𝑺𝒐𝒍𝒐 𝑫𝒂𝒏𝒄𝒆 |𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔

2

Medyaya koyduğum video'yu izlemeniz şart. Çünkü bölüm bununla ilgili.
🤗

Keyifli okumalar
💜

Kendimi dans sınıfının büyük aynasından inceliyordum. Terlediğimden dolayı sarı saçlarım anlıma yapışmıştı ve nefes nefeseydim. Yine klasik günlerimden birini yaşıyordum. Ders bitmiş olsada ben tek başıma buradaydım işte.

Bunun kaçışı yoktu. Ortaokuldan beri istediğim bölümde okuyordum ve kazanmak için bazı şeylerden ödün vermem gerekiyordu. Uykuya ihtiyacım vardı. Eve gitmeye, yemek yemeğe ve dinlenmeye. Fakat okulu birincilikle bitirme hedefime ulaşmak için çalışmalıydım.

Öğretmenlerimin gözüne girmek ve hak ettiğim sıralamaya ulaşmak için de çalışmalıydım. Bay Park ne demişti.

daha çok çalış...

Pekala, belki de çok çalışmak bana bir  şeyler kazandıracaktı. Bunun farkındaydım ama aynı zamanda sinirliydim de. Yani kim haksızlığa uğradığını düşündüğünde sinirlenmezdi ki? Sessiz kalmayabilirdim ama ona karşı çıkarak cevap veremezdim.

O benim öğretmenimdi.

Ona sadece bir şekilde cevap verebilirdim; çok çalışıp kendimi daha da geliştirerek.

Beni en iyi öğrencisi olarak hatırlaması için elimden geleni yapacaktım.

"Aynanın karşısında öylece durup kendini izlemekten zevk mi alıyorsun?"

Düşüncelere daldığım için arkamdan gelen tiz ses beni hafif korkutmuştu. Ona doğru dönmeden aynadan bakmayı tercih ettim. kapının yanında durmuş beni izliyordu. Ne zamandır oradaydı acaba?

Bay Park omuzlarını kaldırıp alaylı sayılabilecek bir şekilde güldü. Bana doğru gelmeye başladığında ben de ona doğru dönmüştüm.

"Sadece soluklanıyordum."

O yürümeye devam ederken ben de istemsizce gözlerimi etrafta gezdiriyordum. Sanırım bu oyalanmak gibi bir şeydi. Ondan çekiniyordum özelliklede burada sadece ikimiz varken. Oyalanmam işe yaramamıştı kendimi onu incelerken bulmuştum. Yine ve yine...sanırım bunu istemsizce yapıyordum.

Giydiği siyah eşofman altı ve beyaz T-shirt'ü oldukça sıradan olmasına rağmen onda başka bir hale geliyordu. Önüne düşen siyah saçlarını her zamanki gibi geriye atarak hafif gülümsemişti. Bunu yapmasıyla gözlerim elindeki yüzüklere kaymıştı. Tanrım...o gerçekten çekiciydi. Kızların onun hakkında konuşurken neden bu kadar çok heyecan yapıp abarttıklarını anlıyordum.

"Hırsını seviyorum Miley."

Bay Park konuşmaya girdiğinde başımı iki yana salladım. Ne ara yanıma gelmişti onu bile fark etmemiştim. Utanarak başımı yere eğdim onun hakkında düşündüklerimi sanki duymuş gibi hissediyordum. Bu beni biraz rahatsız etmişti. Sanırım bunun sebebi onun öğretmenim olmasıydı.

"Ama sadece hırs yapıyorsun. Boşa çabalıyorsun."

Dediği şeyle kaşlarım istemsizce çatılmıştı. Doğru mu duydum diye biraz düşündüm. Boşa çabalıyorsun demişti o değil mi?

"Anlamadım."

Sesli bir şekilde güldüğünde odayı dolduran tiz sesi kaşlarımın gevşemesine sebep olmuştu. Bir adım daha atarak bana biraz daha yaklaştı. Göz teması kurduğumuzda içimde garip bir duygu gün yüzüne çıkmıştı. Bay Park'la ilk defa bu şekilde göz teması kurmuştum. Bu garipti...