Uyandığımda Baran odada yoktu, saate baktım. Aralıksız on dört saat uyumuştum. Şişmiş gözlerimi avuşturup ağzımın kenarındaki kurumuş salyayı sildim. Yataktan hayatı sorgulayarak kalkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim. Şişmiş suratım biraz daha kendine gelince kabarmış saçlarımı ıslatıp şekle soktum. Evet, artık insana benzemiştim.
Yatağa geri dönüp oturdum ve telefonumu elime aldım. Bildirimleri kontrol ettiğimde Baran'ın mesajını görünce istemsizce gülümsedim.
"Ne kadar uğraşsam da uyanmadın, ben çekimlerdeyim. Gupse uyanınca arasın dedi. Seni seviyorum."
Mesajdan çıkıp saatin sabahın beşi olmasına takılmadan Gupse'yi aradım. Madem Baran'a öyle demişti, o güzel uykusundan da uyanabilirdi değil mi? Üçüncü çalışın ardından telefonu açtı homurdanarak. "Seni sikeceğim Teo."
"Günaydın Götse, Baran'a uyanır uyanmaz beni arasın demişsin. Ne oldu kuzum?"
Uykudan yeni kalktığı için sesi olduğundan derindi. "Ebenin amı oldu."
Dudağımı büzdüm. "Çok sıkıcısın, bugün seninle mobilya bakmaya gideceğiz." Ofladı. "Bir saat daha uyuyayım göt evladı, sonra uyandır beni." Cevap vermemi bile beklemeden telefonu suratıma kapattı.
Yatakta oturup sabahın köründe yapacak bir şey bulamamaktan ötürü Instagram keşfetine kendimi attım. Birkaç fotoğraftan sonra Doğa'yı görünce gözlerimi kısıp iyice baktım.
Siktir! Kamer'le öpüşürken biri fotoğraflarını çekmişti ve bunu yaymıştı. Oflayarak önce Kamer'in profiline girdim. Fotoğraflarının altındaki homofobik yorumlara sinirden dudaklarımı kemirerek baktım.
Instagram'dan çıkıp Baran'ı aradım hızla. "Efendim sevgilim?"
"Baran, kötü bir şey oldu." dedim elimi alnıma yaslamış bir halde. "Ne oldu? Otelde misin? Polisi ara!" Baran telaşla bağırırken araya girdim. "Bana bir şey olmadı. Kamer ve Doğa... Biri öpüşürken fotoğraflarını çekmiş ve paylaşmış. Ortalık çalkalanıyor."
Baran bir süre sustu. "Ben Kamer'le konuşurum." dedi yavaşça. Başımı salladım. "Ben de Doğa'ya mesaj atayım. Umarım bu olay yüzünden saçma kararlar almazlar."
"Tamam canım, merak etme. Kamer onu çok seviyor, bu olay yüzünden bırakmaz. Karar vermesi gereken birkaç şey var." Başımı salladım. "Bundan bahsediyordum işte, dikkatli olmalıyız."
"Şu an en son düşüneceğim şey birinin fotoğraflarımızı sızdırması. Her şeyden önce Domuzcuk'u halletmeliyiz."
Tek kaşımı kaldırdım. "Domuzcuk?" Hafifçe güldü. "Ona bir isim vermek gerekli diye düşündüm." Sinirle güldüm. "Domuzcuk, iyiymiş."
"Bugün bakacak mısın mobilyalara?"
"Gupse'yle gideceğiz."
"Dikkatli ol." demesiyle gözlerimi devirdim. "Olurum." Çok abartıyordu, ben Domuzcuk'un bana fiziksel olarak yaklaşabileceğine inanmıyordum. Bana sadece sesinin arkasına gizlenmiş korkak biri gibi geliyordu.
Saate baktım, Gupse'yi uyandırmadan önce duş alabilecek sürem vardı. Hızla odanın banyosuna ilerledim ve soğuk suyla duş aldım. Üstümdeki uzun süre uyuyunca ortaya çıkan aptal hissi atmıştı. Ardından saate baktım, daha uygun bir vakitti. Telefonumu çıkarttım ve önce Gupse'yi uyandırdım ardından da Doğa'ya mesaj attım.
Doğa'yla konuşmamızdan sonra hızla hazırlandım. Çantamı aldıktan sonra lobiye indim ve Uber çağırdım. Uber'i beklerken beni izleyen polisleri seyretmeye başladım. Zor işti, nereye gitsem peşimden geliyorlardı. Şahsen ben bir yerden sonra sıkılır ve telefonumla oynardım durmadan.
Uber gelince Gupse'ye mesaj attım beş dakikaya orada olacağımı. Biz vardığımızda kapının önünde bekliyordu. Binince bana uzun uzun sarıldı. "Lütfen bir daha evinin önünde kutu bulunca içeriye almadan önce bak, olur mu?"
Güldüm. "Bakarım. Bu arada bunları yapana Baran Domuzcuk adını verdi." Yüzünü ekşitti. "Ben eskiden severdim domuzları, çok tatlı gelirlerdi. Şimdiyse aklıma o an geliyor." Yanağından öptüm. "Sana kıyamam ben. Merak etme, yakında bulacaklar onu."
Alt dudağını sarkıttı. "Kamer ve Doğa'ya olanları biliyorsun değil mi? Acaba aynı kişi olabilir mi?" Başımı iki yana salladım. "Sanmıyorum, öyle olsaydı bizim fotoğrafımızı çekebileceği onca an vardı ki..."
"Konuştunuz mu onlarla?"
"Ben Doğa'yla konuştum, Baran da çekim bitince Kamer'in yanına gidecek. Birbirlerini çok seviyorlar, bu anları ayırmaz."
Bakacağımız mağazaya ulaşınca parayı ödeyip indik. Gupse koluma girdi ve başını omzuma koydu. "Özledim seninle takılmayı." dediğinde kıkırdadım. "Ben de özledim. Sen ilk göz ağrımsın."
Eşyaları aldıktan sonra bir kafeye oturup kahve içmeye başladık. "Bu akşam Edis'le yemeğe çıkıyoruz! Klibi kutlayacağız." dedi heyecanla. "Yakında evlenirsiniz de siz." dedim takılarak.
"Daha evlenmek için çok gencim ama Edis gerçekten çok romantik ve beni mutlu ediyor." Elini sıktım. "Sen mutluysan ben mutluyum."
Kahveler bitince kalktık, Gupse Edis'le buluşmaya giderken ben de otele geri döndüm.
🌟
Hellö.
Bok gibi bir bölüm. :(
Doğa ve Teo konuşmasını Doğa'nın yeni bölümünde okuyabileceksiniz. Bu akşam yazacağız.
Kendinize iyi bakın. Sonunda Kısa Hikaye'de #4'e kurduğumuz hükümdarlık bitti ve 3'e yükseldik. 💃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iphone x ¿boyxboy¿ ฯtextingฯ
Short StoryIphone X isterken aşkı bulacağımı tahmin etmiyordum.