Yaz gelmişti şehrime artık. İzmir'im özledim seni, çocukluğumun şehri özledim her bir yerini cadde cadde sokak sokak huzur veren halini denizini mavini herbir karışını içime çekmeyi özledim.
Yine yoğun bir iş temposuyla biten bir gün hala çalışıyordum ofiste telefonum çaldı arayan annemdi hüzgün bir sesle "Alo" dedi.-Annecim çok özledim sizi en kısa zamanda gelicem yanınıza.
-Cemre hemen gelmelisin kızım baban rahatsızlandı hastahanedeyiz biz.
-Anne ne oldu babama neyi var.
-Akşam kendini iyi hissetmedi yaşlandı artık kalbi yorgun düştü kalp spazmı geçirdi hastanedeyiz şimdi seni görmek ona iyi gelicek son zamanlarda her zaman seni düşürmüyo dilinden çok özledik seni kızım artık gelmelisin Izmir'e bizim için başka türlü rahat etmeyecek babanın içi biliyorum ben.
-Tamam Annecim 1saate yola çıkarım akşam yanınızda olurum. Ben gelene kadar bişey söyleme babama sürpriz yapıcam.
-Seni görünce çok sevinecek.
-Peki görüşürüz Annecim şimdi kapatmalıyım hazırlanıcam.
Telaş içinde dosyaları toplamaya çalışırken bir yandan da gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Nasıl olurda Sedat'a kızıp sadece kendimi düşünüp ailemi bu kadar ihmal etmiştim. 1 yıldır Izmir'e gitmedim. Babamın belki de bu yüzden bu kadar hüznünden kalbi yorgun düştü. Ben bir kişi için kaç kişiyi üzdüm en çokta kendimi.
Yeter artık bu kadar sadece ileriye bakıp yoluma devam etmeliyim. Derken hızla asansöre doğru yöneldim. O sırada benim gibi acelesi olan bir beyde koştur koştur asansör kapısı kapanmadan içeri girdi.
-Merhaba hanımefendi:deyip cebinden çıkardığı bir mendili bana uzatıp elime tutuşturdu.
Daha ne olduğunu anlayamadan 2.katta asansörden inip uzaklaştı. Ben de devam ettim elimde mendili ve akan gözyaşlarımla. Kimdir nedir anlayamadan. Anlamakta istemiyorum zaten biran önce Izmir'e gitmeliydim tek gayem buydu. Hemen eve geldim bir kaç parça eşyayla hazırladığım bavulumla Izmir'e doğru yola çıktım.
Ahhh çekiyordum ,1 yıl önce bu yolu nasıl dönmüştüm ben sonra Istanbul'a geldiğimde aylarca evden yataktan çıkmamıştım.
Bugün Sedat beni çok bekledi mi acaba cafede düşüncesi aklımdan geçmiyor değil sadece düşünmemek istiyorum. Peki ya bugun nikahı vardı gerçekten dediği gibi nikahtan sonra hemen gitti mi? Ne farkeder ki gitti yada kaldi o artık evli bir adam ne farkeder?Gecenin karanlığı iyice çökmüştü şehrime yıldızlar Nasıl böyle parlak bunca ışıklar dans Eder gibi göz kırpıyorken. Sen nasıl güzelsin Izmir.
Çalan telefonuma baktım. Gelen arama isimsizdi. Cevap vermememe rağmen ısrarla arıyordu. En iyisi sessize almak.Kimseyle konuşacak halim yoktu biran önce babamı görmek istiyordum.
Annemi aradım.
-Annecim ben geldim beş dakikaya ordayım kaç numarada kalıyorsunuz.-Canım kızım baban uyudu şimdi sen gel ben seni karşılarım.
Evet ve hastane görüldü artık. "Annem mi o?""Evet evet ta kendisi".
-Cemrem hoşgeldin hoşgeldin kızım seni çok özledik.
-Hoşbuldum annem ben de sizi çok özledim. Abim burda mı?
-Şimdi burdaydı o da baban uyuyunca eve geçti sende git onun yanına dinlenirsin biraz çok yorgun görünüyorsun baban da uyuyor burda yapılacak bişey yok yarın çıkıcaz zaten.
-Olmaz anne buraya kadar gelmişim en azından babamı bir kez göreyim.
-İyi peki o zaman hadi gel çıkalım.
Babam derin derin uyuyordu ilaçların etkisinden de uyanmaya niyeti yoktu yanağına bir öpücük bıraktım ve sabah gelmek üzere annemle vedalaşıp eve gitmek için onun yanından ayrıldım.
Tam hastanenin çıkış kapısına doğru yürürken birden asansörde karşılaştığım o bey gözüme takıldı. En azından mendil için bir teşekkür borçluydum kendisine. Yanına gidip.
-Merhaba ben Cemre.
-Ah Merhaba Cemre bu ikinci karşılaşmamız gün içinde.
-Evet öyle oldu ben teşekkür etmek istedim bugun için yani mendil için çok düşüncelisiniz.
-Rica ederim.
-Bişey sorabilir miyim?
-Tabiki.
-İsminizi hala söylemediniz.
-Murat doktorum ben bu hastanede çalışıyorum sanırım sende avukatsın çok memnun oldum Cemre fakat şimdi gitmem gerek acilden bekleniyorum.
-Peki Murat bende memnun oldum.
Deyip,
Murat yanımdan uzaklaşıp gitti.Sanki ben konuşmaya çok bayılıyorum kendince ne sandıysa artık ey Allahım nerden bulur bu dengesizler beni.Diye söyleyerek ilerledim. Hastaneden çıktığımda acı acı ambulans sreni bağrıyordu. Ve hızla kapıya yaklaştı, Murat'ta oradaydı ambulansın kapısı açıldı. Ben arabaya doğru yönelmiş giderken tanıdık bir sesle donakaldım.
-Oğlum oğlum bırakma bizi !
Öylece kalmıştım bu ses Sedat'ın annesinin sesiydi. Diğer yandan kulağıma gelen konuşmalar "Çok kanaması var sarsmayın herkes yavaş hareket etsin".
Hızla arkamı dönüp doğru olmaması ümidiyle acil kapısına doğru koştum Sedat'ı sedyeyle kapıdan dikkatlice içeriye sokuyorlardı. Aman Allah'ım bu gerçek olamaz kan içindeydi yüzü gözü hiç tanınmıcak haldeydi. Koştum içeriye girdim müdahale odasına yaklaştım Fatma teyze orada hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
-Fatma teyze ne oldu Neler oluyor böyle Sedat'ın neyi var ?
-Git burdan herşey senin yüzünden götürün bunu burdan oğluma bişey olursa ellerimle öldürürüm seni.
Neler oluyor anlamadım ama Sedat'ın iyi olduğunu görmeden biryere gitmem onu biliyorum.
Murat'ın yanına gittim. Aman Allah'ım odadan içeri girdiğimde Sedat'a kalp masajı yapılıyordu kalbi durmuştu.Vücudum bu kadar üzüntüye yenik düştü gözlerim karardı ve bayılıyorum galiba . . .♥AŞK♥
Aslında nerde ne zaman
Kimle nasıl olduğunun önemi yok yanında ya da değil her daim içindedir Aşk♥ Ben içimden de severim sana ihtiyacım yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ (TAMAMLANDI)
Fiction généraleAŞKI AŞK GİBİ YAŞAYABİLENLERİN HİKAYESİ Hüznün yanında sevinç, kederin yanında mutluluğunda durduğunu görebilecek gözlerle bakabilmenin ümidiyle...