BBH
Ben yaşamayı gerçekten öğrenmeye çalışan biri oldum. Öyle geçiştirmedim hiçbir şeyi. Bazen zorlandığımı hissettiğimde bırakmak yerine kendime zaman tanıdım. 'Bekle Byun Baekhyun. Sadece bekle.' dedim ve inanın karşılığını fazlasıyla aldım.
Sonradan karşıma çıkan ve hayatla arama perde gibi giren engelimle beraber tüm bunları nasıl başarabildiğimi mi sorguluyorsunuz? İnanın bana bu zor değil. Pekala, kabul etmeliyim ki benimsemek biraz zamanımı aldı. Fakat biliyorsunuz ki ben sabretmeyi öğrenirken seven biri oldum daima.
Alışmanın ne demek olduğunu kavradım mesela. On yaşıma kadar gözlerimin şahit olduğu onlarca şey oldu. Hepsini hatırladığım söylenemez ama tahmin ettiğiniz gibi zengin ve varlıklı bir ailenin içinde büyüdüğüm söylenemez. Veya ben bunu hissetmedim. Yongdeon Kasabası'nda büyüdüğüm kısım tam olarak doğru. Fakat o okulda okumadım da.
Biliyorum, biliyorum. Kafanız karıştı. Karmaşık bir çocukluk hikayem var ve ben, bunu dinlemeniz için de size zaman tanıyorum. Şimdi sadece en başa dönelim.
Öğrendiğim şeyler diyorduk. Engelime rağmen sorgulamaktan, öğrenmekten çekinmediğim şeyler.
Oh Sehun olmayı öğrendim. Bu en gurur verici şey oldu hayatımda. Oh Sehun olmanın nasıl hissettirdiğini öğrendim. Çocukluğumun kahramanı, Oh Sehun...
Ondan biraz daha bahsetmek istiyorum. Kafanızı ütüleyeceğim için üzgünüm ama o bahis edilip unutulacak bir konuya başrol olacak biri değil. Bir kere o; Oh Sehun. Bana yaşamayı öğreten adam.
Onun yüzünü sadece bir defa gördüğümü biliyor musunuz? Acele etmeyin hepsini anlatacağım.
"Baekhyun, bana neyin olduğunu söylemezsen inan bana şu kahveyi başından aşağı dökmekten asla çekinmem. Biliyorsun ki daha önce yapmadığım bir şey değil."
Yorganımın içinde, kendimle 'kalan nefesim ile en fazla ne kadar yaşayabilirim' yarışmasına girerken, Sehun yanıma oturup o diktatör sesiyle elindeki kahveyi öne sürüyor. Bunu yaptığını kahve kokusunun ince yorganın içinden geçip burun deliklerime sızdığında anlıyorum. Homurdanarak yorganı başımdan atıyor ve yüzümü bedeninin olduğu herhangi bir yere çeviriyorum. Şimdi, 'bu gergin ortam en fazla ne kadar sessizlikle yarışabilir' yarışmasındayız.
"Kahveyi komodine bıraktım, korkma." Gülümsüyorum. Bunu anladığımı zaten biliyor ama bir kez daha belirtmek istiyor. "Evet, şimdi o Kepçe Kulak'la olan randevundan sonra neden kendini iki gün boyunca yatak odana kapattığın kısma geçelim." Gülümsemem yavaşça solarken derin bir nefes alıyor ve ellerimle Sehun'u yokluyorum. Tahmin ettiğim gibi kollarını birbirine kenetlemiş ve onu ciddiye almamı bekliyor.
"Gökyüzü şu an nasıl görünüyor Sehun?" Ortaya dramatize bir soru attığımı düşünmeyin. Bazen normal insanlar gibi parmağımı ıslatıp rüzgara tuttuğumda hava durumunu çok net anlıyor olmama rağmen Sehun'a sormaktan çekinmiyorum. O her zaman bu sorunun konuyu değişme çabası olduğunu düşünür ama aksine, ben onun bana bir şeyleri tanımlamasını seviyorum.
Derin bir nefes alıyor ve ayaklanıyor. Yatağımın etrafında yürüdüğünü terlik seslerinden anlıyorum. Aylardır yaptırmaya üşendiğimiz penceremin bozuk demir kolunu çevirirken çıkan ses kulaklarımı çiğneyip geçiyor. Birkaç saniye sonra içimi aydınlatan rüzgar tekrar gülümsememi sağlıyor.
"Gökyüzü şu an senin gibi, içe kapanık ama sıcak rüzgar esiyor. Senin gibi içinde bir şeyler saklayıp dışarıya güzel hava vermeye çalışmaktan zevk alıyor gibi, hm?" Konuşurken yanıma oturuyor ve üzerimden yorganı bir çırpıda çekip alıyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nodo Ciegos || chanbaek
FanfictionAma ben, onu ömür boyu karanlık dünyamın beyaz çizgilerine mahkum edecek kadar bencil olabilir miyim? Veya o, karanlıkta hevesle çizdiğim çizgilerimin gerçek sahibi mi? © Tüm hakları, Byun Baekhyun'un göz kapaklarının ardında saklıdır. © •angst wit...