Baygın bela !

55 38 0
                                    

Neden her şey bir anda tepe taklak olmak zorundaydı.

Ateş hayattan hiç bir zaman fazla bir şey istememişti ki. Onun tek istediği sevdikleriyle mutlu bir hayatken bu saçmalıkta neyin nesiydi böyle ?

Sanki hayat o kaçtıkça üstüne üstüne geliyor onu tekrar eski haline döndürmeye çabalıyordu.

Ama hayır ateş yaşadığı müddetçe bir daha asla ama asla o aptal çocuk olmayacak masum görünümlü hiç bir kadına güvenmeyecekti.

Gözleri sinirle etrafı taradığında bulutu görmeyi umuyordu ama lanet olsun ki adam yer yarılmış içine girmişti sanki.

Kucağında hiç tanımadığı ama tuhaf bir şekilde de ona tanıdık gelen ürkek bir ceylan duruyordu sanki.

O kadar ufak ve narindi ki her an yok ola bilirmiş gibi duruyordu. Üstelik baygınken bile tuhaf bir şekilde titremeye devam ediyor dahası kaşlarını çatıyordu.


Ah hayır lütfen yine olmasın .. Hastahaneden çıktığımdan beri kendimi tekrar uyumamak için o kadar fazla zorlamıştım ki. Hermes'le görüşmeye gidesiye kadar da dayana bilmiştim.

Ama ondan duyduklarım zaten zar zor oluştura bildiğim birazcık gücümü de çekip almıştı bedenimden.

En son evimizin bahçesine kadar gele bildiğimi hatırlıyordum ondan sonrasıysa derin bir karanlıktı sanki.

Ama işin tuhafı hastahanede uyandığım andan beri ilk defa derin ve huzurlu bir uykuya doğru çekiliyordum. Ve düştüğüm yer nasıl bir yerse o kadar güzel kokuyordu ki sanki tatlı bir tarçın kokusu gibiydi bu koku.

İlk başlar da karanlıktan gelen varlıkları görmekten deli gibi korktuğum için sürekli titreyen ben bir süre sonra düştüğüm yerde o kadar rahatlamış ve huzurlu hissetmeye başlamıştım ki sanki yavaş yavaş tüm korkularımdan arınmaya başlamıştım.

Tuhaf bir huzurdu bu ..
Sanki tarçın kokuları beni karanlığa karşı koruyor gibiydi !


Evden ateşle birlikte çıkan bulut çığlıklar gelen yan taraftaki eve hızla ulaştığında ateşin o an yanında olmadığını fark edemiyordu bile.

İlk birkaç dakika arka arkaya kapıyı çaldıktan sonra kapı hala açılmadığın da iyicene endişelenmeye başlamış o an hiç bir şey düşünmeden kapıyı kırmıştı.

Elif o şerefsize o kadar kızmıştı ki son zamanlar da yaşadığı her şey üst üste bindiği içinde en sonunda patlamış büyük bir sinir krizi geçirmişti.

Hayatı sadece bir yıl içinde tepe taklak olmuş eski hayatlarından ellerinde evlerinden ve küçük bir arabadan başka hiç bir şeyleri kalmamıştı.

Elif bunları hiç bir zaman dert edinmemişti .. ama böyle şerefsizler sırf ailesine baka bilmek için onun gibi kızlara iş vererek onları taciz ettiklerinde deliriyordu.

Eskiden başkalarından böyle şeyler duyduğunda inanamayan oyken şu an kendisi bir şerefsiz tarafından taciz edilmişti.

Adam resmen seni rahatlata bilirim demişti ve elif hala bu sözleri sindiremiyor bağıra bağıra ağlıyordu. 

Kardeşinin ilk kez hastahaneye kaldırıldığını öğrendiği an korkudan ne yapacağını şaşırmış saatlerce dua etmekten bir an olsun vaz geçmemişti.

O ameliyat kapısı her açıldığın da kötü haber gelecek diye o kadar korkmuştu ki o da her an biraz daha kayboluyordu sanki.

Zaman yavaşça ilerledikçe kardeşi bir çok kez ameliyata girmiş ve şükürler olsun ki dayana bilmişti.

Karanlıktan gelen aşk !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin