29.BÖLÜM - NAR EKŞİLİ KAHVE Mİ OLUR ALLAH AŞKINA?

14.9K 1K 183
                                    

29.BÖLÜM – NAR EKŞİLİ KAHVE Mİ OLUR ALLAH AŞKINA?

“Sevi? Kızım sen hamile misin?”
Derin az önce kocasının kızına yaptığı itirafın etkisindeydi. Duyduklarına inanamıyordu. Evlendikten sonra hiçbir kadına dokunmamış olması, onu hem mutlu etmiş, hem öfkelendirmişti. Ama kızının ağzından çıkan kelimeler her şeyi silmişti.

Sevi kocasının onu mengene gibi saran sıcaklığından ayrılıp, ağzını elleri ile kapatmış, sevinçle kızına bakan kadına sarıldı.
“Evet anne. Ama ne yapacağımı bilmiyorum. Korkuyorum. Senin gibi güçlü birinin yardımına o kadar ihtiyacım var ki.”
Derin kızını sarıp sarmaladı. Onun ne demek istediğini anladığında gözyaşlarını tutamadı. “Sen asla yalnız değilsin benim asi meleğim. Olmayacaksın da.” Saçlarını öptü kızının.

Ertan da damadını sardı. “Tebrik ederim.”
“Teşekkür ederim.”
Ertan ile Sevi gözgöze geldiğinde Sevi belki de ilk kez kalbinde saf bir sevgiyle gülümsedi babasına. “Küçük kızım annemi olacak?”
Başını aşağı yukarı salladı. “Evet. Henüz çok küçük ama şimdiden içimdeki varlığını hissediyorum.”
Ertan kızına sarıldı. “Seni seviyorum kızım.”

“Evet bu kadar yeter!” diye araya girdi Savaş. “Biraz da bana bırakın ikizimi.” Deyip, Sevi’ye sarıldı. “Tebrik ederim.”
“Teşekkür ederim dayıcık.”
“Of çok banal. Asla dayı diyemeyecek bana, Savaş iyi bence.”
Derin gülümsedi. “Sevi gibi Yavaş diye seslenmesin de.”

Bu cümleyle hepsi kahkaha attı. Ertan aklına gelen kişi ile cep telefonunu çıkardı. “Barış’a haber verdiniz mi?”
Herkes aynı anda ‘Hayır’ deyince, Ertan yüzünü buruşturdu.
“Zaten hep şu çocuğa dış kapı mandalı muamelesi yapıyorsunuz, Yaz’a çekmiş çenesini de ben çekiyorum.”

***
Eve geldiklerinde Araf kıza tekrar sarıldı. “Seni o halde çıkarken gördüğümde, çok korktum Sevgilim. Aklımda binbir korku vardı-“
“Şiş... Ben de korktum Araf. Ama korkumun yersiz olduğunu, yüzleşmem gerektiğini hatırladım. Neden biliyor musun?”
Araf onu göğsünden uzaklaştırıp, gözlerine baktı. “Neden?”
“Çünkü sen bana aşkı öğretensin. Çünkü bu bebek aşkla dünyaya geldi. Senin gibi bir babası olacağı için çok şanslı."
Araf gözündeki ıslaklığı önemsemeden, tekrar ona sarıldı. “Asıl biziz şanslı.” Sonra boynuna uzun bir öpücük bıraktı. “Seni çok ama çok seviyorum.”
“Ben de seni seviyorum.”

Adamdan uzaklaştı ve elini tuttu. Tişörtünü yukarı kaldırıp, adamın avcunu karnına koydu.
“Hadi ona ‘merhaba’ diyelim, iletişim çok önemliymiş.” Gülümsedi.
“Merhaba küçüğüm. Hayatımıza hoşgeldin. Sen dünyanın en şanslı bebeğisin. Armağanımızsın bizim.”
“Armağan? Evet, güzel isim.”
“Ama cinsiyeti belli değil.” Diye şaşkınlığını belli etti Araf.

Omuz silkti, “Ben hissediyorum. Anneyim ben.” Karnını kapattı.
“Öyle mi?” deyip, kızı belinden tuttu ve kendine çekti. “Şu bebişle daha mı yakından tanışsak acaba?”
Sevi adamın omzuna vurdu. “Edepsiz.” Kızı kucakladı ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı.
"Kimmiş edepsiz yakında göreceğiz."
“Nedenmiş?”
“Hamilelik kadınların cinsel hormonlarını etkiliyormuş. Daha istekli ve daha ateşli oluyorlarmış.”
“Beni hiçbir şey değiştiremez.”
“Yakında göreceğiz.”

***

“Anne lütfen ya, kızı sen istemeyeceksin de kim isteyecek?”
“Oğlum o kız analı-kızlı seni erkenden öldürür diyorum.”
“Anne abartma lütfen!” ellerini sinirle saçlarından geçirdi.
“Zaten istemeye gitsek, kızın çenesinden bize sıra gelmez.” Deyip, eşarbını diğer tarafa sallandırdı.

BİR ÖPÜCÜK MASALI  - MASAL SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin