Medya: Emre Aydın - Sen Beni Unutamazsın
Flashback
Suho her zamanki gibi kuzenini arkadaşıyla buluşturmak üzere göl kıyısına getirdiğinde içi önceki zamanlara göre pek rahat değildi. Bugün okula aylardır araştırıp tanışma fırsatı bulduğu bir profesör geliyordu ve babası ona bugün mutlaka Baekhyun'la olması için talimat vermişti. Profesörle mutlaka tanışmalıydı. Alanında yükselebileceği sağlam ipuçları alabilirdi. Elinde büyük bir fırsat vardı ancak babasının sözünü de görmezden gelemiyordu.
Normal şartlarda profesörün geldiği saatlerde dersi olmadığı için babası onu görevlendirmişti. Ancak Suho her şeye rağmen o konferansta olması gerektiğini sık sık kendine tekrarlıyor ve Baekhyun'u güvenilir bir şekilde birkaç saatliğine bırakmak için plan yapıyordu. Birkaç saatten ne çıkardı ki? Şoförü başlarında durması için bıraksa yeterli olurdu.
"Baekhyun."Çoktan arkadaşıyla yeni geliştirdikleri oyuna dalmış olan kuzenine seslenip odağını kendine çekti ve omuzlarını kavrayıp güçlü bir sesle konuştu. "Benim birkaç saatliğine okula gitmem gerekiyor. Çok önemli bir dersim var. Sizi burada bırakmam sorun olmaz değil mi?"
"Tabii ki de hyung, gidebilirsin. Ben Sehun'la biraz daha kalmak istiyorum." Baekhyun güven verici bir ses tonuyla söyledikten sonra kuzeni omuzlarındaki elini çekmiş ve rahat bir nefes vermişti. Sehun'la uzun zaman sonra tekrar buluşma fırsatı bulmuşken bu kadar kısa zamana bırakmak istemiyordu.
Suho, Sehun'dan da güvenilir bir onay aldığında şoförünü sıkıca tembihleyip oradan ayrıldı. Yolda gelirken planlamaları çoktan kafasında kurduğundan zor olmayacaktı. Tabii babası ani bir baskın yapmadığı veya ulaşımda sıkıntı çıkmadığı sürece...
"Bu oyunu çok kolay kavradın Baekhyun. Fazla zeki olduğunu düşünüyorum." Sehun avucuna biriktirdiği taşları göle bıraktı ve Baekhyun'a döndü. Her buluşma günlerinde Sehun, Baekhyun'a kendi aklıyla geliştirdiği yeni oyunları götürüyordu. Kendince onu sıradanlıktan koparmaya çalışıyor ve gözleri olmadan da her şeyi başarabileceğini göstermek istiyordu. Bu zamana kadar hiç şaşırmamıştı. Sehun, Baekhyun için öğrendiği kör alfabesini Baekhyun'un öğrendiği süreçten daha uzun zamanda öğrendiğini fark ettiğinde Baekhyun'un diğer yaşıtlarından daha zeki olduğunu düşünmüştü. Arkadaşı onu asla şaşırtmıyordu.
"Hayır, sadece sen çok kolay oyunlar geliştiriyorsun." Kıkırdayarak iltifatını geri çevirdi Baekhyun. En yakın arkadaşından böyle sözler duymak onu gururlandırsa da kendini buna alıştırmak istemiyordu. Buradan ayrıldığında yüzleşeceği çok daha zor şeyler olduğunu iyi biliyordu.
Sehun bağdaş kurduğu bacaklarını çözüp oturduğu kayanın üzerinden kalktı ve hemen yanına bıraktığı pembe bebeğini kavradı. Baekhyun'un yalnızca hareketlenmelere kulak verdiğini biliyordu. Baekhyun'a beklemesini tembihleyip koşar adımlarla Suho'nun yerinde bekleyen şoförün yanına gitti ve eğilmesini işaret etti. Kulağına mahallelerindeki küçük marketten Baekhyun için top almasını rica edip ona göz kulak olacağına dair bir güvence verdi. Arkadaşına futbol oynamanın zevkini yaşatmak istiyordu. Tabii, göl kıyısından uzakta, güvenilir bir yerde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nodo Ciegos || chanbaek
FanfictionAma ben, onu ömür boyu karanlık dünyamın beyaz çizgilerine mahkum edecek kadar bencil olabilir miyim? Veya o, karanlıkta hevesle çizdiğim çizgilerimin gerçek sahibi mi? © Tüm hakları, Byun Baekhyun'un göz kapaklarının ardında saklıdır. © •angst wit...