Aklımda kalan iki kelime "Sebebi Sensin" doktorun bana söylediği bu iki kelimeden sonra o akşam hastanede Arda'nın isteğiyle kaldığımı öğrenmiştim artık. Peki ama nedeni kendime sorupta cevabını alamayacağım bir soruydu bu elbette. Arda'ya sorsam bana vereceği cevap ya bir yalandan ibaret olacak ya da duymaktan korkacağım bir ilgiye işaret, duygularını dile getirmesini sağlayacaktı bu. Aklımın karışıklığı ile yanına gidip arabaya bindim.
Arda:
-Tamam mı? Cemre doktor beyle konuşman bittiyse gidelim mi artık? Eşiyle görüşmek için.Cemre:
-Gidebiliriz Arda bey.Bazen olmaz mı böyle? Hayatı çok ince düşünüp yaşamak yorar insanı o zaman işte çok fazla düşünmeden herşeyi detayıyla görmeden yaşamak işimize gelir. Sanırım benim de şu an yaptığım bu.Ama zaman geçince o görmezden geldiklerimiz öyle bir hal alır ki bu defa biz kaçmak istesekte gelir başımıza bela olur. Işte o vakit anlarız, en doğrusu zamanında tüm sorunlarla yüzleşip çok geç olmadan yıkılması gereken ne kadar köprü varsa kendi elimizle yıkmak, bize daha az zarar verir.
Arda:
-Cemre'cim nereye daldın? Sana sesleniyorum geldik hadi iniyoruz.Cemre:
-Pardon duymamışım.Doktor beyin eşiyle gerekli görüşmeyi yapıp en azından çocuğunun tedavisi bitene kadar onu boşanmaması için ikna etmiştim.İşimiz bitince ofise dönüp günün kalan zamanını da orada bitirdikten sonra eve gittim. Eve geldiğimde yukarıdan gelen sesle tedirgin olunca yukarıya doğru "Murat" diye seslendim. Fakat cevap alamadım. Yukarıdan gelen kapı çarpma sesiyle daha fazla tedirgin olunca, komidinin üzerinde duran vazoyu elime alıp merdivenlerden yavaş yavaş çıkarken yine duyduğum kapı çarpma sesiyle kalbim daha hızlı atmaya başladı.
Ama yine de her korktuğum da birini arayıp yardım istemek fikrini kabul etmiyordu aklım, bu kadar güçsüz olmak istemiyordum artık. Yukarıya çıkınca açık kalan pencerenin cereyan yapıp kapıyı çarptırdığını görünce rahatlamıştım.
İlerleyip odanın penceresini kapattım. O anda ki rahatlamamla günün karmaşıklığının ve haftanın yorgunluğuyla ilk defa kendimle kalmıştım. Gözlerimdem süzülen bir kaç damla gözyaşıma engel olamadım.Gözüm boş yatağa takılınca gözyaşlarım hıçkırıkla birleşince, elimde hala duran vazoyu duvara doğru fırlattım.Gidip tüm yorgunluğumla yattığım yatakta ne kadar süredir uyuduğumu hatırlamıyorum. Kapının çalması ile gözlerimi açtığımda aydınlığın yerini karanlığa bıraktığını gördüm. Fakat ne kalkıp kapıyı açasım var ne de kapıda ki her kimse onunla oturup sohbet edesim.***************
Murat:
-Aslı tam bir hafta oldu bugün eve hiç gitmedim. Cemre'nin istediği gibi ama bir hafta ya insan bir kez aramaz mı? Her akşam mesaj yazdım bir cevap dahil yok daha ne kadar kendinle kalacak?Deliricem yemin ederim nasıl bir inat bu?Anlamıyorum gerçekten ben artık ne yapmalıyım ya da ne yapmamalıyım bilmiyorum? Bu yüzden, bundan sonrası için geri adım atıyorum nasıl isterse öyle olsun artık. Çünki bu defa bende yoruldum.Aslı:
-Nasıl yani vazmı geçiyorsun? Bu mu söylemek istediğin. Cemre'nin ki sadece bir kadınlık gururu bazen hata olduğunu bilsekte yapıyoruz bunu Murat.Murat:
-Kadınlık gururu mu? Hayır hayır ben bunu kabul etmiyorum bence bizim aramızda var sandığımız o aşk var ya işte o tamamen tek kişilik, ben sevdiğim kadar sevilmediğime inanıyorum bu defa. Bana bunu düşündüren kendisi çünki bizim aramızda hep üçüncü kişiler oldu sende biliyorsun, ben hiç bir zaman onu böyle yalnız bırakmadım. Ama o ?Aslı:
-Bak Murat sen haklısın ama.Murat:
-Bence konuşmayalım bu konu hakkında daha fazla lütfen, ben böyle bir karar aldım. Senden ricam, onun yanında ol her ne olursa olsun, bana ne zaman ihtiyacı olursa benim her vakit yanında olacağımı kendisine ilet ve şunu da söylemeyi unutma. Aldığı her kararı saygıyla karşılayacağım. Şu saatten sonra kendimi savunacak değilim, hiç bir şey için çünki benim bir hatam yok belki de kendisi de benim yerimde olsa aynını yapardı göz göre göre bir insanın ölmesine izin vermezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ (TAMAMLANDI)
General FictionAŞKI AŞK GİBİ YAŞAYABİLENLERİN HİKAYESİ Hüznün yanında sevinç, kederin yanında mutluluğunda durduğunu görebilecek gözlerle bakabilmenin ümidiyle...