Keyifli okumalar
❤[Jimin]
Sırtıma astığım çantamı elimle sıkıca kavrarken bir yandan da kalbimin çarpmasına engel olamıyordum. Hayatımın hiçbir döneminde karşı cinsimden bu kadar çok etkilenmemişken şimdi benden yaşça küçük bir kızdan delicesine etkileniyordum.
Bir saat önceki yakınlığımız aklıma gelince istemsizce gülümsemiştim. Kollarımım arasındaki bedeni beni büyülemişti. Benimle dans ederken ki şaşkınlığı ve kulağıma dolan kalp atış sesleri, bir kere daha gülümsedim. Elimde olsa bunu sürekli yapmak isterdim fakat işler karışıktı.
Bir gün öğrencime karşı bir şeyler hissedeceğimi söyleseler sanırım güler geçerdim. Fakat şimdi ona karşı beslediğim yoğun duygulara engel olamıyordum. Karşımda olmasa bile yüzü aklıma düştüğü anda bedenimde garip bir titreme oluyordu. Sanırım kendimi fazlasıyla kaptırmıştım.
Sorun şu ki bu işin sonunu göremiyordum fakat kendimi ona yaklaşmaktan alıkoyamıyordum da. Arkadaşlarıyla konuşmasını hatta benim dışımda herkesle konuşmasını kıskanıyordum. Hoseok'la yakın oldukları için kıskanıyordum.
Hoseok'un ve diğerlerinin şansını kıskanıyordum.
Elimde tuttuğum telefonuma kısa bir bakış atıp çocuklarla buluşacağımız bara girdim. Her zamanki gibi kalabalık ve gürültülü. Bugün mutluydum ve sanırım kendimi biraz salacaktım.
Gözlerim bizimkilerle buluşunca onlara doğru ilerlemeye koyuldum. Yüzümdeki bu bana yabancı aptal ifadeyi fark etmiş olacaklardı ki hepsi bir süre şaşkınlıkla beni inceledi. Onlara aldırmadan Yoongi'nin yanına oturdum ve hiç beklemeden içkisinden bir yudum aldım. Bunu her zaman yapardım ve o bundan nefret ederdi.
"iyi günündesin sanırım. Babanla mı barıştın yoksa?"
Seok Jin'in sırıtarak sorduğu soru karşısında gözlerimi devirmeden edememiştim. Babamla ilişkimizde sorun yoktu ama şu sıralar çok sık kavga ediyorduk. Öğretmenlik yapmamı desteklemiyordu. Şirketin başına geçip yardım etmem ve yükünü hafifletmem ona daha cazip geldiği için beni sıkıyordu ve bu konuda sürekli tartışıyorduk.
Ama ben öğretmenliğe devam etme konusunda oldukça kararlıydım. Özelliklede Miley varken."Hala mı Jimin?"
"Ne hala mı?"
Hoseok'un sorusuna karşılık soruyla cevap verip kendi içkimden bir yudum almıştım. Ağzıma bıraktığı garip tat lise yıllarında ilk içtiğim gün gibi rahatsız edici değildi. Sanırım bu aralar fazla içiyordum ama umrumda değildi.
"Şu konu. Biliyorsun işte."
Tabii ki biliyordum. Konuşmak yerine başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim. Böyle sorması saçmaydı sonuçta hislerim bir anda sönüp gitmeyecekti. Hoseok öyle olacağını düşünüyordu ama öyle olmayacaktı.
"Neyden bahsediyorsunuz? Bizede açıklasanız keşke."
Nam Joon'un konuşması üzerine Seok Jin ve Yoongi başlarını sallayarak onu onaylamıştı. 'işte başlıyoruz'diye düşündüm. Hoseok onlara her şeyi anlatacaktı ve bir sürü laf yiyeceğime emindim. iyi yada kötü her şekilde çok konuşacaklardı ve ben de sinirli bir Jimin olarak geceyi bitirecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒐𝒍𝒐 𝑫𝒂𝒏𝒄𝒆 |𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔
FanfictionGüzelliğini yitirmiş sönük ışıkta gece yarısına kadar dans ediyoruz. Kitabın yayımlanma yılı=2018