“Uzun zaman oldu Baekhyun.”
“H-hyung?” Bedenimi düşmemesi için sıkıca kavrayan kolları gevşediğinde kollarından destek alıp yeniden denge sağlıyorum. “Kyungsoo hyung? Sen misin gerçekten?” Çok uzun zamandır kulaklarımın işitmediği soğukkanlı sesi bir anda yabancılık çekmemi sağlıyor. Belki de durumun ve ortamın saçmalığından ötürü kabullenemiyor olabilirim.
“Benim Baekhyun. Sesimi de mi unuttun?” Ellerim yüzüne ulaşıp emin olurken yakınan sesine karşın yutkunuyorum. Bir anda ıssız bir alanda hiçbir şey söylemeden karşıma çıkıyor ve şaşırmamamı mı umuyor? “Seni korkuttum değil mi? Özür dilerim.” Yüzünde çabucak gezinen ellerimi kavrayıp sesini yumuşaltıyor. Bu bana eskiden Sehun'la vakit geçirirken aniden ortaya çıkıp beni korkuttuğu ve sonra içtenlikle özür dilediği zamanları hatırlatıyor.
“Şey, haliyle biraz korktum.” Soluk alışverişlerim düzene girdiğinde artık korkuyu bırakıp şaşkınlık moduna geçiş yapıyorum. “Senin ne işin var burada? Tanrım... Yıllar oldu ve seninle bu şekilde karşılaşacağımı tahmin edemezdim.”
“Şu an bir görevdeyim Baekhyun. Buralarda takılıyorum. Asıl ben şaşkınım. Seni yol ortasında, son model bir arabanın önünde göreceğim aklımın ucuna gelmezdi.”
Gülümsüyor ve hala daha arkamdan son hızla geçen arabaların korkusundan biraz daha arınmak üzere birkaç adım ileri atıyorum. Hyung koluma tutunup arabanın önüne yaslanmama yardım ediyor. “Görüşmeyeli çok şey oldu hyung. Bir şirkete mimar olarak kabul edildim.” Tabii ki evimizin elimizden alınma durumuna karşın buna mecbur kaldığımı söylemeyeceğim. Ne kadar soğukkanlı biri gibi görünse de kardeşini çok önemsediğini biliyorum ve iki yıl sonra bize yeniden ulaşmışken böyle bir üzüntü yaşamasını istemiyorum.
“Voah! Ciddi misin?” Başımı sallayıp gülümsediğimde kolumu bırakıp arabayı yokluyor. Bunu hafif darbe seslerinden anlıyorum. “Görünüşe göre iyi bir şirkete benziyor. Tebrik ederim.”
“Teşekkür ederim.” Ne kadar kutlanası bir şey olmasa da minnettarlıkla karşılıyorum. “Asistanım ve birkaç kişiyle daha çizim yapılacak alana gidecektik ama araba birden arıza yaptı. Benzini bitmiş. Alıp geleceklerini söylediler. Bu yüzden burada bekliyordum.”
“Neresiymiş orası?” Meraktan çok korumacı bir ağabey modunda sorduğunda içimi kaplayan sıcaklığa dur diyemiyorum.
“Seoul'un biraz dışında kalıyormuş. Ben de yeni gideceğim. Biraz keşif yaptıktan sonra eve götürecekler zaten.” Sesiyle onayladıktan sonra araya giren sessizlikte ne yaptığını bilemiyorum. Tanımlayamadığım için aklımı kurcalayan soruyu sormaya karar veriyorum. “Peki burası neresi? Sen ana yolun ortasında ne yapıyordun? Yoksa gizli görev olarak benzinlikte falan mı çalışıyorsun?” Kıkırdamama eşlik ettiğinde uzun zaman sonra tanıdığım ve yakın hissettiğim biriyle karşılaşmak aniden çok iyi hissettiriyor. Bir an önce onu Sehun'la kavuşturmalıyım.
“Hayır. Orada burada takılıyorum işte. Anlatmaya başlasam günler sürer, boşver.”
Hak vererek haddimden uzun işlere karışmamaya karar veriyor ve bu noktada konuyu kapatıp yenisini açıyorum. “Madem karşılaştık numaranı kaydeder misin? Sehun'un da seni özlediğine eminim.” Telefonumu ortaya bir yere uzatır uzatmaz geri çekiyor ve cebime atıyorum. Şarjının bittiğini hatırlamam uzun sürmüyor neyse ki. “Ah, şarjı bitmişti. Elime yazar mısın? Sehun'a gösteririm.” Avucumu uzatıp diğer elimle elime destek sağlıyorum.
“Şey... Buna gerek yok. Ben zaten çok yakın bir zamanda size uğramayı düşünüyordum. Hala aynı yerde oturuyorsunuz değil mi?”
Avucumu geri çekip başımı sallıyorum. “Evet. Aynı evdeyiz.” Şimdilik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nodo Ciegos || chanbaek
Fiksi PenggemarAma ben, onu ömür boyu karanlık dünyamın beyaz çizgilerine mahkum edecek kadar bencil olabilir miyim? Veya o, karanlıkta hevesle çizdiğim çizgilerimin gerçek sahibi mi? © Tüm hakları, Byun Baekhyun'un göz kapaklarının ardında saklıdır. © •angst wit...