16. BÖLÜM - MARDİN KAPI ŞEN OLUR

17.2K 1.3K 157
                                    

Çok eğlenerek yazdığım bir bölüm oldu :) ❤ umarım sizde okurken eğlenirsiniz :) yorumlar ve oylar için teşekkür ederim :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok eğlenerek yazdığım bir bölüm oldu :) ❤ umarım sizde okurken eğlenirsiniz :) yorumlar ve oylar için teşekkür ederim :)

Boran iyi mi yaptı kötü mü yaptı bilmiyordu ama onu yanında götürmek istiyordu. Tabii hesaba, Araf ile Barlas’ın da peşine takılacağı ve onların da o deli sevgililerinin geleceğini hesaba katmamıştı. Aile faciası olmasa bari. Annesi ile Yaz’ı yanyana düşünemiyordu bile, kaldı ki Sevi... Yengesi düşüp bayılacaktı kesin.
“Oğlum, Sevi’ye doğru düzgün giyinmesini söyle.”
“Size ne oğlum benim sevgilimin giyiminden. Ben seviyorum onu öyle özgür özgür.”

Barlas kaşlarını kaldırdı. “Anan da sevecek mi bakalım, öyle özgür özgür. Kalpten gitmese bari.”
“Siz kendinize bakın lan. Yaz’ın çenesi sadece ananızı değil, sülalenizi kalpten götürür.”
Barlas birden abisine baktı. “Valla doğru söylüyor abi. O kızı nasıl zapt edeceksin?”
“O iş bende. Siz merak etmeyin.” Dedi sinsi sinsi gülerek.

                                                ***

Yaz ise evde bambaşka bir heyecan içindeydi.
“Kız Sara!”
“Ne?” dedi kız beş yüzüncü elbisesini üzerinden çıkararak.
“Peçe takmamız gerekiyor mu acaba?”
“Ay Yaz dünden beri taktın şu peçeye ya. Sadece giyiminize dikkat edin dediler. Helin de normal giyiniyor sonuçta. Bence pantolon ve kazak iş görür. Sevi! Sende kaldır şu değerli totonu da giyin. Geç kalacağız.”

“Tamam ya, of! Hiç gidesim yok. Aile ile tanışmak ne ya? Saçma saçma! Şimdi yanlış anlaşılacak. Yok arada ciddi bir durum da yok.”
Yaz yüzünü buruşturup, Sara’ya eğildi. “Kız bu adamla gönül eğlendiriyor. Ben sana söyleyim.” Dedi fısıltıyla.
Sevi Yaz’a “Seni duydum minik fare.” Diye söylenip, yataktan kalktı. Çantasından getirdiği kıyafetleri çıkarıp giydi.
“Bu ne lan? Bununla mı gideceksin?” diye bağırdı Yaz. “Adamlar usturuplu giyinin dedi sana, nesini anlamadın? Azıcık hanım hanımcık ol. Kaynananla tanışacaksın kızım. Bu ne? Deri tayt ne ya? Üstüne de giyinmiş tecavüz kazağı.”

Sara kıkırdadı. “Tecavüz kazağı mı, o ne kızım?”
“Her tarafı yırtık kazağın görmüyor musun? Tecavüze uğramış gibi. Cık, cık, cık...” diye onaylamaz sesler çıkardı Yaz.
Sevi yüzünü ekşitti. “Birincisi canım. Ben cici gelin olamam. Zaten evlilik gibi bir düşüncem de yok. İkincisi kaynanamla tanışmaya değil, Mardin’e gezmeye gidiyorum. Üçüncüsü ben sizi gibi yalaka değilim, neysem oyum. Sen önce kendi çenene bir kılıf bul ayrıca.”

Yaz elindeki kazağı onun üstüne atıp, saçını tuttu. Sara da onu çekiştiriyordu.
“Kızım dur!”
“Valla senin saçının başını yolarım ha! Sensin yalaka. Şuna bak! Adamla yemediği halt yok, ama evlenmeyecekmiş hanımefendi.”
“Ya Yaz dur! Ne yapıyorsun? Delirdin mi?”
“Yalaka diyor ama.” Sevi’den uzaklaşıp, ellerini silkeledi. Sonra yataktaki sutyeni kızın üzerine attı.
“Ah! Manyak!” diye cırladı Sevi.
Sara ise Yaz’ı yatıştırıyordu. “Tamam ya, bırak. Ne yaparsa yapsın. Evden çıkmışlar. Hadi bizde yola çıkalım. Bu arada kızlar, orada aynı oda diye tutturmazlar inşallah. Ailelerinin yanında. Rezil oluruz ha.” Dedi Sara tırnaklarını kemirirken.
Sevi omuz silkti. “Valla ben Araf ve Arafçıkla uyumaktan şikayet etmem. İkisi de gayet rahat ve huzurlu.”
“Arafçık ne be?” Sara yüzünü buruşturdu.
Yaz Sara’nın kafasına vurdu. “Sen de ne safçıksın kızım ya. Adamın-“
“Ay tamam kes, sapıksınız siz yemin ediyorum sapıksınız.”
“Ne sapığı kızım yeme bizi, bence sende Barocuk ile tanışmak için can atıyorsun.” Dedi Yaz kıza omuz atarak.
Sara gözlerini pörtletti. “Yaz susar mısın lütfen?” kafasına bir şaplak attı.
“Ne be? Siz düşününce normalde, ben dillendirince mi sapık oluyorum?”
“Ben düşünmüyorum.” Dedi Sara çemkirerek.
“Tabi tabi. Adamın ahu gözlerini düşünüyorsun sadece.”
“Evet canım.”
“Sıkıcı.”

BİR ÖPÜCÜK MASALI  - MASAL SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin