Yazardan...
''Aşk sanıldığı üzere kalbimizin eylemi değilde beynimizin yönetimi ele aldığı bir eylemdir.Aşk sözcüğü tüm dillerde ortak olmak üzere bir erkeğin bir kadını, bir kadının bir erkeği tutkuyla sevmesine gönderme yapmaktadır.Bu sözcük ileride belkide taşımakta zorluk çekeceği ölçüde çok anlamla yüklü olacaktır.Bilinçaltımızda oluşmuş ''kavuşmayınca aşk olur'' kavramını çürütmeyi yeğlerken devam edecek olursam.Şöyle ki Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Romeo ile Juliet gibi kişilerin birbirlerine kavuşma çabaları anlatılmıştır bu yaklaşımı destekler nitelikte halk dilinde.Ne var ki bu yaklaşım çok hoş görünmekle birlikte doğruya yaklaşmamaktadır.Aslında kavuşmayınca aşk olmamaktadır.Çünkü birbirlerini seven kişilerin geçmişlerinde bakışmayla sınırlı kalsa da en az bir kez kavuşma vardır.Bu da demektir ki sevinin (aşkın) başlama anı aslında bir çeşit kavuşma anıdır.Bu kavuşmanın şu ya da bu nedenle bir ayrılığa dönüşmesi sevgiyi acılı bir duruma getirir farkedilmesi için onun bu acılı aşamaya varması gerekir.Ancak bir noktayı belirtmek gerekir topluluğun bir seviyi(AŞKI) farketmesini sağlayan acılı ayrılık sona eripte bakışmanın ötesindeki kavuşma yaşantısı gerçekleşince aşkın sona ermesi gerekmez.(Kavuşmayınca aşk olur sözü aşkı değil,aşkın toplulukça farkedilmesini anlatan bir söz olarak değerlendirilebilir.) ''
Murat'a bir süre bakıp hızla ona yaklaşıp arabaya bindim. Halimden anlarcasına bana bir şey sormadan o da hemen arabaya bindi ve bana bakarak.
Murat:
-Aşkım ne oldu canın mı sıkkın senin?-Murat sakince başbaşa kalacağımız bir yere gidelim önce konuşuruz bana şu an da bir şey sorma lütfen.
Murat:
-Kötü bir şey olmuş hiç hoşuma gitmedi bu halin evimize gidelim o zaman.Cevap vermedim sessizlğimden öfkemi anlamış olacak ki daha fazla bir şey sormadan sessizce ve hızla sürdü arabayı evlendiğimizde oturmamız için tüm hazırlıkları bitmiş olan evimize.
Murat:
-İn hadi geldik neymiş bu konu deliricem daha fazla sessiz kalırsan.İkimizde arabadan inip eve doğru ilerledik içimde ki öfkemi daha ne kadar tutup sakince konuşacaktım ki? Hangi cümleyle sözlerime başlayıp konuşacağımı aklım seçemezken gözyaşlarımın istemsizce akmasına engel olamadım Murat'ın açtığı kapıdan içeriye girdim. Salona geçip camın yanında ki koltuğa bıraktım kendimi ayakta duracak gücü bulamadı bedenim kendinde.
Murat karşımda ayakta duruyorken gözlerindeki kaygıyla bana bakarak konuştu.
Murat:
-Söyle birtanem kim üzdü seni bu kadar anlat hadi?-Sen!
Murat:
-Ben mi? Ne yaptım aşkım ne diyorsun sen anlamadım?Derken önümde diz çöküp ellerimi tuttuğu an da ellerimi bir anda çekip ayağa kalktım.
-Daha önce evlenip boşandığını neden sakladın benden?
Dememle ayağa kalkıp yanıma geldi. Gözlerindeki öfkeyle kolumdan tutarken canımı yakarak konuştu o gün ilk defa onu bu kadar sinirli gördüğüm için biraz tedirgindi bir yanım bir yanımda öfkeyle doluyken ona bakarak dinledim.
Murat:
-Sedat mı söyledi sana bunu. Cevap ver Cemre sen Sedat'la mı görüştün benim söylediğime aldırmadan?-Bırak kolumu acıtıyorsun.
Hızla kolumu bırakıp geri çekildi. Ve tekrar sesini yükselterek bağırır şekilde konuşması;
Murat:
-Sana söylüyorum cevap ver bana Sedat'la mı görüştün?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ (TAMAMLANDI)
Tiểu Thuyết ChungAŞKI AŞK GİBİ YAŞAYABİLENLERİN HİKAYESİ Hüznün yanında sevinç, kederin yanında mutluluğunda durduğunu görebilecek gözlerle bakabilmenin ümidiyle...