Karanlıktan gelen aşk !

Bu gün hiç bitmez mi ?

Bu gün her şey ters gitmek zorunda mıydı ?

hiç hesapta yokken suçsuz olduğumuz halde ablamla nezarethaneye düşmüştük.

Oradan zorla da olsa sonunda çıka bildiğimiz deyse yemin ederim aklımdan daha da beteri olamaz lafı geçiyordu.

Meğersem insan kolay yanıla bilirmiş ...

Karakoldan sonunda çıka bildiğimiz de derin bir nefes bile alamadan .. aslı hanım bir yandan ablamın diğer yandan benim kolumu sıkı sıkı tutmuş ve hiç bir itirazımıza aldırmadan kendi arabasıyla bizi evimize bırakmakta diretmişti.

Bu kadın çok tuhaf biriydi. Kibar bir şekilde bir şey istediğin de bile sanki bize emir veriyormuş gibi her dediğini yapmak zorunda kalıyorduk.

Onunla tanışalı toplasan yarım saat olmamasına rağmen sanki kırk yıllık akrabasıymışız gibi ablamla beni bir içine sokmadığı kalmıştı.

Ateş sinirle yanımdan uzaklaştığında kafam bomboş gibiydi. Az önce aslı teyzem yüzünden dert yanarken bir anda aklımda hiç olmayan kelimeler ağzımdan fırlayı vermişti .. Üstelik söylediklerime kendim bile inanamıyordum.  

Tamam elifle tanıştığımızdan beri pek de normal bir ilişkimizin olduğu söylenemezdi ama ...

arkadaşıma söylediklerim onu şaşırttığı kadar beni de dumura uğratmıştı.

Yok arkadaş ben bir türlü sakinleşemiyorum ..  o lanet olasıca kızla tanıştığım andan itibaren sürekli barut gibi dolaşmaktan kendim bile bıkmışken şimdi bir de bulut bey elif hanıma yazıyordu. 

Neden her şey bu kadar boktan gitmek zorundaydı ki ?

Türkiye de milyonlarca kadın varken benim salak arkadaşım gitmiş o küçük kızın ablasını bulmuştu kendisine !

Ama hata bende .. daha ilk başta o kızla o tuhaf kavgayı yaptığımız an. Hatta daha da gerisi onu baygın gördüğüm ilk an arkama bile bakmadan kaçsaydım eğer .. tüm aksilikler beni bulmaz yolum sürekli bu salak la kesişmezdi.

Şimdiyse sanki koca bir çemberin içine hapsedilmişim gibi ilkimden bir türlü kurtulamıyordum.

_ bakın aslı hanım inanın sizi kırmak istemiyorum .. ama lütfen anlamaya çalışın biz kendi arabamızla gide biliriz.

_ hadi ama güzel kızım bırak işte inat etmeyi .. Ben sizi kendim götürmek istiyorum .. yoksa bu yaşlı hanımı kırmak mı istiyorsun ?
Aslı hanımı daha fazla ret ederek üzmeyi istemeyen zavallı elif yaşlı kadının oyununa gelmiş ve kibar bir gülümsemeyle birlikte aslı hanımın teklifini kabul etmişti. 

Şimdiyse ilkimin yüzüne bakmaya bile tırsıyordu .. Çünkü nedense ilkim ateşle ilgisi olan kimseden ısrarla hoşlanmıyordu ve şu sıralar elifi öldürmek isteye bilirdi. Hazır kendisini zevkle öldürmüşken zavallı aslı hanımı da canlı, canlı yaka bilir hiç de pişman olmazdı. 

İlkimin asılmış suratına bakmamaya çalışarak alçak çıkan sesi yüzünden cevabını duyamayan yaşlı kadına tekrar cevap verdiğinde ..

Arkalarından kalın ve buğulu bir ses istediğimiz gibi olan ne elif hanım demiş ve daha ilkim konuşan kişinin kim olduğuna bakmaya gerek bile duymadan ateşin sesini tanımıştı bile .. Genç adamın sesini duyan genç kızın sırtı dikleşmiş ateşi gördüğü her an olduğu gibi yüzü en sert ifadesini takınmıştı.

Ateşin sonsuz nefretinden habersiz elifse hayatının yanlışını yapmış ve ateşe onların arabasıyla evlerine döneceklerini hafif bir şekilde gülümseyerek söylemişti.

Bir kaç saniye sessizlik içerisin de karşısındaki genç kadının söylediklerini tekrar tekrar düşünen ateş sonunda elifin söylediklerini algıladığın da utanmasa avazı çıktığı kadar bağıra bilir etrafta ne var ne yoksa yakıp yıka bilirdi.