift mavi gözlerle bıkkın bir nefes aldım.

“Ne var?”
“Aa çok ayıp, ben seni düşüneyim. Sana kahve getireyim, senin dediğine bak. Başkası olsa alınır gider.”
“Evet bayan çene, başkası olsa alınır gider. Sen neden kaldın çok merak ediyorum?”

Gözlerinden bir an kızgın bir ifade geçti ama hemen kendini toparlamış ve dibime kadar gelmişti.
“Çünkü, şaka yaptığını biliyorum.” Deyip, kahveyi önüme koydu. Tamam kahvenin kokusu çok davetkardı. Sonra bir an Yaz’ın suratına baktım. Davetkar olan sadece kahve değildi. Neden dudaklarını yalayıp, saçma sapan hareketler yapıyordu?

Bilgisayara geri döndüm. Ama Yaz daha da yakınıma geldi.
“Ne yapıyorsun?”
“Çalışıyorum Yaz müsaade edersen.”
Eli boynuna gitti ve saçlarını diğer tarafta toplayıp, boynunu önüme serdi.
“Hımm.”
“Kısa ve öz bir mırıltı. Şaşırdım.”

Gerçekten şaşkındım, hareketleri tuhaftı. Bu kızın masum ve küçük bir kız çocuğu olduğunu bilmesem, beni ayarttığını düşünecektim.
Aşağıdan gülüşme sesleri geldi. “Birileri geldi sanırım. Aşağı insen iyi olur Yaz. Birilerinin yanlış düşünmesini istemem.”

“Ne düşünürler?”
“Yaz yapmaya çalıştığın ne gerçekten anlamıyorum.”
“Gerçekten-“ derken dibime kadar girmişti ve o an kapı açılmıştı. Barlas bize şaşkın gözlerle bakarken, gerçekten nasıl göründüğümüzü merak ediyordum.

SARA
“Hoşgeldin tatlım.”
“Hoşbulduk. Yaz’ı aradım ama açmadı. Nerede?”
“Yukarıda, şimdi iner.”
“Yukarıda mı?”
“Evet Boran abimi öpmeye çalışıyor.”

Bunu duyduğum an yanaklarıma kan hücum etti. Ne demek öpmeye çalışıyor. Bu kız iyice sıyırmıştı. Boran’la yatıp, Boran’la kalkıyordu. Takıntı olduğunu düşünmeye başlamış ve tedavi önermiştim. Ama yok o ‘Aşk’ deyip, duruyordu.
Merdivenlerden homurdanarak inen adama baktım.
Ne dediğini anlamadım. Birden göz göze geldik.
“Bir tane daha mı var bunlardan? Siz kaç tanesiniz?” dedi eliyle beni işaret ederek.

Birden gülesim geldi. Annemlerin tanışmaları gelmişti aklıma. Masal teyzem de böyle bir cümle kurmuştu.
“Bir tanecik daha var. Sevi.” Deyip gülümseyip. “Ben de Sara.” Diye devam ettim, elimi uzatıp.
“Memnun oldum. Barlas.” Deyip, kuzenine baktı. “Canım ben çıkıyorum.”
“Sen nereye?”

“Markete kadar gideceğim. Bir şey eksik mi?”
“Hayır. Bende kızlara yemeğe kalın diyordum. Ama Sara gitmekte ısrarcı.”
Hay, ısrarıma tüküreyim.
“Neyse, o zaman iyi günler Sara hanım.”
“Teşekkürler Barlas bey.” Hanımına da tüküreyim.
Barlas çıkıp giderken, bu sefer yukarından homurdanarak inen kuzenimdi.

“Yok yani, işte yazılanları aynen yaptım. Dudağımı yaladım. Kokumu sürdüm, boynumu açtım, dibine kadar girdim. E neden öpmedi beni?”
“Ay iyice sapıttın kızım sen.” Sonra Helin’e döndüm. Kulağına sessizce fısıldadım. “Bir de bize akşam yemeğine kalın diyorsun. Yemek diye bu adamı yer ayol.”
Helin gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Bende öyle.
O sırada Yaz hala telefonuna bakıp, homurdanıyordu.
“Tabi ya, mini, dar etek. Bende o yok. Adam kotuma tav olacak değildi ya. Neyse artık bir dahakine.”
“Ay bir de bir dahakine diyor. Yürü kızım ya.”
Yaz’ı çekiştirip, evden çıkardım ve arabaya tıktım.
“Ya kızım sapık mısın nesin? Adamı öpmek ne demek?”
“Anlamam lazım Sara. Onun da anlaması lazım.”
“Neyi?”
“Hayatının aşkı olduğumu.”

BİR ÖPÜCÜK MASALI  - MASAL SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin