BİR ÖPÜCÜK MASALI - MASAL SERİSİ I - FİNAL

13. BÖLÜM - O BÖYLE DEĞİL ÖYLE OLUR

Ben bu bölümü yazarken çok eğlendim. Umarım sizde aynı keyfi alırsınız. Yorum ve oylarınız için teşekkür ederim.

Yaz elini zilden çekmeden çalıyordu. En sonunda -bir dakika sonra- kapı yardımcıları tarafından açıldı.
“Boran bey evde mi?”
“Hayır efe-“
“Süper. Odası nerede?”
“Şey ama-“
“Ne şey ne ama? Nişanlısıyım ben. Nerede dedim.”
“Üst katta. Sağdan üçüncü kapı.”
Yaz çantasını omzuna taktı ve yukarı çıktı.
Bu arada yardımcı da Boran’ı aradı.

Yaz odaya girince kapıyı kilitledi. Ve giyinme odasına sinsice gülerek baktı.
“O iş bak böyle oluyor Boran bey.” Dedi ve çantasındaki makası çıkarıp, “Allah!” diyerek giyinme odasına daldı. Gömleklerini, pantolonlarını kesmeye başladı.
Boxserlarının arkasını kalp şeklinde kesti, tuvalet aynasının önüne geldi.
“Ee bi çıt önde olmam lazım. Değil mi ama?” eline parfümleri alıp koklamaya başladı.
“Hangisi ile seksi kokuyor ki bu? Bununla mı?” başını sağa sola salladı. “Bu diil.” Diyerek arkaya attı.
Kırılma sesi ile yüzünü buruşturdu. “Tüh kırıldı.” Diğerini aldı. “Bu mu?” kokladı. “Bu da diil.” Onu da attı. Beşincisine geldi. “Bu mu?” kokladı.” Hıh, bu!” deyip, yere attı. Ve o da kırıldı.

Ayakkabılarını küvete doldurdu, tıkacı taktı ve suyu açtı. İçine bütün banyo losyon ve şampuanlarını boşalttı.
“Hepsi kirli ayol bunların.” Deyip, kıkırdadı.
Kravatlarını incik incik edip kesti.
“İnce işler bunlar Boran bey. Öyle iki elbise ile olmuyor.”
Kol düğmelerini avucuna doldurup, klozete attı ve öylece bıraktı.
İşinin bittiğini anlayınca ellerini silkeledi ve en kırmızı rujunu çıkardı.
Koca aynanın önüne

“SEN DE GÜLE GÜLE GİY BİRTANEM. -öpücük.”

Yazdı ve dudağına o kırmızı ruju sürüp, aynanın her yerine öpücükler kondurdu.

Çantasını omzuna taktı ve odadan çıktı. Tekrar kilitledi. Yardımcıya gözlerini kısıp baktı.
“Boran bey gelene kadar bu kapı açılmayacak. Bu anahtarı ona vereceksin.”

Aşağı indiği an, Boran’ın arabası bahçeye girdi. Araba yeni durmuştu ki adam içinden tüm yakışıklılığı ile çıktı.
“Yaz!”
“Efendim sevgili nişanlım.”
“Ne yapıyordun burada?”
Dudaklarını büzdü. “Hiç, sana bakmaya geldim, yoktun. Gidiyordum. Bay.” Deyip, arabaya bindi.