"Artık Baran'la neler olduğunu düzgünce anlatacak mısın?" dediğinde ofladım. Gupse öğrenmeden peşimi bırakmayacaktı ve diğer derse kadar dört saatlik bir aramız vardı. Beynimi yeterince sikme fırsatına sahipti.
"Bir şey olduğu yok." dedim son kez belki yutar umuduyla. Yutmadı, yeşil gözlerini devirip kafama bir tane patlattı. Acıyla ensemi okşadım. "Bir daha bir şey yok dersen seni straponla sikerim."
Alt dudağımı ısırdım. "O mala böyle sikik davranmamın nedenini biliyor musun?" dedim iç çekerek. Göğsünü kabartıp başını salladı. "Ondan hoşlanıyorsun ve senden hoşlanmama ihtimali yüzünden ona bok gibi davranıp kendinden uzaklaştırıyorsun ki hoşlantının boyutu büyümesin." Anlamasına şaşırmamıştım çünkü Gupse'ydi o. Beni benim kadar iyi tanıyan belki tek insandı. Neyi neden yapacağımı çok iyi biliyordu.
"Evet, en azından kafanda saman yerine az da olsa beyin var. Peki Baran aptalı ne yapıyor? Benim ona söylediklerimi ciddiye alıyor. Neden benim fikirlerim onun için bu kadar değerli anlamıyorum!" diye tısladım sinirle.
Gupse saçlarımı karıştırdı. "Belki de onun da sana karşı bir ilgisi vardır?" dediğinde götümle güldüm ona. "Bunu neye dayanarak söylüyorsun? Belki herkesin eleştirilerine karşı böyle yaklaşıyor. Sırf ona yaptığım yorumları ciddiye alıyor diye benden hoşlanıyor anlamına gelmez. Ben de senin fikirlerini önemsiyorum ama senden zerre hoşlanmıyorum."
Kestane rengi düz saçlarını dağınız topuz yapıp başını iki yana doğru salladı. "Her zaman bardağın kırık tarafını görüyorsun."
"O boş tarafı salak, kırık değil."
Sigarasını dudaklarının arasına yerleştirip yaktı ve dumanı isteyerek yüzüme doğru üfledi. Rahatsız olduğumu biliyordu ama ona inat yüzümü bir santim bile oynatmadım. "Normal insanlar bardağın dolu ve boş yanını görürler sense bardağı kırık ve hep su sızdıran tarafıyla görüyorsun."
Çok güzel laflar sokabilirdim ama sustum çünkü haklıydı. Iphone X'imi dikkatlice masanın üstüne koydum. Ona bir şey olsa ölürdüm. "Sen onu bunu geç de tanıdığın durumu kötü olan biri var mı?" dedim aklımdaki planı düşünüp mutlu olarak.
"Neden sordun?"
"Eski telefonumu ihtiyacı olan birine vermek istiyorum. Evde boş boş duruyor." Gupse bana gülümseyerek bakıp yanağımı okşadı. "Baran'a da böyle davransan eminim-" Sözünü kestim. "Baran hakkında konuşmak istemiyorum. Onunla olurumuz yok, ev arkadaşını araştırdım. Öyle biri yok, fotoğrafçısı da bir erkek. O fotoğraftaki kadın büyük ihtimalle Simge Saygın. Paylaştığı gün takip ettiği tüm hesapları inceledim ve o renk oje sürmüş kadınları aradım ve o çıktı. Büyük ihtimalle onunla sevgili, dediğim gibi sadece ondan bu derece tiksinmemi anlamlandıramamış olmalı ki beni ciddiye alıyor."
Gupse ağzı açık bir şekilde bana baktı. "Sen en son birini stalkladığında..." dedi devamını getiremeden. "Evet, en son Murat'ı stalklamıştım ve ikinci bir Murat vakasına hazır değilim. Sen de salak salak konuşup Baran'a olan ilgimi arttırma. Ufak çaplı bir şeyken bunu yok edeceğim." Murat konusu açılınca Gupse de bir şey dememişti, diyemeyeceğini de biliyordu çünkü o konuda en büyük suçlu kendisiydi.
"Aklımda biri var, ona verebilirsin. Benim derslerinde yardımcı olduğum liseli bir kız. Ailesinin durumu iyi değil ve telefonu eski diye biliyorum. Yarın derse gittiğimde söylerim ona."
Başımı salladım, telefonum en azından ihtiyaç sahibi birine gidecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iphone x ¿boyxboy¿ ฯtextingฯ
Kısa HikayeIphone X isterken aşkı bulacağımı tahmin etmiyordum.