Genç kadın kaskatı kesilmişti olduğu yerde. O sırada arkasından yanaşan bir adam onu içeriye doğru itmiş ve kapıyı kilitlemişti. Adamın ayak seslerini duyuyordu odanın içinde. Ondan uzaklaşıyor muydu?
Bir anda aydınlanan ortamla birlikte gözlerini kırpıştırdı birkaç kere. Açılan ışık gözlerini kamaştırmıştı. Görüşü düzelince gördü onu. Bu alışveriş merkezinde gördüğü o adamdı. Çantasını toplamasına yardım eden, onu buz karası gözleriyle süzen ve ardına bakmadan giden o adamdı. Ama burada ne işi vardı? Ve Allah aşkına ne malından bahsediyordu?
Esved, karşısında kocaman olmuş gözlerle bakan küçük kadına bakıyordu gözlerini bir an olsun ayırmadan. Yağmurdan ıslanmış saçları beyaz teniyle inanılmaz güzeldi. Sanki bir yerden hatırlıyordu bu kızı ama nereden. Yüzünden çok ona ulaşan o kokuyu hatırlıyordu sanki.
İnce bir sızı yoklamaya başladığında bedenini unuttu her şeyi bir anda. Her zaman olduğu gibi... Kızın kimliği silini verdi gözlerinden. Tek önemli olan ihtiyacı olanı almaktı. Hala anlamamış gözlerle ona bakan kadına doğru yürümeye başladı. Yanına yaklaştığında kolunda kavradı uzun parmaklarıyla, hissedilir bir ölçüde sıkarak konuşmaya başladı.
"Ne bakıp duruyorsun kızım! Malı ver dedim! Nasıl eğitiyorlar sizi bilmiyorum ki!"
Lumina, canının acısına mı yoksa adamın ona karşı takındığı bu tavra mı şaşırsın bilemedi ilk önce. Ama kolunun acısı artık katlanamayacağı bir raddeye ulaşınca konuşmaya başladı:
"Ben si..zin ne is..tediği..nizi bilmi..yorum. Özel ders i..çin gelmiş..tim ben."
Esved, ilk olarak kızın tutuk konuşmasıyla irkildi. "Korkudandır..." diye geçirdi içinden. Ama ya değilse diye de fısıldıyordu hain bir ses içinden. O çirkin ses bir kere daha eğlenecek bir şey bulmuştu işte kendisine.
Hırsla itti kızı, gözlerinin önünde ki sis perdesi daha bir koyulaşmıştı sanki...
"Ne dersi be! Dalga mı geçiyorsun sen benimle!"
Adamın hiddeti karşısında gözleri dolmaya başlamıştı neler oluyordu böyle? Korku demirden bir ip gibi sarılmıştı boynuna. Bacaklarından feri çekilmişti. Adamın bedeninden yükselen güç, onun narin bedenini delik deşik ediyormuş gibiydi sanki.
"Ben doğ..ru söy..lüyorum. Yan..lış gel..miş olma..lıyım."
Kızın tutuk bir şekilde söylediği her bir kelime de daha bir uzaklaşıyordu Esved gerçeklikten. Geçmiş bu güne karışıyor, ellerindeki kanın kırmızısı üstüne bulaşıyordu. Kadının görüntüsü bozuluyor, karıncalanıyordu görüşü.
Hırsla uzattı bir kez daha parmaklarını ama bu sefer boynuna sarıldı parmakları birer birer. Genç kızı kendisine doğru çekip daha bir sıkılaştırdı tutuşunu.
"Konuşma! O şekilde konuşma! Kimsin sen! Ben daha içmeden sarhoş mu oldum! Geçmişimdeki hayaletlerin ete kemiğe bürünmüş hali misin!"
"Be..n dur lüt..fen!"
Lumina, dehşet içinde çırpınıyordu adamın parmakları arasında. Nefesi her seferinde daha zorlanarak ulaşıyordu ciğerlerine. Parmaklar buz kesmeye başlamıştı.
"Konuşma dedim! Kimsin sen kim! Ne yapayım ben şimdi sana! Söylesene! Kim gönderdiyse seni buraya, geldiğine pişman edeceğim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESVED
AdventureEsved; Karanlıkla sarılmış bir adam.... Lumina; Işığın içindeki parıltılar kadar saf bir kadın.. Hak etmediği birşeye el uzatmak bütün dinlerin ortak günahıyken.. Cehenneme birinci sınıf bileti olan bir adam bunu umursar mıydı? Umursamadı Esved...